💘

210 19 0
                                    

Bu elbise içinde beni görecek miydi? Orada olucak mıydı? Hiçbir fikrim cidden yoktu. 2 ay geçmişti anlaşmamız biteli. İkimiz de 27 yaşına gelmiştik. Ama kimseyi hayatımıza almamıştık bu süre zarfında.

Giydiğim kırmızı elbiseye baktım aynadan. Gerçekten gidecek miydim sırf onu görebilme ihtimaline rağmen? Ben bu muydum? Bu pahalı kıyafetler,evler.. Beni kim olduğumu değiştirmiyordu. Ben 8 yaşında yetimhanede kaldığım zamanları unutturmuyordu. Ben terk edilmiştim o zamanlar. Artık anne ve babam da vazgeçmişti benden. Her zaman olduğu gibi.

Kapının tıkanması ile kapıyı açtım ve gelene baktım. Bu kişi nayeon'Du. Evet, oydu. Hem abimin hemde arkadaşımın aşık olduğu kişi, arkadaşım.

Giydiği siyah elbise onun kişiliğinin tam tersiydi. Deli dolu, barbie gibi bir kızdı bi yüzden onu siyahlar içinde görmek garip gelmişti.

"Bu güzellik nedir kızım? Deli olacak herkes."

Güldüm "sanki erkekleri etkilemek için gidiyorum. Abim bayağı ısrar etti."

Anlamıştı ama garip bir yüz ifadesiyle kafasını salladı. "aynen. Minho'yu görmek için gidiyorsun."

"ama gelmeyebilir iki gün önce dediğim gibi."

Koluma girdi "olsun, ben seninle ederim dans."

Sırıttım "seninle başkaları edicek ama neyse." o ne dediğimi anlmaya çalışırken ben kolundan çıkıp önden yürümeye başladım.

"hey! Ne demek istedin?"

Gülümsedim "geliyor musun nayeon?"

Aşağı indiğimizde abim saatine bakmayı kesip bize döndü. Nayeon'a Bir kez daha aşık olduğuna yemin bile edebilirdim. Büyülenmiş gibi bakıyordu. "çok güzel olmuşsunuz." bunu Nayeon'a bakarak demişti ve bu da nayeon'u utandırmıştı.

"teşekkür ederim iltifatın için."

"ne demek bayan nayeon." diye reklam gülümsedi. Nayeon, değerli, kıymetli Arkadaşım.. Sabır versin sana Allah.

Arbaya bindiğimizde içimde garip bir his vardı.

Ya orada olmazsa?

Camdan yolu izlerken bu soru aklımdan hiç çıkmamıştı. Ve bir soru daha vardı aklımda: birbirimizi gördüğümüzde ne olacaktı?

Ona sarılabilecek miydim?

Hasret kaldığım o kokuyu hissedebilecek miydim?

Ben düşüncelerim ile birlikte dalıp gitmişken araba durmuştu. Gelmiş olmalıydık. Geldiğimiz yer büyük bir oteldi. Dış görünüşü güzeldi. Umarım içerisinde ki insanlar da öyle.

"Bu arada seungmin biraz geç kalıcak. Siz önden gidin ben onu arayayım."

Kafa sallayıp nayeon ile içeri adımlarımızı attık. Gerilmiştim, alışık olduğum şeyler değildi bunlar. Gerçeklikten kopmak, kimliğimden başka bir kimlikte olmak istemiyordum.

"yüzünün neden asık bilmiyorum ama neşelen, kızım. Gelir belki. Belki açılır bugün sana. Belki dans edersiniz."

İç çektim "umarım.."

3.kata geldiğimizde asonsorden indik. Han bizi karşıladı yanında felix ile. Çilli çocuğu özlemiştim. Abisini de özlemiştim. Hemde çok fazla..

Felix bana sarıldığında gülümsedim "çilli çocuk seni özledi."

"bende çilli çocuğu özledim." herkes birbirleri ile sarılırken benim gözüm birisini arıyordu. Neredeydi?

cover me/ Lee minho Where stories live. Discover now