Bar ve Berk Nerede?

171 14 26
                                    

*Fazla uzun oldu ama kesmek istemedim. <3*


Lavabodan çıkıp sınıfa girdiğimde
yine o aptal çocuğun Berk ile konuştuğunu gördüm. Deli olacaktım yakında. Bulduğu her fırsatta benim çocuğumun yanında bitiyordu.

Sırama doğru yaklaşıp oturdum. “Ressam iyi bir meslek bence de senin için.” dediğinde Berk güldü. “Evet ama biraz ünlü olmak gerekiyor sanırım.” “Sen yaparsın ya. Böyle girdiğin her ortamda dikkat çeken bir havan var. İnsanın gözü ilk seni görüyor.” dediğinde tam ayağa kalkacakken Berk'in sözleriyle durdum.

“Ömer de öyle söylüyor. Bu durum önceden hoşuma gidiyordu ama sanırım artık hoşlanmıyorum. Beni sadece bir kişi farketsin, o da Ömer olsun istiyorum.” dediklerini duyunca kafamı kaldırım konuşan ikiliye baktım.

Berk'in arkası bana döndüktü, ayağa kalkıp elimi omzuna koydum. Kafasını kaldırıp bana baktığında alnını öptüm. “Çok seviyorum seni.” dediğimde gülümsedi. “Aşka mı geldin bir anda ne oldu?” “Sana karşı hep böyleyim zaten. Özel bir zamana ihtiyacım yok.” dedim ve Hoca içeri girince yerime geçtim.

Berk'ten:

“Bu bar biraz rahatmış kanka.” dedi içeri girerken Tolga. “Nasıl yani?” dediğimde kapının yanında öpüşen iki adamı gösterdi. “Çok iyi de Ömer yok ya.” dedim. Bugün çalıştığı yerin yıldönümüydü ve fazladan mesai yapacaktı. Ne güzel beraber gelmek için konuşmuştuk ama ben tek gelmiştim.

İçerde Sarp'ı gördüğümüzde el salladı ve yanına gittik. “Selam gençler.” “Selam Sarp. Süsen ve Aybike gelmedi mi?” diye sordu Kaan. Ona dönüp “Aybike'nin annesi izin vermemiş. O yüzden Süsen de gelmek istemedi hevesi kaçmış.” dediğimde kafa salladı.

“Ee alır mıyız bir şeyler?” “Olur ama hafif bir şeyler olsun. Arabayla döneceğim.” dediğimde kafa salladı ve barmene sipariş verdi. Siparişlerimiz geldiğinde içmeye başladım. Tadı güzeldi. Sarp biraz yaklaşıp “Ömer nerede?” diye sordu. “İşi uzadı gelemeyecek.” dediğimde kafa salladı.

“Tolga, biraz dans edelim mi?” diye sorduğunda Kaan, Tolga tamam dedi. İlerlemeden önce bana dönüp “bir sorun olursa söyle.” dediğinde göz devirdim. “Hadi gidin hadi.” dedim. Ömer bana dikkatli olmam gerektiğini söyleyip durmuştu hatta yetmemiş Tolga'ya da söylemişti.

Sarp'a döndüğümde gözgöze geldik. Bana biraz yaklaştı ve “dans etmeyi sever misin?” diye sordu. Müziğin sesi çok fazla olduğu için yaklaşıyordu ama biraz rahatsız hissettirmişti. “Severim.” dediğimde gülümsedi. “Yakışır.” dediğinde biraz uzaklaştım.

“Sarp, hoşlandığın kişiyi de çağırsaydın ya. Kaynaşma şansınız olurdu.” dediğimde gülüşü genişledi. “Zaten burada.” “Ciddi misin?” “Evet. Yani denk geldik. Kader bizi bir araya getiriyor.” dediğinde şaşırdım. Şanslıydı. Telefonum titrediğinde cebimden çıkardım. Ömer mesaj atmıştı. Biten bardağımı barmene verdim ve mesajlara girdim.

Ömercik: Yavrum napıyorsun?

Kızıl: Mekandayız. Bir şeyler içtim şimdi.

Ömercik: Ağır bir şey içme, arabayla mı gittin? Bak eğer sarhoş olacak gibiysen taksiyle dön.

Kızıl: Ömeerr bir tane içtim ve ağır değildi zaten. Evet arabayla geldim ama başka içmem merak etme.

Ömercik: Ne demek merak etme? Ederim tabi. O lavuk yanında mı? Bak sana yaklaşmaya çalışmıyor di mi? 

Kızıl: Ömer delirtme beni. Sadece arada sohbet ediyoruz o kadar. Temas falan da yok. Ayrıca benim aklım başımda.

Ömer: Ona güvenmiyorum ben zaten. Neyse güzelim benim işe dönmem lazım. 20-30 tane velet var burada. İyice maymun oldum.

Kabuk BxB - ÖmBerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin