11

254 38 47
                                    

Eğik yazıyla yazılan yerler geçmiş hayatlarından alıntılar.

Önceki bölüme eklenmesi unutulmuş küçük bir kesit:

"Bekle, peki maskeyi neden evinde tutuyorsun? Karakola bıraksaydın ya." dedi Seungmin geri çekilip dakikalardır süren sarılmalarını sonlandırarak.

Bunun da nedenini aklında şüphe kalmasını engelleyecek şekilde sakinlikle açıkladı Chan. "Önce sana gösterip teyit ettirmek sonra saç telini analize göndermek istiyordum. Karakola değil de eve gelirsin önce diye düşündüm ama sen geri gelmeyince daha fazla bekletmek istemedim, maskeyi de ne olur ne olmaz diye yanıma aldım."

Seungmin önce kaşlarını çatıp söylediklerini düşünmüş sonra da ağzı 'o' şeklini alırken mantıklı bulduğunu belli ederek başını aşağı yukarı sallamıştı. "Tamamdır."

------------

Ertesi gün adli tıp sonuçlarının çıkmasıyla maskedeki saç telinin sahibi hakkında bir hayli fazla bilgi edinmişlerdi. Seungmin, Minho, Chan ve birkaç polis daha karakolda toplanmışken eline geçen bilgileri açıklıyordu Changbin. "Noh Seok Hoon; 32 yaşında." dedi elindeki kalemle arkasındaki panoyu işaret ederken. Panoya asılmış fotoğraftaki adamın yüz hatları çökmüş, göz altları morarmış, dudağının kenarından çenesine ince bir yara uzanıyordu. Çatılmış kaşlarının altındaki sert bakışları kendisine dikilmiş gibi hissetti bir anlığına Seungmin, baştan ayağa titredi ve güç bulmaya çalışarak Chan'ın koluna tutundu.

Seungmin'i ondan başka kimse göremediği için sadece elini kolunun yani gencin elinin üstüne koymakla yetindi komiser.

"1.78 boyunda, Seul Yongsan-gu'da yaşıyor. Annesi ve babası evlerinde çıkan bir yangında vefat etmiş, kurtulan tek kişi o ve bilin bakalım yangını kim çıkartmış?"

"O adam kendi anne ve babasını mı öldürmüş?" diye hayretle sordu Minho. Mesleğinde geçirdiği yıllar boyunca her türlü pisliğe şahit olsa da böyle şeyler onu hâlâ şaşırtıyor, insanlığın ne derece cani bir hale geldiğini sorguluyordu kendi kendine.

Olumlu anlamda başını salladı Changbin.  "Yemek yapmaya çalışırken yanlışlıkla perdeyi yaktığını ve alevlerin tüm evi sardığını itiraf etti."

"Aslında bu herkesin dalgınlığına gelip yaşayabileceği bir şey, zanlı olarak nitelendirilmesi için bu itirafın yeterli olduğunu düşünmüyorum." dedi kollarını göğsünde kavuşturmuş, kalçasını masaya yaslamış bir polis.

"Aynen öyle. Maskede saç telinin bulunması da onu katil olarak nitelendirmek için yeterli gelmemişti bana, sonuçta herhangi biri maskeyi bulup takmış sonra da atmış olabilir diye düşünüyordum ta ki suç geçmişini görene kadar." Elindeki fotoğraflardan birini arkasındaki panoya astı Changbin. "Sarhoşken kavga ettiği birinin ağzını kırdığı içki şişesiyle kesmiş."

Mağdurun kanlar içindeki yüzünün fotoğrafını gördüğü an derin bir nefes alarak Chan'a daha da çok sokuldu Seungmin. Yeni şeyler öğrendikçe ayakta durmak onun için daha da zorlaşıyordu.

Elindeki bir diğer fotoğrafı da panoya astı Changbin. "Adam yaralama, kapkaç, taciz... Suç dosyası epey kabarık. İki kez hapse girmiş ancak ikincisinde genel af ilanı ile erken tahliye edilmiş."

"Tam bir psikopatla karşı karşıyayız..." diye mırıldandı az önce yangın olayı hakkında yorum yapan polis.

Gözlerini fotoğrarlarda dolaştıran Chan her zamanki sakin sesiyle konuşurken Minho'ya baktı. "Arama emri ve yakalama kararı hâlâ çıkmadı mı?"

Born To Die || ChanMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin