10

261 43 89
                                    

Oy verir misiniz pls
---------------

Komiser evinin kapısını açıp içeri girer girmez elinde maskeyi tutan Seungmin karşıladı onu. "Bunun sende ne işi var?" Sesindeki sertlik, bakışlarındaki soğukluk ve duruşundaki kızgınlık... Tanıştıklarından beri ilk kez ona karşı böyle bir tavır sergilemişti.

Ayakkabısını çıkaran Chan o sert tavrı pek de umursamamış gibiydi. "Odamı mı karıştırdın?" diye sordu Seungmin'in yanından geçip mutfağa doğru ilerlerken.

Adamın gevşek hâli ölü ruhun daha da çok sinirini bozuyordu. Kolunu sıkıca tutup onu durdurdu ve yüzüne bakmasını sağladı. "Bu şey neden sende?" İğrenç bir şey tutuyormuş gibi hissettiriyordu elindeki maske. Bakmaya bile tahammül edemiyorken onu Chan'ın odasında bulmak aklını fena halde karıştırmış, şüphelenmesine neden olmuştu.

Seungmin'in kolunu bırakmayacağını anladığı için su içme isteğini bir kenara attı ve maskeyi kendi eline aldı Chan. "Aslında bu kadar erken bulmanı beklemiyordum, sürpriz yapacaktım sana."

"Tanrı aşkına, ne sürprizinden bahsediyorsun?!" diye bağırdı Seungmin. Hayal kırıklığı sinirlerine hakim olmasını engelliyordu, aynı anda binlerce farklı senaryo geçiyordu aklından. "O lanet katilin maskesi senin çekmecende ne arıyor? Düzgünce cevap ver artık bana."

Kolundaki tutuş beklemediği derecede sıklaşırken gencin gözlerindeki yakıcı öfkenin kendi içine aktığını hissetti komiser. Maskeyi rastgele bir yere bırakıp bir elini onun elinin üstüne diğerini de omzuna koydu ve hafifçe okşadı. "Sakin ol, açıklayacağım."

Elinde yeterli kanıt olmadan ona karşı açıkça sözlü bir ithamda bulunmak istemiyordu Seungmin. Tek istediği makul bir açıklamaydı, bunu belli etmek istercesine komiserin kolunu bıraktı ve kaşlarını çatmaya devam ederek "Konuş." dedi sertçe.

"O geceden sonra nereye gittiğini bilmediğim için sana söyleyemedim ama bir sürü şey oldu şu son iki günde. Changbin'in evinize yabancı birinin girdiğini tepit ettiğini söylemiştim hatırlıyor musun? Kameraların açısından çıkana kadar takip ettik onu." Yavaşça konuşurken gözlerini Seungmin'inkinden ayırmıyordu. Sözlerine inanacağına emindi.

Bir anlığına maskeyi unutarak heyecana büründü Seungmin. "O kişi katil miymiş?"

"Bundan henüz emin değiliz. Changwon'da izi kesildi ancak Busan'a kaçtığını düşünüyoruz bu yüzden dün gece yarısına kadar o bölgeleri aradık. Maskeyi Changwon'da bir çöp kutusunun yanında buldum."

Beklediği gibi ona inanmıştı Seungmin. Tüm şüpheleri bir anda yok olmuş, rahat bir nefes almıştı. "Yani? Başka bir şeye ulaşamadınız mı?" diye sordu umudunu yitirmemeye çalışarak.

"Maskenin kenarına bir saç teli takılmıştı. DNA analizi ile kimlik tespiti yapılması için adli tıpa gönderdim ancak sonuçlar henüz çıkmadı."

'Sonunda!' diye düşündü Seungmin. 'Sonunda önümdeki sır perdelerinden biri aralanmak üzere.' Kimliği tespit edilirse katil için arama emri çıkartılır, çok geçmeden de yakalanırdı. Eğer geçmiş hayatına dair her şeyi de hatırlarsa ruhu işte o zaman gerçekten dünyadan rahatça ayrılabilirdi.

"Yoksa..." diyen komiserin sesi sayesinde düşüncelerinden koptu ve ona baktı. "Benden mi şüphelendin?"

Tek kaşını kaldırarak bir cevap bekleyen adama karşın dudaklarını birbirine bastırdı, ardından da başını hafifçe yana yatırıp sevimli bir şekilde gülümsedi Seungmin. "Hayır, şüphelenmedim tabiki~"

"Şüphelenmişsin işte!" diyerek bozulduğunu belli eden bir ifadeyle ona karşı çıktı Chan. "Neredeyse bir aydır gece gündüz seninle katili bulmak için uğraşıyoruz, nasıl benden şüphelenebilirsin?"

Born To Die || ChanMinWhere stories live. Discover now