30. Bölüm Yüzleşme

2.4K 141 8
                                    

Upss...
Ne kadar kızgın olduğunuzu inanın tahmin edebiliyorum))
Özür dilerim bebeklerim...
Dersler çok yoğun bi de son senem o yüzden bölüm yazamıyorum umarım anlayışla karşılarsınız.
Hadi bölüme geçelim<3

______________________________________

Özet...

Arkamızdan "Pişt" sesi duymamızla arkamıza döndük.

Hay aksi bir bu eksikti!

~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~

Karşımızda bize seslendiği için yerde yatan bir ayyaş ve üzerinde durup onu döven abi kuzen tayfasıyla karşı karşıyaydık.

Tamammm en abi sizsiniz. Kendimiz de hall edebilirdik sonuçta dimi. Neyse iyi oldu yorulma zahmetine giremezdim.

"Hey napıyorsunuz siz?" diye sesimi yükselttim. Az daha döverlerse katil olacaktık. Hemen koşup abimleri şerefsizin üzerinden ittim.

Abimler sanki gipnoz olmuş gibi sadece yerde yatan ayyaşa bakıyorlardı. "Hey size diyorum abi napıyorsunuz siz tam olarak? Tamam döve bilirsiniz de az daha katil olacaktınız." sesim olduğundan yüksek çıkmıştı. Çünkü bir de karakolla uğraşamazdık.

Abimler sonunda gözünü ayyaştan ayırıp bize odaklandılar. Doğa korktuğu için daha geride durarken su benim yanımda sinirli bir şekilde abimlere ve kuzen tayfasına bakıyordu.

"Napalım Aleyna? Bu şerefsizin size asılmasına izin mi verelim?" dedi Aras. Tamam haklı olabilir ama bu öldüresiye dövebileceği anlamına gelmez. "Neyse tamam boş verin hadi gidelim" dedim ve önden yürüyerek restorana girdim. Masamıza gidip ayna kenarına bir yere oturdum. Diğerleri de kendi yerlerine geçti.

Garsonun yemekleri servis etmesiyle hoş sohbet eşliğinde yemeklerimizi yiyip eve dönmek üzere arabalara koyulduk. Ne kadar başı kötü olsa da sonu güzel bitmişti. Arabanın durmasıyla arabadan inip kapıya yürüdüm. Zili basıp beklemeğe başladım. Bu sürede diğerleri de arabayı park edip gelmişti.

Kapıyı Sevgi teyze açtı. Yüzünde hüzünlü ve endişeli ifade vardı. Erken konuştum galiba. Tam konuşacakken Ege benden önce davranıp "Bir şey mi oldu Sevgi teyze? " diye sordu.

Sevgi teyze kafasını iki yana sallayıp geçmemiz için yol açtı. Ondan bir cevap alamayacağımı anlayıp içeriye geçtim. Diğerleri hala bir şey öğrenmek için sorguya tutmuştu Sevgi teyzeyi. Belki de kötü bir şey olduğundan onlara içeriye geçmektense Sevgi teyzeden bir şeyler öğrenmek daha cazip gelmiştir. Peşimden adım sesleri geliyordu ama dönüp bakmadım. Salon kapısından sesleri duyunca istemsiz ayaklarım durdu. Belki de dinlemek iyi fikir olabilir. Ben durunca arkamdakı ayak sesleri de durdu. Ama şu anda bunu düşünecek halde değildim.

Sesleri dinlediğimde annemle anneannemin kavga ettiğini duydum.

"Anne sana kaç defa dedim Ceren gibi değil diye niye anlamıyorsun?" diye bağırıyordu annem. "Ben tanıyacağımı tanıdım. Buraya da diğer torunlarım için geldim zaten. Şimdi de gördüm çocuklar gelsin vedalaşıp Ankaraya döneceğim daha önemli işlerim var." diye cevap verdi Anneannem. Sesi bıçak gibi keskin, buz gibi soğuktu. "Sen böylesin işte! Babam öldüğünden beridir ben seni tanıyamıyorum! Noldu anne sana?! Nerde üstümüze titreyen anne? Hep iş hep iş. Babam sana o lanet olası işleri böyle olacağını bilseydi vermezdi!" diye sinirle ve titrek sesle cevap verdi annem. Ağlıyor muydu? Benim için annesiyle kavga ediyordu.

Daha fazla annemin ağlamasına katlanamayıp odaya girdim. Beni ilk fark eden babam oldu. "Kızım?" dedi babam. Babamın seslenmesiyle herkesin bakışları bana döndü. Arkamdan gelen ayak sesleri tekrar duyuldu. Ayak sesleri gitdikce yükselip yanımda durdu.

Aleyna (gerçek aile) Donde viven las historias. Descúbrelo ahora