10. Bölüm💙

101 12 11
                                    

Gece geç saatte kadar Ayça ile konuştuk. İyi bir kıza benziyordu. Sohbeti sarıyordu.

Sabah zar zor kalkıp kahvaltı hazırladım. Kahvaltı hazır olduğunda Ayça ve Cenk'i uyandırdım. Birlikte kahvaltı yaptık. Cenk ve ben otele gittik Ayça evde dinlenecekti.

"Hoşgeldiniz Cenk Bey, Yağmur Hanım."

Cenk ile kendi adımı yan yana duymak çok hoşuma gitmişti. Sanırım Cenk ile aramda bir şeyler olduğunu anlamışlardı.

Cenk ile odalarımıza geçtik ikimiz de dosyalara gömüldük. Çok iş birikmişti. Cenk ile sevgili olduğumdan beri doğru dürüst işe odaklanamıyordum.

Odamın kapısı çaldı.

"Bir kahve molasına ne dersiniz Yağmur Hanım?"

"Ayy çok iyi oluurrr."

Cenk elinde iki tane kahve ile gelmişti. Asla vazgeçemeyeceğim şey kahve olabilirdi.

Birlikte kahvelerimizi içtik. Mesainin bitmesine daha vardı. Cenk'in telefonu çaldı.

Telefonu açtığında bir süre sessiz kalıp karşı tarafı dinledi. Sonra elindeki telefonu duvara fırlattı.

"Cenk noldu?"

Hiçbir şey demeden dışarı çıktı. Bende peşinden çıktım.

"Cenk ne olduğunu söyleyecek misin artık?"

"Ayça'yı kaçırmışlar."

Duyduğum cümle ile donakaldım. Taa ki Cenk'in sesini duyana kadar.

"Bin hadi Yağmur."

Vakit kaybetmeden arabaya bindim. Birlikte Cenk'in evine doğru ilerledik. Arabayı çok hızlı kullanıyordu yarım saatlik yolu 5 dakika da gelmiştik.

Eve geldiğimizde kapı açıktı. İçeri geçip etrafa bakındık gözüm bir yere çarptı yerlerin belirli yerlerinde kan vardı. Cenk'e söyleyip söylememek konusunda kararsız kalsam da söyledim.

"C-cenk."

"Efendim Yağmur."

"Kan."

Cenk hemen yanıma geldi yerde gördüğü kan ile gözyaşlarını tutamadı.

"Nasıl dokundunuz lan ona nasıl?"

Duvarı yumruklamaya başladı. Yanına gidip kendime doğru çektim.

"Cenk biraz sakin olup Ayça'yı onların elinden nasıl kurtaracağımızı mı düşünsek."

"Koruyamadım, ben kardeşimi koruyamadım ben iyi bir abi olamadım Yağmur."

Cümlesi bittiği an hıçkırarak ağlamaya başladı. Kafasını göğsüme gömdü. Dakikalarca öyle kaldık. Biraz sakinleştikten sonra polise gittik. Emniyette tanıdıkları vardı. Durumu anlattı ve çalışmalara başlandı.

Zaman hızla akıp gidiyordu ama hâlâ bir haber yoktu. Cenk iyi bir iş adamıydı ama düşmanı olduğunu zannmiyordum.

Hiçbir şey yapmadan öylece durmak Cenk'in zoruna gidiyordu.

"Kardeşim kim bilir ne hâlde ama ben hiçbir şey yapamıyorum allah kahretsin."

"Cenk biraz dışarı çıkalım mı? Hava almış olursun iyi gelir."

"Çıkalım."

İkimizde sahile doğru yürüdük. Sahile geldiğimizde denize doğru yürüdük. Taşlara oturduk ikimizde çok sessizdik.

"Ayça'da giderse ben o zaman mahvolurum Yağmur. Ailemden en büyük miras o bana."

Gözyaşları bir bir süzülüyordu. Ne olduğunu anlamadan ailesini anlatmaya başladı.

"Ben daha 8 yaşındaydım. Annem ve babamı kaybettiğimde 8 yaşındaydım."

Cenk hayatını anlatmaya başladığında bende gözyaşlarımı tutamadım. Demek ki Cenk ile ortak noktamız varmış. İkimizin de ailesi olmaması gibi...

Bir bölüm daha bitti. Okunma sayısı çok az ve oy da atmıyorsunuz. Artık düzenli olarak bölüm yayımlamayacağım.
Bir sonraki bölüm Cenk'in hayatını anlatması ile başlayacak.

Instagram Hesabım: @sude_den_oykuler

İlklerimin SahibiWhere stories live. Discover now