Yazar:begulaybar Tanıtım: Ben anlatayım mı ne olacak. Ben hiçbir ateşi böylesi hissetmedim. Fena yakıyormuş. Hani sen hep üşürsün ya. Ben de hep yanacağım. Cayır cayır yanacağım. Eşiğimin ötesinde olacaksın. Göreceğim seni. Gözlerimi harama bakmamak için, oyarken bakacağım sana.
Aramıza yıllar girecek. Zaman Eşiğimin ötesinde bir akarsu misali şakır şakır akacak. Saçlarımıza yıldız yağacak. Ve senin, senin gibi akça pakça çocukların olacak. Bazen benim avlumdan, içeri kadar gelecekler. Kirli avluma temiz topları kaçacak. Avluya adım atar atmaz korkacaklar. İçleri ürperecek. Analarına benzeyen parıl parıl saç uçları terleyecek. Bu avluda diyecekler,
kötü adam ve cinli bir kadın yaşıyormuş. Korkacaklar. Aynı anda toplarını kurtarma derdine düşecekler. Ve ben onların karşısına çıkacağım. Sırtım kamburlaşmış.
Yanaklarım içine çökmüş. Gözlerim yuvalarında derin oyuklar açmış. Kemikleşmiş ellerimi korkarak uzatacağım onlara. Belki başlarını okşayabilme cesareti göstereceğim. ipek saçlarına küçük bir dokunuş sunacağım.
” hadi topunuzu alın ve gidin. Annenizi üzmeyin” diye içim kan ağlarken, ellerine elmalar verip yolcu edeceğim. iki adım ötemde duran, dar ağacıma.
Sen böyle bakmayacaksın bana. Yuvam diyeceksin. Çocuklarım diyeceksin. Ar edineceksin. Namahrem diyeceksin. Hadi bunları da geçeceksin. Babamı gözünden eden, korkak adam bu diye kindar gözlerle bakacaksın.
Ama ben sana, saçların ağarsa da belin bükülse de dokuz çocuk anası olsan da o iki sepet elmayı boklu kapıma getiren dünya da güzellik var mıymış diye iç çektiğim o kıza baktığım gibi bakacağım.
Ahlat ağacına benzer kendi başına yeşermiş, köküne bir tas kimse su dökmemiş. Bir sepet elmaya aldanarak, yediveren çiçeğine tutulmuş.
Bozkırın ortasında, rüzgarın esmekten korktuğu o kurak yaşamında, gel benim bağımı yeşert diyememiş. Yediveren çiçeği Mihran'ı göz göre ellerin bağında çürütmeye mahkum etmiş.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
