💘

199 15 12
                                    

"artık damat gelini öpebilir."

Yüzüme eğildiğinde bakışlarım ile yapmamasını söylüyordum. "gebertirim seni." dedim kısık sesim ile.

Dudağını dudağımın kenarına bastırdığında kalbim durdu sandım. Kesinlikle bunun bir hesabı sorulacaktı.

💘. 💘

Başımı kaldırmadan önce biraz tavanla bakıştık. Her gün olan şeylerdi. Benden ne çekti bu tavan? Bu tavanı da özleyeceğim yakında.

Yataktan kalktım, aynanın karşısına geçtim. Saçım başım dağılmıştı. Saate gözüm takıldı. 45 dakika sonra iş başlayacaktı. Saçımı hemen yapıp üstümü değiştirip aşağı indim.

Burnuma gelen güzel kokular ile daha da hızlandım. Koku mutfaktan geliyordu ve bir ses. Şarkı söyleyen bir ses vardı.

Mutfağa girip ona baktım. Neden evimdeydi? Neden evine gitmemişti?

Bana döndüğünde gülümsedi "hadi kahvaltı yaptım. Oturda yiyelim."Masaya baktım.

Sabahları bir şey yemeyen ben için zordu bu.

"işe geç kalacağım."

Omuz silkti "komşuların sabah bana kahvaltı yapmadığını söyledi. Hem çok zayıfsın. Kendine dikkat etmelisin." doğruca ona baktım.

Beni düşünüyor muydu?

Omuzlarımdan tutup beni sandalyeye otutturdu. Karşıma geçip bakışları ile masayı işaret etti. "dene bakalım."

Dediği şeyi yedim. Benim yaptığımdan daha güzeldi kesinlikle "seni alacak yaşa-"

Kahkaha attı ben ise utanmıştım. "evlenince pek yapamam. Şirkette olacağım çoğunlukla."

"bugün niye gitmedin ki?"

Arkasına yaslandı "dün lıa ısrar etti. Bende kalayım dedim."

Lia'ya baktım. Uyuyordu "lıa mı?"

.
.
.
.
.
.
"nayeon senin işin var mı?"

"maalesef canım. Şu masaya bakar mısın?" dedi masaya gösterirken.

Kafa sallayıp o masaya doğru gittim. "hoş geldiniz ne istersiniz?"

Aralarından bir çocuk sırıtarak bana baktığında rahatsız olmuştum. "numaran."

Diğerlerine döndüm çocuğu umursamayarak "siz ne istersiniz?"

Sinirle başımı çocuğa çevirdim elimi tutunca. Elimi çekip sakin kalmaya çalışarak "temas olmasın. İstediğinizi söyleyin lütfen"

Ayağa kalktı ve dibimde durdu "sizi istiyorum bayan."

Bir şey diyeceğim sırada çocuğun yana serilmesi ile şoka girdim. Önüme döndüm. Minho idi

Minho çocuğa yumruk attı!

Minho çocuğun arkadaşını itip çocuğu yerden kaldırıp yakasına yapıştı "Bu kızdan uzak duracaksın."

Sırıttı "niye?"

Bana döndü sonra çocuğa döndü. "2 gün sonra evleneneceğim onunla. Uzak dursan iyi edersin." diyip yakasından itti ve elimden tutup beni dışarı çıkarttı

Hızlı yürümesi beni germişti "durur musun?" durup yüzüme baktı "sakin ol."

"ben gelmeden önce bir şey yaptı mı o sana?"

"numaramı istedi ama vermedim, umursadım. Sen niye geldin ki?"

Etrafa baktı "bilmem,öylesine işte." bunu kısık söylese de duymuştum. Ellerimize baktık. "pardon" diyip elini çekti. Ama eli öylesine sıcaktı ki ısıtmıştı elimi. Ya da bana öyle geliyordu.

"Bir daha orada çalışma. Oraya çok fazla sapık geliyor. Seni korumam zor olacak."

Kaşlarımı çattım "beni neden koruyasın ki?"

2 gün sonra, düğün alanı:

"kızım gerilme bu kadar artık. Görende birbirinizi seviyorsunuz zannedecek."

Ayağa kalktım gelinlik ile "sevmek değil nayeon. Sadece ailemi onların ortağı olduğu için görmek zorunda kalacağım."

Elini ensesine götürdü "o da vardı. Aish kahretsin." bana dönüp elimi tuttu "gerilme, gülümse sadece. Mutlu olduğunu onlara göster ve pişman olmalarını sağla."

Kapı çalındığında ikimizde oraya baktık. Gelen annesiydi "gelinim ne kadar güzel olmuşsun. Prenses gibi." gülümsedim.

Arkadan minho geldi, yanıma geçti. "hazır mısın?" diye sordu, kafa salladım ve kol kola aşağı indik.

Düğün başladığında klasik şeyler oldu. İmzalar atıldı, ben aileme pişman olduklarını anlasınlar diye mutluymuşum rolü oynuyordum.

"artık damat gelini öpebilir."

Yüzüme eğildiğinde bakışlarım ile yapmamasını söylüyordum. "gebertirim seni." dedim kısık sesim ile.

Dudağını dudağımın kenarına bastırdığında kalbim durdu sandım. Kesinlikle bunun bir hesabı sorulacaktı.

Birbirimizden ayrıldığımızda nayeon ve Han ile göz göze geldim. Sırıtıyorlardı. Kızarma, Rena. Kızarma.

Dans başladığında herkes ayağa kalktı dans etmeye başladı. Minho kulağıma fısıldadığında kulağımı eğdim ona doğru

"eğer dans etmezsek dikkat çeker."

Kafa sallayıp ayağa kalktım. Elimi tutup piste geçtiğimizde sanki herkes gitmiş, bir tek biz kalmışız, ışıklar üstümüzde, bakışlar üstümüzdeydi.

Bir Elini belime koyduğunda bende bir elimi beline koydum, diğer ellerimizi de birleştirdik. Bir sola bir sağa gidiyorduk müzik eşliğinde.

Birden beni eğip belimden tuttuğunda kalbim durdu sandım. Gözlerimize bakıyorduk. Gözleri neden bu kadar parlaktı ki?

Müzik bittiğinde birbirimizden ayrıldığımızda ona bakamıyordum. Lıa da ikimizin yaşayacağı evdeydi. Umarım bir şey olmamıştır.

Herkes gelip bizi tebrik ettiğinde sıra ailem olamayacak aileme geldi. Anneme geldiğinde bana sarıldı, ama ben sarılmadım. Kulağına fısıldadım "sadece ilk ve son kez beni görüyorsun, göreceksin."

Bana bakıp geri çekildi. Umarım ne kaybettiğinin farkındadır. Babam bana korkarak bakıp sarıldığında anneme yaptığımın ve dediğimi ona da dedim.

Abim geldiğinde ise Minho ile göz göze geldim. Bunu yapmak istemiyordum. En çok ondan nefret ediyordum.

Bana sarıldığında sadece küçükken kopmasından korktuğum bağın koptuğunu anlamıştım "asla abim olmayacaksın. Sözde olacak icraatte değil. Ailem olmak için çok geciktiniz. Yaşananları düzeltemezsin. Küçük Rena'yı kandırdınız ama şimdiki Rena'yı kandıramazsın abi"

Ondan ayrıldığımızda yüzüne baktım. Beni kaybetmişlerdi. En çokta küçük Rena'nın kalbini ve güvenini.

Bazenleri iki bölüm birden atacağım. Şu ara izlenmeler düşük. Lütfen artabilirsek attıralım.  Çünkü o zaman hiç bölüm atasım gelmiyor.

cover me/ Lee minho Where stories live. Discover now