2. BÖLÜM

41.9K 2.9K 1K
                                    

Bölüm yayın tarihi: 22 Aralık 2023

Buraya okuduğumuz tarihi bırakalım mı?

Keyifle okuyun. 💙

Yıldıza basmayı ve yorumlarınızı satırlara bırakmayı unutmayın, olur mu? 💙

2. BÖLÜM

♪♪ Bölüm şarkısı:

Ceylan Ertem & Can Güngör ~ Farketmeden

🌊

Adamlar emri alır almaz odadan hızla çıktılar. İçlerinden biri, "Ben kapıdayım, abi," dedi. İlginç bir şekilde nasıl organize olacaklarını sormaya bile gerek görmemişlerdi.

Oda nihayet boşaldığında durduğum yerde huzursuz bir şekilde kıpırdandım. Bakışlarını üzerimden tek bir an bile çekmemişti, özellikle de saçıma bakarken kaşlarını çatıyordu. Yok, canım. Beni tanımıyordu bile. Peruk olduğunu anlamış olamazdı.

"Nasıl geldin buraya?" diye sordu.

Sesi öyle tehditkârdı ki bir an ne diyeceğimi şaşırsam da çarçabuk toparladım.

"Uçakla."

Tek kaşı hafifçe kalktı. "Uçakla?" diye tekrarladı. "Sence ben onu mu soruyorum, Hazel?" Sinirlenmeye başladığı kasılan çenesinden belli oluyordu. Bakışları ise birer ok gibiydi, hedefi on ikiden vuruyordu. Bir çeşit gözdağı mıydı bu? Korkmam mı gerekiyordu? "Buraya nasıl geldin? Bu otele... Nereden buldun ya da duydun burada olduğumu? Daha da önemlisi benim varlığımdan nasıl haberin oldu?"

"Var benim de kendimce bağlantılarım," dedim. Buraya gelmeden önce yürek yemiştim herhâlde. Bu temelsiz cesaretimin başka açıklaması yoktu.

"İkizin mi anlattı?" diye sordu. Hazar'la olan gizemli tanışıklıklarından bahsediyordu.

"Hayır. Onun burada olduğumdan haberi yok."

"Ha bir de habersiz!" Öfkesine bir miktar şaşkınlık karışmıştı şimdi. "Madem ismimi cismimi öğrendin, buraya kadar geleceğine aramayı deneseydin keşke," dedi laf sokar gibi.

"İsmini öğrendim, cismini değil." Ne diyorsun? der gibi baktı. "Yani maşallah, kendini sır gibi saklamışsın. İnternette tek bir fotoğrafını bulamadım."

"Beni google'layacağını bilsem birkaç poz ayarlardım, Hazel." Alay ederken bile sinirliydi. Ne biçim bir adamdı bu?

"Zevkimizden google'lamadık herhâlde. Günlerce telefonla ulaşmaya çalıştım şirketine. Her seferinde asistanın meşgul deyip geçiştirdi beni. Başka çarem kalmamıştı, ne yapsaydım?"

Telefonundan çıkan mesaj sesi konuşmamı böldü. Ekranına baktı. Gördüğü şeyden hoşlanmamış olmalıydı ki kordan gözleri öfkeyle tutuşmuştu. "Gidiyoruz buradan," dedi.

"Neden?" diye sordum. Burada olmaktan ben de çok hoşnut sayılmazdım ama asıl derdim bir an önce bana yardım edeceğinin teyidini almaktı.

"Bu otel konuşmak için uygun değil," dedi ifadesiz bir sesle.

"Nereye gideceğiz?" Cevap vermeyip kapıya doğru ilerleyince uzak bir yere gideceğimizden endişelendim. "Bak, benim kaybedecek zamanım yok. Çok vakit alacaksa burada konuşmayı tercih ederim."

Eli kapı kolunda öylece durdu, boynunu hafifçe oynattı ve başını çevirip bana baktı. Odadaki hava ansızın kurşun kadar ağırlaşmıştı. Bakışları inanılmaz bir yavaşlıkla tepeden tırnağa üzerimde dolaştı. Gözlerinde, hissettiğim rahatsızlığı silecek bir ifade yakalamayı denedim ama neredeyse imkânsızdı.

ARHAVİLİWhere stories live. Discover now