2.1

2.5K 372 179
                                    


_*_

Jisung sevgilisiyle geçirdiği gecenin ertesi günü, mutlu bir şekilde uyanmış yan tarafında uyuyan sevgilisine dönerek üstüne eğilmişti. Yüz üstü yatan minho'nun çıplak pürüzsüz sırtına parmaklarıyla hayali çizgiler çiziyor, minik öpücüklerini sıralıyordu. "Sevgilim."

Minho sırtındaki temas ve öpücükle yerinde kıpranıp başını sevgilisine çevirerek gözlerini araladı. "Günaydın sevgilim." Jisung eğilip minho'nun yanağına buse kondurarak geri çekildi. "Günaydın güzelim, erkencisin."

"Bugün çok işim var minho, erkenden bitirmek istedim. Şimdi kalkıyorsun ve birlikte kahvaltı yapıyoruz." Minho mızmızlanarak tekrar uyuma pozisyonuna geçince, jisung yerinden kalkıp sevgilisinin üstüne uzandı. "Ya! İşlerimi halledip günü seninle geçirmek istiyorum. Minho ağlayayım mı kalk çabuk!"

Minho sırtında mızmızlanan sevgilisine kıkırdamış bir anda sırtüstü dönerek jisung'un belini kavrayıp kendine çekti. "Güzeller güzeli bana çok mu aşıkmış?" Jisung kaşlarını çatıp minho'nun omzuna vurdu. "Değilim, olmayacağım!"

Jisung, minho'nun kolları arasından kurtulup koltuktaki kıyafetlerini alarak banyoya yöneldi. Minho gülümseyerek yerinde doğrulmuş jisung'un arkasından söylenmişti. "Tamam ya kalktım! Aşık olacak mısın şimdi?" Jisung aldığı soruyla kahkahasını tutup bağırdı. "Çıktığımda mutfakta olursan, aşık olacağım!"

Minho oyuncu sevgilisine kıkırdayıp yataktan kalkarak bir hızda üstünü düzeltip mutfağa adımladı. Alternatif bir kaç kahvaltılık hazırlamaya başladığında aniden arkasında hissettiği bedenle duraksamış, yönünü jisung'a çevirmişti. Anında elleri belini bulmuş, hafif nemli saçlara burnunu sürtmüştü. Aldığı kokuyla gülümseyip saçlarına öpücük kondurdu.

"Bekleseydin keşke, birlikte hazırlardık." Jisung, nemli saçlarından yüzüne damlayan suyla huylanıp silmeye çalışırken minho iki elini de tutarak arkasında birleştirip jisung'u kendine çekti. "Evlenelim mi?" Jisung soru karşısında şokla gözleri büyümüş heycandan nefesini tutmuştu.

"Minho.." Sevgilisinin ciddi duruşuyla jisung yutkunup, "Sen ciddisin?" diyerek ellerini minho'nun avucundan kurtardı.

Minho, jisung'un kendinden uzaklaştığını fark ettiğinde bileğinden yakalayıp tezgah ile arasına almıştı. "Korkma, hemen evlenelim demiyorum sadece.. İstemez miydin?" Jisung elbette isterdi, sadece birden sorulunca gerilmişti. "Tabiki isterim minho, sen birden sorunca gerildim biraz. İstemediğimden değil, ani oldu gibi."

"Fikrini merak ediyorum han, hayatımı birleştirmek istediğim kişisin sen. Bunu konuşmamız kadar doğal başka ne olabilir? Seni asla sıkmam bunu düşünme bile, konuşmak için uzun günlerimiz olacak, ben şuan az da olsa aklından geçeni bilmek istiyorum."

Jisung sevgilisinin haklı olduğunu biliyordu bu yüzden kaçmadan konuya girdi. "İstiyorum minho. Hayatımın geri kalanını seninle geçirmeyi o kadar çok istiyorum ki. Ama evlilik konusu beni biraz geriyor, bunu kişisel algılama olur mu. Dediğin gibi uzun uzun konuşuruz, sadece şunu bil.." diyerek kollarını minho'nun boynuna dolayıp devam etti. "Hayatımdaki kişi sen olmayacaksan başka kimse olmaz."

Minho anlayışla gülümseyip, sevgilisiyle dudaklarını birkeştirdi. Bol öpüşmeli mutfak faslından sonra ikili evden ayrılmış, jisung kliniği için evrak işleriyle uğraşırken minho salona uğramıştı. Son galibiyetten sonra uzunca düşünüp iki yıl ara vermeye karar vermişti. Artık kendine zaman ayırmak istiyordu, bu süreçte fazlasıyla yorulmuştu.

boxring dr. Where stories live. Discover now