30.

5.4K 342 89
                                    

Rezan

"Ayağın nasıl iyi mi?" Süleyman elindeki krem ile yanıma çömeldiğinde yüzüne umursamaz bir şekilde bakmıştım.

Hiç de iyi değildi, ayağımın üstüne basamamak beni öldürüyordu anasını satayım...

Aptal gibi ayağım kaymış ve bayır aşağı top gibi yuvarlanmıştım.

Kutalmış itine ayağımı burktuğumu birkaç kere söylediğim halde beni gram umursamamıştı ve şimdi Süleymanın bunu diyerek yanıma gelmesi beni oldukça garip hissettirmişti.

Ona karşı hislerim var mıydı emin değildim ama Kutalmışa karşı inceden inceye hislerim gün yüzüne çıkıyordu.

Onu görünce elim ayağıma dolaşıyordu ve ister istemez heyecana kapıldığımı biliyordum ama kendisi bana karşı fazla umursamaz gibiydi.

Evet onu daha yeni yeni tanısam da bana karşı çoğu zaman duvar gibi olması kalbimi kırıyordu.

"Üstüne basamıyorum..." Sesim ağlamaklı gibi çıktığında bakışlarımı ondan çekip yeni gelen erlere bakmıştım hepsinin canı çıkmış gibi görünüyordu ve aralarında benim gibi topallaya zavallılar vardı.

Süleyman onlara baktığımı fark etmiş olacaktı ki "Onlar da senin gibi bayır aşağıya yuvarlandılar." Süleyman, ayağımı dizine koyarken açıklamasını yaptığında bakışlarımı ona yönlendirmiştim.

Yapacağı şeyi anladığımda ona doğru eğilip durdurmak için saçını çekmiştim.

-Ben sürerim dokunma acıyor.

"Sen sürmezsin bilirim ben seni, kremi sürelim sonra erlere vereceğim. Ayrıca bu saç bana lazım gülüm, çekme öyle. " Süleyman, Postallımı ve çorabımı oldukça yavaş bir şekilde çıkartıp ayak bileğime kremi ağrıyan yere çok hafif baskılar uygulayarak sürüp ovmaya başladığında anında mayışmıştım.

-Kutalmış nerede? Hâlâ uyuyor mu?

Süleyman başını kaldırmadan konuştuğunda çevreye bakmıştım.

-Bilmiyorum nerede olduğunu.

Ciddi anlamda bilmiyordum çünkü acil bir işi olduğunu söyleyerek beni çadırda tek başıma bırakıp her zaman yaptığı gibi çıkıp gitmişti.

Sönmüş ateşin başına bildiğiniz yılan gibi sürünerek gelmiştim ve onun bu davranışları kalbimi kırmaktan öteye gitmemişti.

"Hmm." Süleyman mırıldanıp kafasını kaldırıp bana baktığında ona karşı gülümsemeye çalışmıştım.

Ayak bileğim çok fazla acıyordu ve onun bana bu şekilde yaklaşıp Kutalmış'ın bana karşı duvar gibi olması kafamı karıştırıyordu.

Kutalmışın davranışlarını anlamasam da tolerans gösterdiğim çok oluyordu çünkü erkekle ilk defa ilişki yaşadığını biliyordum ve bu ilişkide ikimizin de hataları elbette olacaktı ama beni sürekli bu şekilde bırakıp gitmesi hafiften sinirimi bozuyordu.

İlk önce meyhanede bırakmıştı daha sonra onu öptüğüm zaman bırakmıştı şimdi de çadırda tek başıma bırakmıştı ona yürüyemediğimi söylediğim halde...

Hadi meyhanede olayı sineye çekip hatanın benim de üstümde olduğunu varsaysam da diğer olaylar?..

"Daha iyi misin?" Süleyman, bileğimi ovmayı bırakıp çorabımı ve postalımı tekrar giydirdiğinde evet anlamında bir şeyler mırıldanmıştım.

Bu soruyu nereden sorduğuna göre cevabı değişirdi ruh hali olarak iğrenç bir haldeydim ama bileğim için sorulduğunda Süleyman ovduğu için bir tık daha iyiydim.

-Ben burada otur, ben ateşi yaktırayım sonra da konserverleri hazırlayıp yeriz.

Süleyman, çok yavaş bir şekilde ayağımı dizinden yere doğru indirdiğinde ayağa kalkmıştı.

Ona bakmayı kesip bakışlarımı tekrar çadırlara doğru yönlendirdiğimde Kutalmış itini görememiştim.

Elbet kokusu çıkardı.

"Teşekkür ederim her şey için." Ona bakmadan konuştuğumda "Önemli değil" demişti.

Aslında çok önemliydi, tekrar birileri tarafından ortada bırakıldığım için oldukça önemliydi...

*****

Bulacağız arkadaşlar bulacağız, sevgisini belli eden el üstünde tutan nazımızı çeken ve her zaman yanımızda olan birini bulacağız.

Piyade /bxb ✅✔️Where stories live. Discover now