3

19.4K 2K 2.4K
                                    

Haiii ben geldiim! 

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

+++++

Ertesi gün|

Tüm teçhizatlarımı çantama koymuş bir şekilde, çantamdaki silahların ağırlığı eşliğinde 10 tur koşmuş ve sonra da çantayı çıkartıp yere sırtüstü yatarak mekik çekmeye başlamıştım.

Eğitimden önce cezamı çekiyordum bu kez. Dünden kalma cezamı ödeme günümdü. Unutmasını ümit etmiştim ama nerede? Komutan Kim asla unutmazdı, kül yutmazdı. Ah gerçi bayılma taklidimi ona itinayla yutturmuştum. Bu da benim oyunculuğumun takdire şayan bir ölçüde olduğunun göstergesiydi.

"Jeon, üst gövdeni yerden kaldırırken ayaklarını zemine iyice sabitle!" dediğinde resmen yorgunluktan götümden nefes almam yetmiyormuş gibi söze atıldım. "Botlarım oynamıyor bile komutanım."

"Bu açıdan baktığımda ayaklarını zemine iyi sabitleyemediğini ve her doğruluşunda oynattığını görebiliyorum!"

"Özür dilerim komutanım daha iyi yapacağım." dedim ve ellerimi başımın arkasında tutarak zemine yasladığım bedenimi kaldırdım. "Bak yarım çekiyorsun, tam mekik çekmeni istiyorum!" diye bağırdığında kafamı zemine çarparak beynimin pekmezini akıtmak istedim. 

Ayak tabanlarımı zemine yaslı tutmaya çalışırken başımın arkasından tutarak nefes kontrolleri eşliğinde kendimi doğrulttum. Dizlerim kırılı bir şekilde zeminde sabit dururken, yavaşça önüme çökünce afallamış bir şekilde ona baktım.

Ayak bileklerimden sıkıca kavrayıp ayak tabanlarımın iyice zemine yaslanmasını sağladı. "Devam et şimdi." diye komut verdiğinde, onun tutuşu sayesinde ayaklarım kıpırdamazken zemine yasladığım sırtımı yeniden kaldırdım.

"47." dedim soluk soluğa. Doğrulmamla birlikte yüzlerimiz epeyce yakınlaşınca gergince yutkunup kendimi geriye çektim. 

-

Her doğruluşumda, burun buruna geldiğimiz için bir süre sonra saymayı bile unutacak, tamamen ona odaklanacak hale geldiğim için sayılar birbirine girdi.

"166'yı 4 kez söyledin Jeon." dedi komutan Taehyung o sırada. Karın kaslarım çok çalışmaktan sızım sızım sızlarken, yüzümü buruşturarak bedenimi kaldırdığım evrede ona baktım. "Komutanım... Kafam dağıldı..."

"170'di, şimdi çektiğin mekikle 171 oldu. Kafan dağılamaz, kafan daima çektiğin mekikte olacak! Ben çektiğin mekiklerin muhasebesini yapmak zorunda değilim!"

Beni azarlarken, ayak bileklerimi daha sıkı tutup çöktüğü dizini değiştirdiği evrede zeminde birkaç saniyelik dinlendirdiğim bedenimi hızlıca kaldırınca neredeyse dudaklarımız birbirine değecek kadar yakınlaştık.

Sıcak soluklarının benim aralık dudaklarımdan içeriye sızdığını hissederken, keskin irisleriyle gözlerimin ta içine baktı dik dik.

"Kaç oldu?!" diye sordu o sırada. Dudakları neredeyse dudaklarıma değecek kadar yakın mesafedeyken, "172..." diyerek sırtımı zeminle buluşturdum.

"Komutanım... Midem çok kötü."

"Mazeret kabul etmiyorum Jeon! 200'e tamamla şu mekiklerini derhal!" dediğinde uyuşan kollarımı çözüp sıvazladım ve sonra da karnımı ovaladım. 

"Dinlen biraz tamam." diyerek ayak bileklerimi bırakıp çöktüğü dizlerinin üstünden doğruldu. Duruşunu dikleştirip ellerini arkasında birleştirdi. Kırılı bir şekilde tuttuğum bacaklarımı uzatırken yüzümü buruşturdum. 

OBSESSED COMMANDER • TAEKOOK ✓Where stories live. Discover now