9. BÖLÜM

45.6K 2.9K 1.7K
                                    

Karanlık yollardan geçtik, zehir gibi sular içtik ama nihayet biz geldik... Hem de şimdiye kadarki en uzun bölümümüzle... 💙

Buraya bölümü okuduğumuz tarihi bırakalım mı? 💙

Yıldızlarınız ve bol satır yorumlarınız beni o kadar motive ediyor ki... Eksik etmeyin olur mu? 🥰

Aramıza yeni yeni okurlar katıldığını görüyorum. Hepiniz hoş geldiniz... 💙

İyi ki varsınız. Keyifli okumalar... 💙

Davet Hazel & Tekin'i

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Davet Hazel & Tekin'i... 💙

🌊

9. BÖLÜM

♪♪ Bölüm Şarkıları:

Yıldız Tilbe ~ Arzular Arsız

Paloma Faith ~ Only Love Can Hurt Like This

Anna Vissi ~ Sigharitiria

🌊

Tekin sinirle söylenerek evi gerisinde bıraktığında, gülüşümü daha fazla bastıramadım. Patlamaya hazır bir bomba gibiydi; kendini durdurmayı başarabilecek mi, yoksa bir yerde öfkeyle infilak mı edecek diye meraklanmadan yapamamıştım.

Telefonumu çantama koyduğumdan emin olduktan sonra, evimi burada kalacak adamlara emanet ederek ben de arkasından bahçeye çıktım. Kapının önüne arabalar yanaşmıştı. Escalade'e bineceğimizi sandım ama dev araç ortalıkta görünmüyordu. Dün lastiklerinin patladığı aklıma gelince, bunun sebebi de kafamda net bir yere oturdu. Fakat görünen o ki Tekin bir Escalade sevdalısıydı. Çünkü bu kez de aynı arabanın lacivert renkte olanı kapıya yanaşıyordu.

Tekin cebinden sigarasını çıkardı, içinden bir dalı dudaklarının arasına bıraktı ama yakmadı. Ben yanına ulaştığımda bana da uzattı fakat kabul etmedim.

"Teşekkürler," dedim. "Kokmak istemiyorum şimdi."

Ben öyle deyince, kısacık bir an incelercesine yüzüme baktı. Ardından dudaklarının arasındaki, henüz ateşlemediği sigarasını kırıp köşedeki çöp kutusunun içine attı.

Camları siyah filmle kaplı Lacivert Escalade'in kapısı açıldığında, Yaman ve Cesur'un da orada olduklarını gördüm. Ben arka koltuğa geçtim, Tekin de yine tam karşımda yerini aldı.

Yaman benim yanımdaydı. Cesur ise Tekin'in yanındaki koltuğa kurulmuştu, kucağında bir bilgisayar tutuyordu. Küçük bir çantadan bir şeyler çıkardı; birini Tekin'e, diğerini bana uzattı. Avucumun içine bırakılan metalin minicik bir kulaklık olduğunu anlamam çok vaktimi almamıştı.

ARHAVİLİWhere stories live. Discover now