💘

195 13 9
                                    

"hemen Soon-ie, Doong-ie ve Dori'yi annemlerin evine götürün. Rena kedisini kaybetmişken benim kedilerimi görüp üzülmemeli."

💘. 💘

"çarpacağım seni yeminle. Ben dişimi fırçalarken sen yanımda fırçalama diye."

Dişini fırçalarken bende ağzımı yıkadım. "bana ne ki"

Ona döndüm "Bi de ne olmuş ki de. Tam olsun yani"

Banyodan ayrılıp solana geçtim. Kedilerimizi aramaya başladım. "Soon-ie, dori, Doong-ie burada ama lıa yok." içeri odalara baktım, yoktu. Korkmaya başlamıştım. Zaten son zamanlarda sürekli uyuyordu.

Bahçeye çıktım. Onu yerde yatarken gördüm. Koştum yanına. Dokundum, yüzünü kendime çevirdim "lıa iyi misin?"

Gözleri kapalıydı. elim titriyordu, gözlerim dolmuştu. "lıa lütfen haraket et. Lütfen..."

Haraket etmiyordu "MINHO ÇABUK BAHÇEYE GEL." korkarak kucağıma aldım lıa yi. Normalde haraket ederdi uyusa bile Ama şimdi etmiyordu.

Minho koşarak yanıma geldi. Göz yaşlarım düşüyordu lıa nin yüzüne. "ne oldu lia'ya?"

.
.
.
.
.
.

"çok üzgünüm kediniz ölmüş."

Kediniz ölmüş

Kediniz ölmüş

Kediniz ölmüş

"n-neden?" diye sorabildim sadece

"uzun zamandır hastaymış Rena hanım."

Minho ya döndüm "ben bir şey olduğunu anlamıştım ama yoğun olduğum için bir veterinere götüremedim. Hepsi benim suçum."

Beni göğsüne çekti, elini saçıma getirip okşadı "senin suçun değildi. Kaderde varsa önüne geçemezsin."

"kader diyip susmalı mı insan?"

.
.
.
.
.
.

Minho dan:

"hemen Soon-ie, Doong-ie ve Dori'yi annemlerin evine götürün. Rena kedisini kaybetmişken benim kedilerimi görüp üzülmemeli."

"abi kedilerin en çok seni seviyor. Bizim yanımızda huysuz oluyorlar biraz."

"felix ikiletme beni. Rena bitmiş durumda şuan. Odadan çıkmıyor, beni de almıyor. Ne yapacağımı şaşırdım zaten. Kedileri görüp te daha da üzülmesin."

"tamam, birazdan uğrarım evinize. Alırım kedileri."

Telefonu kapatıp iç çektim gökyüzüne bakarken. Kedisine ait bir defteri de vardı. Onun fotoğraflarını çekerdi, beraber oldukları fotoğrafları da çekerdi. Şimdi o defteri görmek bile ona üzüntü verecekti.

Yanıma gelen Dori'yi elime aldım."Bir süre annemlerin evinde kalacaksınız,huysuz olmayın tamam mı?"

Dori'yi yere bırakıp merdivenlerden Rena'nın olduğu odaya çıktım. Kapının önüne geldiğimde kapıyı tıklayıp onu rahatsız etmekten korktum. Belki de birisinin onu kötü olduğunu görmek istemiyordur.

Nefes vererek kapıyı tıkladım. Ses gelmedi, içeri girdim. Rena bacaklarını yan yatarak kendine çekmişti. Üzerine gri bir sweet giymişti.

Kapıyı yavaşça kapatıp yanına gittim,yatağın ucuna oturdum "Rena iyi misin?"

Bana geri dönüp bakamadı. "ağrın varsa hap getireyim mi?"

cover me/ Lee minho Where stories live. Discover now