Yeni hayat,yeni adım

66 38 57
                                    

O gün

Bağırış sesleri gittikce daha da yükselirken ben sadece susuyordum. Korkudan buz gibi olmuş tenim hiç bir sesi sindiremezken dinmez söylemez duruyordum. Aklıma o gece gelmeye başladıkca sadece susuyordum. O duramdadan ve gitttikce daha avazla çıkan çığlıkları duyduğumda istemsizce ellerimi kulaklarıma götürdüm. Kalabalıktı çok kalabalıktı. Çok korkmuştuk. Her kes korkuyla teni bembeyaz olmuş o cesede bakıyordu. Peki ona ne olmuştu?

Bembeyaz olmuş yüzünün etrafındaki saçları dağınık şekildeydi. Kiyafetleri kirlenmiş ve elleri kan içindeydi. Biraz daha bu manzarayla karşı karşıya duramazdım. Mert hemen kolumdan çektiği gibi beni buradan çıkardı. Öğretmenler telaşlıydı ve çocukları sakinleştirmeye çalşıyorlardı. Sadece yarım saat içinde universiteni polisler sarıdı. Öğrenci dışında kimseye çıkmaya izin verilmiyordu. Öğretmen ve diğer çalışanlar sorguya çekileceklerdi. Mertle arabaya doğru gittik. Çok kötüydüm nasıl tarif edeceğimi  bilmiyorum.

" Bahar.. Bahar bu sen değilsin.."

Diye söylenen telaşlı sesi duyduğumda başımı kaldırıp Merte baktım. Telaşlı gözüküyordu ve benim için endişelenmişti. O böyle durumlara alışıktı çünkü çalıştığı yerlerde böyle ölümler çok görülüyordu o yüzden yeterince soğukkanlı gözükmeyi başarmıştı. Ama ben yapamıyordum.

"Mert yapamıyorum.. her yerde aklıma geliyor beni yalnız bırakmıyor. Hep aklımın derinliklerinde. Acı içinde ölümünü gördüğüm acı çekmemden zevk alıyor Mert. Ben hep mutlu olduğumda benden bunu çalmak istiyormuş gibi yine geçmişten bir iz getiriyor. Yine karşıma geçiyor Mert yapamıyorum! dayanamıyorum artık! kendimi toparlamaya çalıştığım her vakitte , şimde öncekinnen daha güçlü olacağım dediğim her vakitte yine karşıma çıkıyor ve hayatı bana zehir ediyor. Tıpkı benim onun hayatını kurtaramadığım gibi bir düşünceyle hayatımı zehir ediyor!"

"Hayır, Bahar! Kendini harap etmeyi bırak çünkü bu senin suçun değil! sen daha bir çocuktun nasıl anlayabilirdinki? Lütfen bunu kendine yapma , sen güçlü kızsın her şeye rağmen buralara geldiysen bunuda atlata bilirsin. Emin ol ,  ben sana güveniyorum ve senin yanında olduğum sürece sen daha da güçlü olacaksın. Sana söz veriyorum sana yardım edeceğim."

Mertin güven dolu konuşmaslndan sonra birazda olsa rahatlamıştım. Bana çok iyi gelmişti onunla böyle konuşmak. Bu nasıl oldu ve kim yaptı bilmiyorum. Ama ilk günden böyle hadiseyle karşılaşmak bir hayli canımı sıkmıştı. Başım ağrıyordu ve midem bulanıyordu.  Kendimi çok korkmuş hissediyordum. Yine aklıma Lily geliyordu. Birden o ölen kızı Lily zannetmiştim. Ona çok ve çok benziyordu ve sarsılmamım nedenide buydu.

Ben bu düşüncelerle uzun uzun düşlere dalırken telefon sesiyle gerçek dünyaya döndüm. Merti iş yerinden arıyorlardı ve her kimse sesi bir hayli kızgın geliyordu. Mertin anlattığı kadarıyla ölen kız yanı ismi Yankı Günay olan bu kız o şirkette çalşıyordu. Ve ben yine bir şey anlamamıştım. Daha ilk kursu bitirmeyip , stajerlik yapmadan nasıl böyle şirkette çalışmak olurduki ? Ilk once  tüm bunları o Yankı denen kız için düşündüm. Sonra Mert. Oda daha ilk sınıftaydı ve stajerliğini yapmadan ailesinin varis koyduğu şirketi yönetdiğini düşünüyordum. Ama işler umduğum gibi yürümedi. Burada çok garip şeyler oluyordu ve ben anlamıyordum. Kafam allak bullak olmuştu. 

Mert hızlıca arabayı kullanıyordu.

"Varınca sana her çeyi anlatacağım! ama şimdi bana bir şey sorma çünkü bende bilmiyorum. Sadece sus ve varmamızı bekle o zaman neyin ne olduğunu anlayacaksın."

bu ciddi konuşma üzerine gerçekten kötü şeyler olduğunu anladım. Peki benim bunla alakam neydi onu anlamadım. Ölen kızın ismini söyledi , bir çirketten bahsetti ve benim yardımım gerektiğini söyleyerek şirkete doğru arabayı kullandı.

Neden ben?Место, где живут истории. Откройте их для себя