2.5

1.2K 240 88
                                    


"Güzelim, hadi ama konuşmayacak mısın benimle?"

Cezaevinde yaşanan olaydan sonra herkes evlerine dağılırken, minho sevgilisini kendi evine getirmişti. Fakat eve girdiğinden beri onunla asla konuşmayan sevgilisi onu bir tık germişti. Bakışlarından ne kadar kızgın olduğu anlaşılıyordu.

Minho yavaşça koltuğun bir kenarında oturan sevgilisine yanaşarak ellerini tuttu. "Bebeğim, bakar mısın bana?" Jisung defalarca onunla konuşmaya çalışan sevgilisini bu defa geri çevirmemiş başını ondan tarafa döndürmüştü. "Özür dilerim. Jisung üzgünüm ama yaptıklarım için pişman değilim, o piçe cezasını vermem gerekiyordu. Beni anlayamaz mısın? Onu dövdüm diye-"

"Minho, konu o değil. Konu sana zarar gelip gelmemesi anlamıyor musun? Ya kendini kaybedip.. " Biraz duraksayıp devam etti. "Minho, ne olursa olsun öncelik sadece kendi canın olsun. Ya sana karşılık verseydi, o an yakalansaydın ceza alsaydın.. Geride kalanları hiç düşünmedin mi, ben ölürdüm minho. Bana söz ver olur mu, artık hayatımızda bu tip durumlar istemiyorum."

Minho durgun bir ifadeyle jisung'u dinlemiş ardından kolları arasına almıştı sevdiğini. Jisung, sevgilisinin kolları arasında huzurla gözlerini kapatmış o sırada saçlarında hissettiği minik öpücüklerle gülümsemişti.

"Söz güzelim, önceliğim sadece biz olacak."

Jisung bu sözle kıkırdamış ardından üstünde yazı uzanır halde olduğu sevgilisini koltuğa iterek yanındaki yerini aldı. Bacaklarını ve kollarını minho'nun gövdesine sıkıca sararak gözlerini yumduğu vakit, belindeki sıkı tutuşu hissetmişti.

"Bir yerin ağrıyor mu güzelim, hastaneden çıkıp gelmişsin zaten."

"İyiyim ben sevgilim endişelenme. Sadece yorgun hissediyorum, biraz uyuyalım hm?" Jisung başını kaldırıp alttan attığı sevimli bakışlarla minho'ya ne yaptığının farkında gibi duruyordu. Minho ise sevimli sevgilisinin burnuna öpücüğünü bırakmıştı.

"Uyuyalım bakalım, bakma öyle uyandığında yanında olacağım söz." Jisung kıstığı gözlerle ciddi olup olmadığını tartmış ardından minho'nun dudağına saliselik öpücüğünü kondurup başını gövdesine gömdü. Minho'nun hoşuna gittiğini, başını yasladığı gövdenin güldüğünden dolayı hareket etmesinden anlamıştı.

"Aklımı kaçıracağım.."

İkili arasında son konuşma bu olurken yorgunlukla uykuya dalmışlardı.

Diğer taraftan henüz evlerine ulaşamamış olan dörtlü chan'ın arabasında yol alıyorlardı, dördü arasında rahatsız edici sessizlik hakimken seungmin bu duruma dayanamayıp konuşmaya başladı.

"Of çok gericisiniz ya, neden kimse konuşmuyor." Seungmin'in mızmızlanması üzerine şöför koltuğundaki chan yandan sırıtıp sevgilisine döndü. "Bebeğim, az önce trajikomik bir olay yaşadık sence de normal değil mi?"

"Konu minhoysa bir anormallik aramayın. Nasıl korkuttu beni gerizekalı ya!"

"Deme öyle, doğru olanı yaptı." Felix'in mırıldanışı seungmin'in bakışlarını kendisine çevirmesine neden olmuştu. "Ona göre doğruydu, ya başına bir şey gelseydi felix?"

"Neden duruma minhonun tarafından bakmıyorsunuz ki? Adam gelmiş sevgilisini rahatsız ediyor o da yetmiyor ölümle burun buruna geliyorlar. Bu yaptığı az bile, o sadece sevdiğini korumak istedi bunda yanlış bir şey yok. En azından birimiz sevdiği için bir şeyler yapıyor.."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 03 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

boxring dr. Where stories live. Discover now