16. вσ̈ℓϋм

225 35 8
                                    

'Neden hayır dedin Hyung?'

'Başka bir şey yok mu neden ağlaması gerek yeterince yorgundu'

'Her şey Lewis için Hyung'

'Doğru haklısın nasıl ağlamayı düşünüyorsun Peter?'

'Aslında... Bunu bilmiyorum'

'Benim aklıma bir şeyler geliyor aslında ama bir yerin kırılır diye yapmamam gerek sanırım'

'Söyle Sam söyle'

'Aslında dövebilirdik seni'

Felix Hyunjin'in kolunu çimdikledi ve konuştu:

'Ne saçmalıyorsun kos koca varise kafa göz mü dalacaksın!?'

'Ya hayır tabiki sadece bi öneriydi Lixie'm'

'Buldum!'

'Ne buldun Rhino Hyung?'

'En son ne zaman ne için ağladığını hatırlıyor musun?'

'Ben hatırlamak üzereyim düşünmem lazım'

Chan öneri yapmak için bir adım öne attı. Kucağında hala Seungmin vardı. Uzun süredir kucağında ve asla yorulmamış gibi.

'Zihnini okumamı ister misin Peter?'

'Bu olabilir iyi bi fikirmiş Hyung'

'Pekala tamam gözlerimin içine bak'

Seungmin kendi zihin haritası ile Jisung'unki karışmasın diye kafasını Chan'in göğüsüne gömdü.

Sözleri söyledikten sonra kafasının içinde ufak bir yolculuğa çıkmıştı. Jisung'un en son ağladığı o an;

*Sunwoo kaldırıma oturur ve Jisung'u yanına çağırır.

'Ayakta durma eşşek sıpası buraya gel'

'Sağol Hyung'

'Ne için otur dedim diye mi'

'Hayır tek o değil. Şimdiye kadar yaptığın her şey için teşekkürler'

'Jisung yine duygusal konuşma yapmayacaksın değil mi gözlerimin şişmesini istemiyorum da'

'yok şey yine de teşekkürler bi abi, bi baba, bi anne olduğun için, bu yaşıma kadar yanımda durduğun için, düştüğümde kaldırdığın için, ne olursa olsun sorunlarımı dinleyip çözüm yolu bulduğun için kısaca ailem olduğun için teşekkür ederim'

Sunwoo gözleri dolu şekilde konuştu

'Ulan çocuk ben sana konuşma yapma demedim mi şimdi gözlerim şişecek'

Jisung dayanamayıp sarılınca Sunwoo'da karşılık vermişti. Jisung sarılırken hafif göz yaşı dökmeye başladığında yavaş yavaş yağmur atıştırmaya başlamıştı.*

Element Savaşçısı | Minsung/Ot8Where stories live. Discover now