2.0

2.8K 464 285
                                    


_*_

"Minho, hazır mısın?"

Çeyrek final müsabakasından iki hafta sonra final maçı tarihinin gelmesiyle, minho ve onunla beraber finale kalan rakibi müsabakanın olduğu alana geçmişlerdi. İki tarafta ayrı odalarda maç saatini beklerken, minho'nun yanında seungmin, hyunjin ve felix vardı.

Yaşadıkları olay üstünden baya zaman geçmişti, bu süreçte herkes özürlerini dilemiş başından beri onları affeden minho ise karşısında kıvranarak özür dileyen arkadaşlarını gülerek izlemişti. Aralarında hiçbir sorun kalmamasıyla hepsi eski düzenine dönmüş, minho'da yaklaşan boks müsabakası için çalışmalarına devam etmişti.

Gününü sadece çalışmalarıyla değil, barıştıkları günden beri evinde kalan sevgilisiyle geçiriyordu. Jisung bir kez olsun minho'yu yalnız bırakmamıştı. Her sabah onunla uyanıyor, gece onunla kapıyordu gözlerini. Minho'ya olan sevgisi her geçen gün daha da artıyordu, tabi bu minho için de geçerliydi. Tüm hayatı güzeller güzeli olmuştu.

Jisung bir süredir eski mesleğine dönebilmek için çalışmalarına başlamış, tekrar sevdiği psikolog işine geri dönmenin heycanını yaşıyordu. Bir kaç evrak işlerinden sonra kendi kliniğini açabilecekti.

Minho maç saatini beklediği oda da koltukta yayılırken başında dikilip dırıdır eden seungmin'e göz devirmekle meşgulken, onların yanı sıra hyunjin ve felix bir köşede ilk günki gibi aşklarını sarmaş dolaş yaşıyordu.

"Seungmin, sus artık. Sus yoksa yumruklarımın yeni sahibi olacaksın." Seungmin trip atar gibi kollarını birleştirmiş arkasındaki sandalyeye oturmuştu. "Seni düşünende kabahat, yat öyle susuyorum."

Minho oluşan sessizlikle derin bir nefes verip gözlerini kapatmıştı, taa ki seungmin'in tekrar konuşmasına kadar. "Jisung yok diye böylesin değil mi? Kudur, yanında değil." Minho ellerini yüzüne kapatıp ofladı. "Çık lan ringe, çık o beynini dağıtayım senin."

Jisung annesinin tedavisi için bir kaç günlüğüne gimpo'ya gitmişti. Bir haftaya geri dönecekti fakat işler istediği gibi gitmemiş, işleri uzadığı için seul'e geri dönememişti. Haliyle minho'nun müsabakasını izlemeye de gelemeyecekti.

"Uzaklaş benden it." Seungmin, minhodan uzaklaşıp bu defa da hyunjin ve felix ikilisine bulaşmak için yönünü onların tarafına çevirmişti. "Sakın bir adım daha atma, minho gibi sabırlı değilimdir." Hyunjin, seungmin'i fark ederek mırıldanıp kucağındaki sevgilisine döndü.

"Çok sıkıcısınız, of nerde benim sevgilim." Seungmin ve chan'ın sevgili olması tek bir kişiyi sevindirmemişti. Minho. Hiçbir şekilde chan'ı sevmemişti, ne zaman denk gelseler sürekli çocuk gibi birbirleriyle atışıp duruyorlardı. Minho rahat bir tavırla, "Muhtemelen şuan içeri girmek için savaş veriyordur." deyip seungmin'in tepkisini ölçtü.

"Ne diye savaş versin minh-.. Sakın bunu yaptım deme!" Minho omuz silkip kafasını geriye attı. Kapıdaki görevlilere chan'ın resmini göstermiş içeri almamaları gerektiğini tembihlemişti. "Ahhh! Ya ne zaman büyüyeceksin sen be! Uğraşma artık sevgilimle." Seungmin söylene söylene dış kapıya yönelirken minho arkasından kıkırdamıştı.

O sırada telefonu titremiş jisung'un olmasını dua ederken eline alıp gelen bildirime tıkladı.

jisung - minho

jisung:
sevgilim
müsabakan başladı mı

minho:
hayır bebeğim
yarım saat var başlamasına
annen nasıl oldu

boxring dr. Where stories live. Discover now