36.

3.8K 257 37
                                    

İg: benkursatinfakesidegilim
/
!
Rezan

Sinemle dışarı çıktığında yağmur yağmaya başlamıştı ve benim şu an götüm donmak üzereydi.

Doktor birkaç gün ayağım yüzünden arabayı yasakladığı için kullanamıyordum ve bu halde durağa gidene kadar feci derecede ıslanacaktım.

"Of ya sabah baktığım zaman güneşliydi, kombinimi de ona göre hazırlamıştım lanet olsun." Sinem, ayağını yere vurup mırıldandığımda göz ucuyla ona bakmıştım.

Crop ve etek giymişti ve anladığım kadarıyla onun da hırkası yoktu.

"Seni arabamla bırakmak isterdim ama arabamla gelmedim maalesef ve doktor bir süre kullanmamı yasakladı." Üzgünce konuştuğum zaman Sinem bana bakıp gülümsemişti.

"Hiç sorun değil, durağa kadar gidersek şükür edelim." Çocuksu heyecan ile konuşup sesli bir şekilde güldüğünde ben de gülmüştüm.

Oldukça eğlenceli bir kızdı ve onunla farklı şekilde tanışmış olsaydık kesinlikle arkadaş olabilirdik...

Gerçi şu an bile arkadaştık ama pek hevesli değildim malum sevdiğim adamla evlenmişti.

Kapıya ulaştığımızda bile şu kısacık zamanda bile o kadar çok ıslanmıştık ki tarif edemezdim...

Acaba yağmur duruna kadar beklese miydik? Gerçi beklesek bile fayda etmedi çünkü bu lanet olası yerde yağmur ne zaman yağsa durmadan devam ederdi o yüzden kış ayını sevdiğim söylenemezdi.

"Sizin neden hırkanız yok?" Süleyman nöbet kulebesinden çıkarken Sinem ile ikimize bağırdığında şaşırmıştım.

"Siz kafayı mı yediniz? Hadi Sinem kombin delisi sana ne oluyor Rezan? Bilmiyor musun bünyenin ne kadar zayıf olduğunu?" Süleyman sinirle konuştuğu zaman Sinem ile birbirimize bakmıştık.

"Sinem al bunu." Üzerindeki kalın yağmurluk gibi duran kapüşonlusunu çıkartıp çakma eşine doğru uzattığında Sinem ikiletmeden almıştı. Bayağı bir üşümüş olmalıydı çünkü anında alır almaz giymişti.

Eh o da haklıydı etek ve crop olunca herkes üşürdü...

"Valla sabah baktığım zaman güneşliydi, çıkmadan önce de baktım yine aynıydı birden bire yağmur bastırdı. Kusura bakma Süleyman." Sinem, mayışmış ses tonu ile konuşurken Süleyman asker yeşili kalın kazağını da çıkartıp bana uzattığı zaman çıplak kalan vücuduna hipnoz olmuş gibi takılı kalmıştım.

" Deli misin? Giy onu. " Sesim pürüzlü çıkarken Süleyman bu ses tonuma gülüp elindeki kazağı kafama doğru atmıştı.

"Bunu da sen giy, kulübede hırkam var. Hem ben yağmurda böyle dolanmaya alışığım az mı bu halde ceza alıp koştum?" Süleyman konuşup kahkaha attığında kafamdaki kazağı alıp üzerime giymiştim.

Süleyman, kulübenin içine girdiği an Sinem bana dönmüştü.

"Süleyman iyi birisi, aklında bir şüphe kalmasın Rezan, benim için de sakın ama sakın endişe etme. Siz ikiniz iyi anlaşın o bana yeter. Boşanacağımız zaman adliyede mutlaka görüşelim" Sinem, kıkırdayıp elini kaldırıp bana doğru salladığı zaman üzgün gözlerle ona bakmıştım.

Ne kadar iyi biri olsada kalbi kırılmış olabilirdi ama hiç öyle durmuyordu.

Süleyman, fermuarlı kapşonu üzerine geçirerek yanıma geldiği zaman Sinem'e doğru dönmüştü.

"Şapkanı tak kız deli." Ona doğru bağırdığı zaman Sinem, bize dönüp el sallamıştı. "Yıkayıp geri veririm, sonra görüşürüz dikkat edin." Bize doğru bağırıp el salladığında otomatik olarak Süleyman ile bizde ona el sallamıştık.

"İyi birisi ve onunla üşümeyecek misin?" Süleymana doğru dönüp konuştuğumda bana doğru yaklaşıp cebinden çıkardığı şapkayı kafama takıp kulaklarıma doğru indirerek iyice kapatmıştı.

"Evet sinem iyi birisi ve biz arkadaş olarak iyi anlaşıyoruz, bu şapkayı çıkarma hasta olacaksın." Kazağımın eteklerinden tutarak iyice aşağıya indirdiğinde kendimi okula giden çocuk gibi hissetmiştim.

Süleyman sadece bana karşı değil herkese karşı böyleydi, ince düşünceli birisiydi. Elimdeki her şeyi ama her şeyi koşulsuz verirdi.

" Çocuk değilim Süleyman, sende kolay hasta oluyorsun hadi gir kulübeye, ikimizde yeterince ıslandık ben gidiyorum. Sende çok çabuk hasta oluyorsun." Ondan uzaklaşarak konuştuğumda cidden taktığı şapka ve verdiği kazakla içimin ısındığını hissediyordum.

-Kötülere bir şey olmaz.

-Saçma sapan konuşma Süleyman, hem kıza neden bu şapkayı vermedin?

"Sinem şapka takmaz, en azından bu şapkaları takmaz, taksaydı verirdim kendi şapkamı merak etme, hadi sende çabuk git üşüme daha fazla, ilaçlarını da al dikkatli ol." "Süleyman, omuzlarımdan tutup beni dış kapıya doğru iteklediği zaman bu aceleci hali beni güldürmüştü.

Çok çabucak sinirlenmesi ve tahammül seviyesinden başka hâlâ aynı kişiydi...

*****

İg : benkursatinfakesidegilim

Piyade /bxb ✅✔️Onde as histórias ganham vida. Descobre agora