4: Night One

287 32 2
                                    



"Sana milyon kez söyledim!
Kitaplarımı kurcalama diye.."

Lilitu arada sırada kardeşinin kitaplarını kurcalar, ne okuduğuna ne yazdığına bakardı.
Sanki bazı şeyleri öğrenmemeli, bilgili bir insan olmasını istemiyormuş gibi.

"Beth bana bağırma!"

"Abla benim de özel bir alanım olmalı değil mi? Benim de bazı ayrıcalıklarım olmalı."

"Elizabeth sen çok olmaya başladın.."

"O halde gideyim! Bunu mu istiyorsun?"

"Ne oluyor sana? Evimiz yandığı için mi böylesin? İmkanı yom. Senin başka bir acın var..Söyle de bilelim."

"Hiçbir şeyim yok."

Beth yumruğunu sıktı.
Her şey onu fazla sinirlendirmeye başlamıştı son zamanlarda.
Fazla nefret fazla öfke vardı içinde.

"Hadi söyle!"

"Bir şey yok dedim!"

Kız kuvvetlice bağırdığında aniden hava karardı ve bir yıldırım düştü.
Ortalığı yağmur bastığı için odasına toprak kokusu geliyordu.

"Peki öyleyse..Kendine gelene kadar bu odada kalacaksın."

Lilitu kapının anahtarını aldı.

"Hey ne yapıyorsun! Dur!"

"Küçük bir ceza."

"Abla! Saçmalıyorsun.
Aç şu kapıyı!"

Lilitu kapıyı kilitlediğinde kız umutsuzca kapıya yumruk attı.

"Yemek ve su getireceğim merak etme."

Kız pes ederek sessizce küfürler savurdu.
Böyle bir cezayı hak ediyor muydu? Oda hapsi?
Ailesinden birinin bile tepki göstermemesine ne demeliydi.
Sanki üvey evlat gibi.

Elizabeth ağlayarak penceresine çıktı.
Kararan gökyüzüne, yapan yağmura baktı.
Gökyüzü de onun gibi ağlıyordu.

"Hak etmiyorum..Bu muameleleri hak etmiyorum.."

"Elbette hak etmiyorsun."

Kız ürkerek camdan uzaklaştı.
Yan odanın penceresinden bir ses geliyodu.

"Yaklaş Beth, benim."

"Sirius..."

Odaları yan yanaydı.
Camdan birbirlerine baktılar.

"Neden böyle davranıyorlar?"

Sirius soruya cevap vermeden önce bir sigara yaktı.

"Sen de ister misin?
Daha önce hiç içtin mi?"

"Hayır."

"O halde dene."

Kız uzatılan sigaradan bir dal aldı.
Mumun ateşiyle yaktığı sigarayı tüttürdü.
İlk başta alışamadığı için öksürdü.
Daha sonra yavaş yavaş dumanı içine çekti.

"Siktir ablan geliyor."

Sirius pencereden ayrıldı.
Beth kenara geçerek ne konuştuklarını duymaya çalıştı.

"Canım..yine mi şu zehir..İçmeyeceğini söylemiştin."

"Lilitu, karışmayacağını söylemiştin."

"Kocamın sağlığımı düşünüyorum.."

"Lilitu..daha evli değiliz."

"Ne önemi var en sonunda kocam olacaksın..."

Kadın sesini biraz daha kısarak Sirius'a yaklaştı.
Beth ayakkabısının tıkırtısından bunu anlayabiliyordu.

"Lilitu.."

"Hm?"

"Yapma..bu gece kendimi iyi hissetmiyorum."

"Ben iyi hissetmende yardımcı olabilirim."

Aralarında geçen konuşmayı anladığında Beth yere çömeldi.
İkisinin öpüşme sesini duyduğunda dizlerinin bağı çözüldü.
Avucuyla ağzını kapatarak ağlamasını bastırmaya çalıştı ama hıçkırığını tam olarak bastıramadı.

Sirius durdu.

"Bekle."

"Ne oldu?"

"Em...sanki hava biraz soğuk."

Pencereye yaklaştı ve Beth'in daha fazla bir şey duymaması için pencereyi kapattı.
Kızın neler hissettiğini anlayabiliyordu.
Ve daha fazlasını duyup acı çekmesini istemiyordu.

*

O gece yıldırım ve yağmurun sesiyle uykuya daldı Beth.
Ta ki uykusu bir karanlıkla bölünene kadar.
Karanlığın ardında fısıltılar duyuyordu.
Gerek erkek olsun gerek kadın olsun.
Birileri konuşuyordu.

"Bana getirin kızımı!"

"Şu kadını susturun."

"Bir şey yapacak..bence artık sonunu getirelim."

"Elleri bağlı...ama yine de..."

Karanlığın içinden sanki boşluğa düşüyormuş hissi ile uyandı.
Yine nefes nefeseydi.

Ayağa kalktı.
Toparlanmaya çalıştı ve bir mum yaktı.
Günlüğünü ve mürekkebini aldı ve gördüklerini not etmeye başladı.

*

1. Gece

Başa bunu yazdıktan sonra ne hatırladıysa not etti.
Ve ablasının tekrar kitaplarını karıştırmasına karşın daha güvenli bir yere sakladı.

*

Sabah olduğunda sadece su içti.
Ona getirilen yemeklerden bir parça bile almadı.
İştahı yoktu.

Boş boş yatağında otururken anahtar sesiyle irkildi.

"Bu kadar yeterli olmuştur değil mi kardeşim?"

Lilitu kapıyı açtı.

"Amacım seni esir almak değil."

Kız sadece yüzüne baktı hiçbir şey söylemedi.

"Hey..hiçbir şey yememişsin.
Sana diyorum Beth yapma böyle."

"Öyleyse ne!?"

Kız hızla ayağa kalktı.

"Amacın ne o zaman?"

Sesi güçlüydü.
Beth gibi bir kıza göre tehditkar ve kararlıydı.

"Ne oluyoruz başlama yine.."

"Çocuklar bu ne bağırış?Bu ne gürültü?"

Babaları Alphard yanlarına geldi.

"Al kızınla uğraş baba."

"Beth n'oluyor?"

Five Nights at Tenebris [𝐒𝐢𝐫𝐢𝐮𝐬 𝐁𝐥𝐚𝐜𝐤]Where stories live. Discover now