0.3

4.3K 608 406
                                    


"Sol, sağ, sağ korşe odaklan.." Terden anlıma yapışan saçlarımı umursamadan antrenör'e ayak uyduruyordum. Bir kaç hareketten sonra koç paydos verip içeri geçerken yorgunlukla boks eldivenleri çıkarıp kendimi ring'in ortasına bıraktım.

Gözlerimi kapayıp derin nefesler aldım. Bir kaç dakikanın ardından küçük adımlar ve üstümde bir gölge hissetmemle kaşlarımı çatarak gözlerimi araladım. Üstten kolları birbirine bağlı tek kaşı havada bakan doktor görüş açıma girince sırıtarak göz kırptım. Bu hareketime göz devirierek ring'in bir ucuna ilerledi.

Oturur pozisyona geçip bakışlarımı doktora diktim. Her zaman ki ciddi duruşuyla fazla seksi görünüyordu. Üstüne giydiği spor kıyafetler ona farklı bir hava katmıştı ki bu tarzı hoşuma gidiyordu.

Ellerimi arkaya atarak iki taraftan destek aldım. Doktorun bakışlarını çıplak üst vücudumda gezindiğini fark ettiğimde yüzümde istemsizce sırıtış belirdi. "Gideri var mı bari?" Söylediklerimle irkilerek bakışlarını karın kaslarımdan çekip etrafta dolandırdı. Onun bu panik halleri gözüme çok sevimli geliyordu.

"Çalışman bitti mi?" Onaylayıp başımı geriye attım. "Yorgunum doktor, ne yapacaksan çabuk hallet." Konuşmamla omuzlarıma konulan parmakları hissetmem bir oldu.
Doktor arkama geçip omuzlarıma baskı yapmaya başladı.

Parmakları bir süre ensemde oyalandıktan sonra kollarıma indi. Sağ kolumu sıkmasıyla acıyla inledim. "Siktir.." Olduğum yerde dikleşip köşedeki tişörtüme uzandım. Giyeceğim sırada elimden çekildi. "Bana dön." İtiraz istemeyen sesi göz devirmeme sebep olsa da işin uzamaması için ondan taraf döndüm.

Tişörtü bir kenara bırakıp yanımda diz çöktü. Gözleri dikkatle sağ kolumu incelerken bende onun kusursuz yüzünün her bir ayrıntısını incelemeye başladım. Çok güzeldi. Kendine has ten rengi, tombul yanakları, kıvırcık saçları, keskin bakışları.. Her şeyiyle kusursuzdu. Bakışlarım inatla kapattığı yanağındaki küçük bene kayınca göz devirdim. Kendinde kusur olarak gördüğü küçük nokta onda nasıl güzel durduğunu bilmiyordu.

Parmaklarım istemsizce o noktaya değince kollarımdaki eli duraksadı. Baş parmağımı benin olduğu kısımda gezdirip yaydığı kapatıcıyı sildim. Ortaya çıkan küçük benle gülümseyip yan tarafa döndüm. Yüzlerimiz arasında neredeyse mesafe kalmamıştı. Kocaman açtığı gözleriyle böyle bakmaya devam ederse bu ringin ortasında neler yapabileceğimi ben bile tahmin edemiyorum.

"Küçük noktanı seviyorum, benim yanımda kapatma." Gerici sessizliği bölmek adına konuştum.

Yutkunup geri çekildi. "Her sevdiğin şeyi elde edemezsin." Ufak tebessümle onayladım. "Doğru. Ama ben seversem elde ederim." Yere tam anlamıyla bağdaş kurarak oturdu. Yanında getirdiği çantaya uzandığında üstüne giydiği crop tarzı tişörtü iyice yukarı sıyrılıp ince belini ortaya çıkarmıştı. Bu görüntü karşısında yutkunup bakışlarımı karşıya diktim.

"Kolunu uzatır mısın?" Kolumu kavrayıp üstüne kas gevşetici kremi yaymaya başladı. Bir yandan da azarlamayı ihmal etmedi. "Uslu bir çocuk olup beni dinlesen böyle acı çekmezsin. Zorlama dediğim halde bu hırsın kime anlamıyorum."

"Doktor senden büyüğüm, çocuk falan ayıp oluyor." Etimi kıstırmasıyla küfür savurdum. "İki yaşın pek bir getirisi yok minho.
Avucunu aç." Parmakları avucumun içinde kayıp giderken sessizce bekledim. Parmaklarımızı hizalayıp iç içe geçirdi. Bu hareketi afallamamı sağlarken dikkatimi ellerimize verdim.

Avucum arasında çok olmasa da küçük kalmıştı parmakları. Benim beyaz tenime karışmış bronz teni bir uyum içindeydi.

Ben öylece ellerimize dalmışken sesini işittim. "Bu şekilde parmaklarını açıp kapat. Bunu günlük tekrarlamalısın, eklemlerini gevşetir. Her hangi birinin eliyle olur, kendi elini kullanma."

"Farklı değil senin elini istiyorum." Gözlerimiz buluştuğunda avucum içindeki parmakların gevşediğini hissettim. Kaymasına izin vermeden parmaklarını yakalayıp sıkıca kenetledim birbirine. "Bana mı yürüyorsun sen?" Kaşlarını çatarak sorması kıkırdamama sebep oldu. Neden bilmiyordum ama deli gibi gülesim gelmişti.

Ben yerde gülmekten kıvranırken onun şaşkın bakışlarını yakaladım. "Gülümsedin.. Sikir kahkaha attın, gülüyorsun." Bu defa şaşıran taraf ben oldum. Gülemezmiydim?

"Hani bende insanım falan ya, gülebiliyorum doktor."

"Tanıştığımızdan beri ilk defa gerçekten gülümsedin. Yüzüne taktığın sahte maskeyle değil. Gerçekti.."

Ellerimizi ayırıp saçlarıma geçirdim. Ardından ayaklanarak tişörtümü elime aldım. O sırada arkadan gelen sesle bakışlarım o tarafa döndü.

"Oo doktorumuz, sizi burda görmek bir şeref." Hyunjin'in gevşekçe konuşmasına göz devirip ring'ten atladım. "Jisung, yemek sipariş etmiştik bize katılır mısın?" Hyunjin'in kolunun altında olan felix teklifte bulununca onları umursamadan odama doğru ilerledim.

"Başka sefere, şimdi gitsem iyi olur."

"Bizim boksör mü kzıdırdı seni?" Adımlarımı durdurup hyunjin'e döndüm. "Boş konuşmaya devam edersen ringe gömerim seni." Ellerini teslim olurcasına kaldırmasını aldırmayıp doktora döndüm. "Bir şeyler atıştırıp öyle git, bu ikisiyle tek kalmak istemiyorum." Bir şey demesine izin vermeden odama girdim.

Altımdaki şorttan kurtulup hızlı bir duş aldıktan sonra üstümü es geçerek altıma siyah esofmanımı giydim. Yemek için toplandığımız alana girdiğimde, yapışık veletlerin yan tarafına oturdum. Karşımdaki doktor kollarını çaprazlayıp beni incelemeye başlamıştı. "Hep böyle mi dolaşırsın?" Üst gövdemi işaret edip konuştuğunda geriye yaslandım.

"Hep böyle dolaşırım. Tişört ile boks yapmamı düşünmüyorsun umarım?" Aklına yeni gelmişçesine dudaklarını birbirine bastırdı. "Doğru ya boksör.."

"Siz ikiniz, bari yemek yerken ayrı oturun amına koyduklarım." Hyunjin'in bacakları üstünde oturan felix utanarak kalkmaya çalışınca hyunjin izin vermemiş beline kolunu sarmıştı.

"Sanane lan, çok kıskandıysan doktoru al kucağına."

"Yalnız kucakta olan kişi ben olmam." Doktorun kendinden emin konuşmasına karşı dudaklarımı araladım. "Çok eminsin doktor."

"Kucağımda olan çok kişi oldu minho." Dudaklarımı yalayıp ayaklandım. Yavaş adımlarla doktorun olduğu kısma geçip kulağına eğildim.

"Kucağımda olan kimse olmadı doktor. İlk olmak istemiyorsan beni kışkırtma." Nefesimi üfleyip son kez konuştum. "Sadece kucakta bitmez bu iş."

Kaskatı kesilen vücuduna karşı gülümseyip yanlarından ayrıldım.




nerde biter bu iş minho

100 oy, 150 yorum 🥊

boxring dr. Where stories live. Discover now