8. BÖLÜM

40.1K 2.8K 1.4K
                                    

Biz geldik.🥰

Buraya bölümü okuduğumuz tarihi bırakalım mı?💙

Eğer severek okuyorsanız hem bu bölüme hem de eski bölümlere yıldızlarımızı bırakabilir miyiz?💙

Keyifli okumalar.🥰

🌊

8. BÖLÜM

♪♪ Bölüm Şarkısı:

Kahraman Deniz ~ Yangının Adı

🌊

Şefkat tüten kollarının hapsinden kurtulmak kolaydı fakat içimi gören bakışlarından kaçmaya çalışmak çok zordu. Neyse ki yüzümü avuçlarından çekip, aramıza mesafe koyarak başarabilmiştim bunu. "Ben..." dedim göz göze gelmeyi reddederek. "Bir lavaboya gitmem lazım."

Koltuktan kalkar kalkmaz salondaki herkesin endişeli bakışlarının üzerime yöneldiğini fark ettim. Sanki biraz daha orada kalsam iyi olup olmadığımı soracaklar ve ben o ankinden daha rahatsız hissedecektim.

Buna izin vermeyip kısacık bir an bile beklemeden hızlı adımlarla salondan çıktım. Lavabonun nerede olduğunu bilmiyordum ama peşimden gelen adımların sahibi sayesinde bu soruma da cevap bulmuştum.

"İleride, sağda," diye seslendi.

Arkama bakmadan yürüdüm ve saniyeler sonra kendimi lavaboya atıp kapıyı hışımla örttüm. Sırtım kapıya yaslandı, gözlerim bitkinlikle kapandı. Dudaklarımı henüz kurtulamadığım bir korkuyla ısırdım ama korku, pençelerini sırtıma geçirmiş bir canavardı ve sanki geride derinliği ruhuma kadar uzanan yarıklar bırakmıştı.

Soluk soluğa kapıdan uzaklaşıp aynaya doğru yürüdüm. İnsan bazen, bitkinliğinin yansımasını görmemek için aynaya bakmaya çekiniyordu. Gerçekleri inkâr etmek ya da bile bile herhangi bir konuda kendine yalan söylemek gibi bir şeydi bu. Fakat sonu yoktu. Birkaç gündür kâbuslar rahat bırakır gibi olmuştu beni ama ne büyük talihsizlikti ki hiçbir şey sonsuza dek sürmüyordu.

Bakışlarımı kaldırıp aynadaki aksime odakladım. Gözlerim kızarmıştı. Yüzüm soluk görünüyordu ve bunun makyajımdan eser kalmamış olmasıyla da ilgisi yoktu.

Musluğu açtım, ellerimi yıkadım, serin suyla ıslattığım ellerimi yanaklarıma değdirerek tenime biraz olsun yaşam belirtisi katmaya çalıştım. "Kendine gel..." diye fısıldadım. "İlk kâbusun değildi."

İlk değildi ama burada, Tekin'in evinde, herkesin gözü önünde buna yakalanmak da hoşuma gitmemişti. Günlerdir düzenli bir uyku uyuyamayışım olur olmadık yerlerde sızmama neden oluyordu. Buna daha kalıcı bir çözüm bulmam şarttı.

Kendime iyice çekidüzen verip dakikalar sonra lavabonun kapısını açtım. Dışarı çıkar çıkmaz gördüğüm silüetle ise öylece duraksadım.

Tam karşıdaki duvara yaslanmıştı, kolları göğsünde bağlı durumdaydı. Gözlerini benden ayırmıyor; bakışları üzerimde, yüzümde gezinerek âdeta hasar kontrolü yapıyordu.

Hoşlanmıyordum bu tavrından. Fakat bundan hoşlanmadığım kafama dank ettikçe kendimi tanıyamaz hâle geliyordum. Tüm bu duygular yabancıydı bana. Birçok dili neredeyse anadilim kadar iyi biliyordum ama dünden beri yakamı bırakmayan bu huzursuzluk benimle apayrı bir dilde konuşuyordu. Başka bir şey arıyordum bakışlarında. Ve bulamadıkça kendimi ona tamamen kapatma ihtiyacım baş gösteriyordu. Fakat bulduğum o sayılı anlarda ise... Benim için işin rengi değişiyordu.

ARHAVİLİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin