1.bölüm - Kavuşamayanlar

693 70 153
                                    

Herkese selamlar! Nasılsınız?

Yeni bir kurgunun ilk bölümüyle karşınızdayım. Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin lütfen. Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.  İyi okumalar! 💞

🥀

Betül Demir

Kendi benliğimde kusur olarak gördüğüm bir kusurum vardı. Hayatımın en büyük kusuruydu. Ben anne olamayacaktım. Bunu ilk duyduğumda en büyük hayal kırıklığını yaşamıştım çünkü anne olmak gibi yüce bir duyguyu kaybetmiştim. Bu duyguyu kaybetmek benim için çok kötüydü. O zamanlar kendime gelememiştim. Kaç hafta evden, hatta odamdan dışarı çıkamamıştım. Anne olamayacaktım. Anne olamamak... Çok kötü bir duyguydu. Anne olmayı çok istiyordum.

Bu haberi ailem duyduğunda benden daha çok yıkılmışlardı. Annemin saatlerce ağladığını hatırlıyorum. Babam belli etmek istemese de dolan gözlerinden ve yüzümüze bakmamasından üzüldüğünü anlamıştım. Aynı şeyleri benim ailemde yaşamıştı. Kardeşim yoktu, benden büyük abim veya ablam da yoktu. Tek çocuktum. Zorlukla dünyaya gelmiş çocuktum. Bu yüzden ailem hep benimle ilgilenir, benim nazımı çeker, istediğim her şeyi yapmaya çalışırdı.

Annem bir zamanlar anne olamayacağını duyduğunda aynı benim gibi kaç hafta kendine gelememiş. Ama sonra karşısına babam çıkmış. Annemi depresyondan çıkarmış, ona umut vermiş, tedavi sürecini başlatmış ve en sonunda ben olmuşum. Annem 30 yaşında, babam ise 33 yaşında olduğunda ben dünyaya gelmişim. Onlar evlendiklerinde ise annemin 20, babamın 23 yaşı vardı. Evliliklerinden on yıl sonra dünyaya gelmiştim.

"Biricik kızım," derdi babam bana hep. Tek kızıydım. Benden başka çocuğu veya kızı yoktu ki, biricik olacaktım. Ama ben o biricik çocuğa bile sahip olamayacaktım belki de. Tedavi olmuştum, olmaya da devam ediyordum ama bu kusurla kim sevebilirdi?

Bu sorumun cevabını veren Süleyman olmuştu. Süleyman Yurttaş. Kapı komşumuz olan, ailesiyle ailemin yakın olduğu Süleyman Yurttaş.

Uzun zamandır benden hoşlandığını belli ediyordu ama ben ona kusurumu söylemekten utandığımdan onu hep reddediyordum. Onu seviyor muydum? Evet. Ama ona kusurumu söylemekten ve o kalp kırıcı bakışları görmekten kaçıyordum. Kendim bile bu kusurumu kabullenemişken başka birisinin, özellikle sevdiğim adamın bana o gözlerle bakmasını hayal  ettiğimde bile üzülüyordum. Ama onunla evlenmek istiyordum.

"Kızım, ne düşünüyorsun?" dedi annem. Gülümsedim.

"Süleyman aklıma geldi yine." dediğimde annem de benim gibi gülümsedi.

"Sana söylüyorum, kızım, Süleyman öyle bir çocuk değil. Benim elimde büyüdü o çocuk. Tanımıyor muyum Süleyman'ı? Çok anlayışlı, nazik bir çocuk. Senin kusur olarak gördüğünü o kusur olarak görmeyecek, aksine seni daha çok sevecek ve sana destek olacak." dediğinde utanarak bakışlarımı kaçırdım. Annem Süleyman'ı sevdiğimi ama onu reddettiğimi biliyordu.

"Bende senin gibiydim. Sonra baban çıktı karşıma, beni öyle sevdi ki, sevilmek hissini daha önce hissetmediğimi farkettim. Süleyman da senin baban gibi. Sen hep demez miydin babam gibi birisiyle evlenmek istiyorum diye? Süleyman senin baban gibi, hatta belki de babandan bile nazik ve düşünceli." dedi annem. İç çektim. Haklıydı ama yapamıyordum işte. Korkuyordum. Çekiniyordum.

"İstersen ben konuşayım ailesiyle?" dediğinde başımı iki yana salladım.

"Gerek yok, anne. İnşaAllah kendim bir şekilde halletmeye çalışacağım." diyerek sandalyeden kalktım. Tabağımı musluğun altına bırakarak odama geçtim. Yatağıma uzandığımda annemin dediklerini düşünmeye başladım. Haklıydı, çok haklıydı. Süleyman öyle biri değildi ama çok zordu. Benim için bunu onun yüzüne söylemek zordu. Kusurumu dile getirmek zordu. İçimde bu kadar korku ve çekingenlik varken nasıl söyleyecektim ki ona? Nasıl konuşacaktım onunla?

***

Yazar anlatımı

Çiçek Hanım odasına giden kızını üzgün gözlerle izledi. Aklına gelenle hemen telefonunu eline aldı. Bu iş böyle olmazdı. Süleyman ve Betül kaç yıldır bir birini seviyordu ama Betül hep Süleyman'ı reddediyordu. Süleyman Betül'ün onu kabul etmemesinin arkasında bir sebep olduğunu biliyordu. Bu yüzden Betül'den asla vazgeçmiyordu.

"Selam, Ayşem. Nasılsın?" diye sordu Çiçek Hanım Süleyman'ın annesine.

"Aleyküm selam, bacım. Elhamdülillah, sen nasılsın?" diye sordu Ayşem Hanım.

"Benim aklımda plan var. Gel bu planı uygulayalım. Biraz basit plan ama bizimkilerin damarına basalım. Yoksa bunlar kendileri halledemeyecekler." dedi Çiçek Hanım. Telefonun ardında arkadaşını dinleyen Ayşem Hanım başını salladı. Çiçek Hanım'ın anlattığı planı dinlerken yüzünde gülümseme oluştu. Oğlunun ve Betül kızının tam olarak damarına basılacak bir plandı. Bu Ayşem Hanım'ın hoşuna gitmişti.

🥀

Bu kurguyu yazmak için o kadar heyecanlıyım ki, yorumlarınızı da sabırsızlıkla bekliyorum. Lütfen bol bol yorum yapın olur mu? Yorumlarınız bana heves veriyor. Sizin yorumlarınızı okumayı seviyorum. 💓

Bu hikâye biraz yaralı olacak ama hem de çok fazla sevgiyi hissedeceğimiz bir kurgu olacak. Anne olmak gibi duyguyu kaybetmiş bir kadın karakteri ve onu bebeği gibi seven erkek karakterimizi yazmak için sabırsızlanıyorum. Sizde okumak için sabırsızlanıyor musunuz? 🥺🥀

Süleyman ve Betül bir birini  seviyor ama kavuşamıyorlar maalesef... Betül çekindiği için, Süleyman ise Betül'ü korkutmak ve zorlamak istemediği için kavuşamıyorlar. Ama bizim annelerimiz fena, onlar bizi birleştirecek. ;)

İkinci bölümün hemen gelmesini istiyorsanız çok fazla yorum yapın. 🤭

İlk bölüm nasıldı?

Betül ve Süleyman hakkında daha şimdiden tahminlerinizi veya düşüncelerinizi alalım.

Annelerimiz hakkında ne düşünüyorsunuz?

Sizce Çiçek Hanım'ın planı ne?

Anne veya baba olmak sizce nasıl duygu? Bu duyguyu kaybetseydiniz nasıl olurdunuz? (Allah korusun.)

S

orularıma cevap vermeyi unutmayın, lütfen. Düşünceleriniz her zaman benim için çok önemli. Yorumlarınızı ve oylarınızı hikayemden eksik etmeyin. Hikayemin sizin desteğinize ihtiyacı var, unutmayın. Tüm destekleriniz için şimdiden teşekkür ediyorum. Sizleri çok ama çok fazla seviyorum, kendinize çok iyi bakın. Gelecek bölümde görüşmek üzere! 🩹🤍

Allah'a emanetsiniz! 💙

Kusur Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz