20 Bölüm: Beyoğlu'nda Kanlı Gece, Aşıklarda Ölüm Var

622 66 274
                                    


Alternatif şarkılar:
Can Ozan: Ağlama Ben Ağlarım

Bazı anlar vardır; peşi sıra, bir görev gibi günlerinizi geçirdiğiniz hareketli yeryüzünde, kameralar ve ışıklar tümüyle kapatılmış gibi hissettirir. Zaman ve mekan o andan ibaret olur; dünya küçülür, sesler kesilir, insanlar sizi rahatsız etmemek üzere birbirinin aynısı silüetlere dönüşür. Şimdi burada, hiç hissetmediğim kadar yaşadığımı hissederken hayat da durur diyemem sizlere, ancak öylesine yavaşlar ki algınız kendinize yönelir. Zaman huzurlu bir nehir gibi hisleriniz ve duygularınız üzerinde usulca yükselir.

Kafamın altındaki göğsü hafifçe hareketlendiğinde, kolumdaki elini sıklaştırıp bedenimi kendiyle birlikte hareket ettirerek pozisyonumuzu korudu

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

Kafamın altındaki göğsü hafifçe hareketlendiğinde, kolumdaki elini sıklaştırıp bedenimi kendiyle birlikte hareket ettirerek pozisyonumuzu korudu. Yatakta oturur hâle gelip sırtını geriye yaslarken kafamı göğsünden kaldırmadan hareketlerini izledim. Yatağın yanında duran komidinden sigara paketini alıp içlerinden bir tanesini dudaklarına götürdü, ateşlediği çakmak ağzından uzanan dalı bulacaktı ki kafasını yüzüme eğip sahici bir merakla sordu:

"Rahatsız eder mi?"

Gülümseyip kafamı kaldırarak bedeninden uzaklaştım. Üzerimdeki beyaz yorgan sıyrıldığında beklemeden elindeki çakmağa uzandım, bana zorluk çıkarmayıp ateşlememe izin verdiğinde "Eder," dedim beklemediği bir cevapla.

Sigara hızla tutuşurken gülümsememi büyütüp devam ettim: "...ama senin dudaklarındayken değil, izlemesinin alışkanlık yaptığını bile söylerim. En azından şimdilik."

Ağzındaki sigarayı eline alıp yüzüme dumandan kısılmış gözleriyle baktı. "Gelecekte rahatsız edeceği anlamına mı geliyor bu?"

"Evet, olabilir." Dedim düşünmeden.

"Bak sen.." Dediğinden kaşlarını kaldırdı. Boştaki eli yüzümü bulup dudaklarımın kenarında belli belirsiz gezindi. "Şimdiden bana, bir gün aşkının biteceğini mi söylüyorsun rahatça? Benimle henüz sevişmişken?" Dediğinde sakin sesinde tatlı bir sitem vardı. Kafamı, yüzümü okşayan eline doğru eğip bana bakan bu gözlere karşı hiç bıkmadan yapmak istediğim şeyi yapmak için gülümsedim, ardından iki elimle kavradığım yüzüne yaklaşıp dudaklarına uzun bir öpücük bıraktım. Ayrıldığımızda kapattığı gözlerini açıp alınlarımızı birleştirdi, o anda mavilerinde gördüğüm daha önceleri onda rastlanılmayan bir açık seçiklikti. Ne hissettiğini, ona ne hissettirdiğimi, üzerinde bıraktığım etkileri bana göstermekten çekinmeyişine kalbimin hızlanmasına izin vererek tanıklık ediyordum tam şimdi.

Az önceki gibi onu öptüğüm anlarda mesela, bana baktığı gözlerinde aşk, hayranlık, şefkat ve saf bir sevgi görülüyordu kolayca; ne zaman gözlerine başka duygular da karışacak olsa onu öpmek istiyordum. Delirmiş miydim bilinmez, onu hep onu sadece kendime istemekte beis görmüyordum. Üstelik o kadar uzun zaman sabırla beklemiştim ki şimdi o kendini yanıma istekle bırakmışken, baktığım her yerde yüzünü görebilmek adına bütün evreni ona boyamak, olmazsa küçülüp cebine girmek istiyordum.

VİSALOù les histoires vivent. Découvrez maintenant