18. Bölüm Kurtuluş

6.7K 354 24
                                    

Merhabaaa kuzularımmm
Nasılsınızzz bakimmm
Dersler yoğun olduğu için bölümü geç geç yazıyorum kusura bakmayın
Hadi bölüme geçelimm

____________________________________

Özet...

"Sen..."

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Gözlerime inanamıyorum şu anda karşımda iki kişi vardı. Biri lise birde bana takıntılı olan çocuk Kaandı. Kurtulmak için neler yapmıştım. Ama özünde iyi çocuktu bana kötülüğü dokunmamıştı. Diğeriyse dün evimize gelip pişmiş kelle gibi sırıtan Kemaldi.

Artık sinirlenmiştim. "Ben neden burdayım? Kaan sen burda ne ariyorsun?" diye sorular sordum. "Oooo torunum benimle neden tanıştırmadın bu güzel bayanı?" dedi Kemal. Torunum mu? Güzel bayan ne be? Ne saçmalıyor bunlar?

Kaan sırıtıp "bir türlü vakit olmadı dedecim" dedi. "Ne saçmalıyorsunuz lan siz? Derdiniz ne sizin? Kaan bu şerefsiz senin dedenmi?" dedim. "Dorğu konuş Aleyna" diye sesini yükseltti Kaan. "O zaman anlatın ne oluyor burda?" artık sinirlerim artıyordu.

Kemal bir sandalye çekip oturdu. "Her şeyi bilmek mi istiyorsun?" kafamı aşağı yukarı salladım. "Öncelikle belli ki sana kimse bir şey anlatmamış." dedi sırıtarak. Neyi anlatmadılar? Bir şey mi saklamışlardı benden?

"Ne saçmalıyorsun açık konuş" dedim sinir karışık merakla. "Öyle olsun bakalım. Doğumda karışman tesadüf eseri olmadı tabikide. SENİN BABAN OLACAK O ŞEREFSİZ BENİM OĞLUMU ÖLDÜRDÜ. HATTA HİÇ ACIMADAN " dedi bağırarak. Ne duymuştum ben az önce? Gerçek mi bu? Babam böyle bir şey yaptımı?

Dolan göz yaşlarımı geri gönderdim. Hayır onlara inanmamalıyım. Yalan söylüyor da olabilirler. Babama sormamış beynimde kurmak istemiyorum.

"SİZE İNANMIYORUM" dedim bağırarak. "İnanıp inanmaman sana kalmış ben anlatmaya devam edeceğim ve sende beni dinleyeceksin" dedi Kemal kararlılığını belli ederek. "Hayır sizin hiç bir dediğinizi DİN-LE-Mİ-CEM" dedim. "Kaan kapat şunun ağzını" diye emir verdi. Kaan eliyle gelip ağzımı kapamaya çalışırken kapamaması için son gücümü de sarf ettim ama nafile

"Şimdi beni dinliyeceksin" dedi ve derin nefes alıp devam etti "Baban olacak o it oğlumu öldürdükten sonra ben de kendime bir söz verdim. Mutlu olmaniza asla izin vermeyecektim. Babanın hep bir kız çocuğu hayali vardi. Annenin kız çocuğuna hamile oluşu nerdeyse tüm Adanada duyulmuştu. Ben de o kız çocuğu doğar doğmaz değiştirme planı yaptım. Planım kusursuzdu başardım da. Karıştırdım. He kimsenin ruhu bile duymadı. Bir tek o şerefsiz Barlas abin hiss etmişti. İlk kucağına o almişti o yüzdendir. Neyse bu olan bana tabikide yetersiz oldu. Ceren büyüdüğünde onu hep o aileye karşı doldurdum" sırıttı. "O aileye cehennemi yaşattım. Aaaa en önemli şeyi unuttum."dedi ve yüzünde oluşan iğrenç sırıtmayla beni darmaduman edecek o sözleri söyledi. "Baban neden sana şiddet uyguluyor sanıyordun. Sana eziyet etmesi için para verdiğim için ha tabi kendi kızı olmadığını da bildiği için" dedi büyük bir kahkaha patlatarak. Ben sadece son söylediğini idrak etmeye çalışıyordum. Kaanın da bunlardan haberi yokmuş gibi şaşkınlıkla dedesine bakıyordu. Bilmiyor muydu?

Bir para bir insanı bu kadar acımasız yapa bilir miydi? Benim kendi çocuğu olmadığımı en başından beridir biliyor muydu? Artık ne göz yaşım duruyordu ne de durması için en küçük çaba sarf ediyordum.

Yaşadığım şeyler kolay şeyler olmamıştı. Hep yaşadığım şeylerden daha acı verici şey olamaz sanıyordum. Ama fiziksel acıdan daha kötü şey varsada o da mental acıymış. Morluklar gider, yaranın acısı geçer ama söylenen sözler bir ömür hep zihninin bir köşesinde kalır.

Aleyna (gerçek aile) Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang