14: Crimson Mirror

149 14 2
                                    


"Bir mucize olmalı.Uşağın işten ayrılıp senin girmen...denk geldi."

"Şans olduğundan şüpheliyim."

Adam kıkırdadı. Beth bunun altında sinsilik olduğunu anladı.

"Ne yaptın..."

"Uşağa zarar vermedim sadece daha iyi bir teklif sundum. Ayrıca çok yorulmuş görünüyordu.Siz bu adama ne yaptırıyordunuz?"

"Burası 'mutlu bir ev' bu mutluluğu kaldıramamış olabilir."

James ve Beth'in arkalarında Lilitu belirdi. Kollarını banka dayamış, sohbete dahil olmuştu.

"Bayan Lilitu.."

İkisi de sesi duyunca ayağa kalkmıştı.

"Güzel bir plan. Kardeşimle daha yakından iletişim kurmak için uşak olarak evimize sızmak..."

"Abla, bizi azarlamak için mi geldin?"

"Ah hayır canım, azarlamıyorum.
Yarın Atina'ya gideceğiz. Buraya bunu söylemek için geldim."

"Atina mı? İyi de neden?"

"Yunanistan Kırallığı, buradaki konsolosluğa bir bildiri göndermiş.Henüz ne ile alakalı olduğunu bilmiyorum.Özellikle biz gidiyoruz."

"Özellikle biz."

"Garip değil mi? Ne işimiz olur..."

Lilitu kendi kendine homurdandıktan sonra arka bahçeden ayrıldı.James ve Beth tekrar yalnız kaldı.

"Duydun, Özellikle biz çağrılıyoruz."

"Bireysel bir mesele var demektir."

"İngiltere'den Atina'ya öyle mi? Yunanları kızdıracak ne yaptık acaba.."

"Bence hazırlan. Yarın göreceğiz. Ve büyük ihtimalle ben de geliyorum."

"Gelmiyor olsan bile senin bir planın olurdu."

Elizabeth gülerken James sadece mütevazi bir şekilde başını salladı ve onun için ayarlanan odasına gitti.
Adam artık içerideydi, Black'lerin evinde.
Bu da demek oluyordu ki Elizabeth biraz daha güvende hissedebilirdi.

Kız koridorda yürürken babası bir köşeden çıkageldi. Yolları kesilmişti.

"Yarın Atina'ya gidiyoruz Beth."

"Evet, ablam söyledi. Ama neden olduğunu anlamış değilim."

Alphard biraz duraksadı. Kızına bir baktı ve sonra derin bir nefes aldı.
Hiçbir şey söylemeden çok şey söylemişti aslında. Kız kafasında anında bir şeyler üretti.

"Demek gizlilik. Zaten benden saklanan şeyler çok fazla, buna asla şaşırmadım.
Ama Yunanları ziyaret edecek ne yapmış olabilirler...Belki de sadece bir görüşmedir. Yine Valilikle alakalı ya da koloniler..Lordu meşgul etmemek için bizi gönderiyorlar. İyi de madem öyle babam bunu neden saklasın?"

Elizabeth kafasındaki sorulara cevap bulamadan farklı koridora saptı.
Kız odasına çıkıp bavulunu hazırlamaya başladı. Çocuksu heyecanına yenik düşmüştü. Uzun süredir yolculuk yapmadığı için heyecanlanmıştı.

"Ah..Yine mi.."

Daha önce yaşadığı gibi bir halüsinasyon görecek gibi oldu.
Elini makyaj masasına dayadı ve başını tuttu. Kendini toparlamaya çalıştı.
Gözlerini açtığında ayna karşısında kendisi yoktu. Kendi kıyafeti kendi bedeniydi ama bu farklı biriydi.
Kırmızılaşmış iblis gibi gözler ve çıldırmış bir surat ifadesi.

Five Nights at Tenebris [𝐒𝐢𝐫𝐢𝐮𝐬 𝐁𝐥𝐚𝐜𝐤]Onde histórias criam vida. Descubra agora