4.BÖLÜM: "KOL DÜĞMELERİ"

5K 680 405
                                    

Yine bir pazar günü birlikteyiz. Keyifle okuyun ve yorumlarınızı ihmal etmeyin, fikirleriniz benim için çok değerli. ^^

  Madrigal - Dip

4.BÖLÜM: "KOL DÜĞMELERİ"

Kalbim de bir kum saati, hangi yöne çevirsem vicdanıma doğru akıyor zaman.

Karşımda yan yana belli aralıklarla dizilmiş şişelere doğrulttuğum silahı elimde tutarken zihnimin içi dolu haznesini de öldürmek istedim. Sanki karşımda şişeler yoktu, kafam vardı. Kafamın içindekini kırmak ve boşaltmak istiyordum.

Sol gözümü kısarak silahı iki elimle kuvvetlice kavradığım yere hedef alarak şişeleri vurmaya devam ettim fakat on şişeden yalnızca ikisini devirebilmiştim. Huysuzca kolumu indirdim ve dişlerimi sıkarak ufak bir küfür savurdum.

''Gününde değilsin,'' dedi tanıdık gelen ses. ''Kızma kendine.''

Kafamı kaldırdığımda Yavuz'u yanı başımda görmem beklenmedik bir durum olmamıştı. Hiçbir şey söylemeden sadece gözlerine baktığımda elimdeki silaha bakmadan elini açtı. ''Alabilir miyim?''

Dudağımın kenarını bükerek, ''Senin olsun,'' deyip silahı ona uzattım.

Kırılan iki şişenin yerine yenisi eklendiğinde hizaya geçti ve bir dakika bile geçmeden tüm şişeleri paramparça ederek kırdı. İşi bittiğinde silahı arkada duran İsmail'e uzattı. İsmail silahı alıp geri çekildi ve beklemeye devam etti.

Yavuz sakince gözlerime bakarken gülümsedim. ''Sen günündesin ama.''

''Her zaman,'' diye yanıt aldığımda kafamı eğerek gülümsemeye devam ettim. ''Biliyor musun? Bu kibrin ya da egon üzerinde hiç sakil durmuyor. Normalde sinir olurum ama sende her şey kabul görüyor.''

''Bu iyi bir şey o zaman,'' dedi yumuşak bir sesle. ''Sevindim ama kibir ya da ego olsun diye zorlamıyorum. Neysem o.''

İç geçirerek kollarımı göğsümde topladım. ''Peki bu kadar iyi atışlar yapman nedir?''

''Aldığım eğitimler diyelim.''

''Askeri ya da...''

Sözümü nazikçe kesti. ''Babam öyle istedi sadece.''

''Peki sen istedin mi?'' Gözlerinin içine bakıyordum. ''Babanın almanı istediği eğitimleri.''

Kafasını aşağı yukarı salladı. ''İstedim ama ben hep bir geminin kaptanı olmak istemiştim.''

Duraksadım ve ağır ağır mırıldandım. ''Albatros, gezgin kuş... Denizi sevmek buradan mı geliyor?''

Yavuz gülümsedi. Çok farklı bir his oluştu kalbimde ya da göğüs boşluğumun içinde adına ne deniyorsa. Bir erkeğin gülüşünün beni bu kadar iyi hissettireceğini bilemezdim, öğrenmiştim. Babamın ya da abimin gülüşü gibi değildi, daha özel ve farklıydı işte.

İsmail'e göz ucuyla baktıktan sonra onun bize değil başka bir noktaya baktığını gördüm daha doğrusu gözleri etrafı tarıyordu. Gülerek, ''Korkmayın burası özel alan,'' dedim. ''Burada koruyacağınız kimse yok.''

''Sen varsın,'' dedi Yavuz. ''Ama korumak zorunda olduğum için değil, sen olduğun için.''

Derin bir nefes aldım. ''Anlaşılan ablam sana bir kimlik numaramı vermemiş, her gittiğim yerde karşıma çıktığına göre.''

''Kimlik numaran...''

Gözlerim büyüdü. ''Onu da bilmiyorsundur ya?!''

''Korkma,'' diye sakinleştirdi. ''Benden sana en ufak bir zarar gelmez.''

AKÇAWhere stories live. Discover now