Belki Sarılırsan

144 14 34
                                    

İş nihayet bitmişti ve otobüsteydim. Eve az kalmıştı. Okuldan sonra Berk ile hiç konuşmamıştık. Ne o yazmıştı ne de ben. Cebimden telefonu çıkarıp mesajlara girdim. Gruplardan gelen mesajlar dışında sevgilimden gelen bir şey yoktu. Telefonu kapatıp cebime koydum ve kafamı cama yasladım.

Bazen her şey o kadar üstüme geliyordu ki günlerce uyumak istiyordum. Her şeyden, herkesten fazlasıyla yorulmuştum. Berk'le her şey bir süre iyi gidiyordu ama sonra birden tepetaklak oluyorduk. Sanırım ikimiz de bahtsızdık. Hayatım sanki bir dram üzerine kuruluydu ve gün sonunda ağlamam gerekiyordu.

İneceğim durağa yaklaştığımda düğmeye bastım ve otobüs durdu. İnip eve doğru yürüdüm ve cebimden anahtarı çıkardım. Anahtarı bir kere çevirince kapı açılmıştı. Büyük ihtimalle Berk içerdeydi çünkü gitmeden önce kapıyı kilitlemiştim.

İçeri girdim ve montumu çıkarıp askılığa astım. Banyoya doğru ilerlediğimde evin buz gibi olduğunu farkettim. Kimse yokken kombiyi kapatıp çıkıyordum. Ellerimi yıkayıp salona geçtiğimde koltukta uyuyakalmış Berk'i gördüm. Üstelik tişörtle uyumuştu.

Eğilip koluna dokundum, buz gibiydi. “Berk, Berk hadi uyan ben geldim.” dediğimde gözlerini açıp kapattı. “Berk, uyan hadi bak çok üşümüşsün.” dediğimde tekrar gözlerini açtı. Yavaşça doğrulup oturur pozisyona geldiğinde kafasını kaldırıp bana baktı.

“Ne zaman geldin?” “Şimdi. İçeri gidip gazı açacağım sen de odamdan üstüne hırka al.” dedim ve mutfağa geçip dediğimi yaptım. Sonra da ketıla su koyup salona geçtim. “Niye açmadın kombiyi?” “Bilmiyorum ki açmayı.” “Tamam ben sana öğretirim bir dahakine soğukta oturmazsın.” dediğimde biraz bana yaklaştı.

“Belki sarılırsan üşümem geçer.” dediğinde ona dönmemek için zor tuttum kendimi. Şuan çözmemiz geren bir sorunumuz vardı ve hiçbir şey olmamış gibi davranırsak havada kalırdı. Ayağa kalkıp odama yürürken peşimden geliyordu.

“Konuşmuyoruz yine.” dediğinde üstümdekini çıkardım ve dolabımı açtım. “Aç mısın bir şeyler yedin mi?” “Değilim de yüzüme mi baksan.” “Su koymuştum, kaynamıştır. Kendine kahve yap ısınırsın.” dediğimde güldü. “Yani ben sarılamam diyorsun.” elimdeki hırkayı giyip fermuarını çektim.

Sonra bir eşofman çıkarıp onu giydim. “İstersen çıkarım. Hani rahatsız olursan falan.” “Abartma.” dedim ve eşofmanı giyip ipini bağladım. Kapıya yöneldiğimde önüme geçti. “Ne istiyorsun Berk?” “Konuşmak. Konuşmak istiyorum Ömer.” “Biz zaten konuştuk. Sen 'ben her şeyi hallederim’ dedin. Ben de karışmayacağım sana tamam mı?” “İyi de trip atıyorsun bana şuan.” “Çekilir misin su soğuyacak?” dediğimde biraz yana kaydı ve geçip mutfağa girdim.

Gelip bir sandalye çekti “makarna yapacağım kendime. İstiyor musun?” “İstemiyorum. Sen ye yemeğini.” “İyi sen bilirsin.” dedim ve dolaptan bir paket makarna çıkardım. “Böyle yabancı gibi mi davranacaksın yani?” diye sorduğunda tencereye suyu döküp üstüne biraz makarna boşalttım. “Yoo gayet de samimiyiz işte.” “Aynen çok samimisin. Az önce bana sarılmadın bile.” dediğinde tuzu atıp ona döndüm.

“Bütün sorun bu şuan di mi? Sana sarılmamam.” “Ömer, bak senin tarafından bakıyorum. Haklısın, o olaydan sonra benimle konuşunca sana söylemem gerekirdi ama söylediği şeyler o kadar saçmaydı ki aklımda bile tutmadım.”

“Sen tam olarak bunu anlamıyorsun Berk. Senin için önemli olmayabilir ama benim için öyle değil. Yaşadığımız şey beni korkuttu.” “Anlıyorum ama dediğim gibi kafam yerinde değildi. Şimdi gelse bana bir tane vuramaz bile.” “İyi tamam ya. Çok rahatladım şuan. Ne yapsak Sarp ile seni bir yere kapatsak da kavga mı etseniz?”

Kabuk BxB - ÖmBerWhere stories live. Discover now