16. Bölüm💙

106 11 10
                                    

"Size inanamıyorum! Nasıl ekmeğini yediğin kişiye ihanet edebiliyorsun ya? Nasıl alçak birisin sen?"

"Aa güzellik sana bu tarz konuşmalar yakışmıyor. Teklifimi kabul ediyor musun, etmiyor musun?"

"Etmiyorum anladın mı beni senin o pis aciz teklifini kabul etmiyorum. Sende senin yapacağın mesleğin de yerin dibine batsın."

Sesim umduğumdan da yüksek çıkmıştı. Kapıyı çarpıp çıktım. Cenk'e ne diyecektim şimdi? Böyle saçma bir teklif sunduğunu söyleyemezdim bu teklifi kabul de edemezdim. Çıkmazın içinde düşmüştüm.

2-3 saat kendime zaman tanıdım. Cenk'e ne diyeceğimi hâlâ bilmiyordum. Sanırım o teklifi kabul etmek zorunda kalacaktım. Tamam ben Cenk'ten ayrılırsam Cenk yıkılırdı ama bir yandan da Cenk'in kardeşinin intikamı söz konusuydu.

Serkan'ı aradım.

"Sana bir adres atacağım oraya gel."

"Ne o bu teklifimi kabul ettiğin anlamına mı geliyor?"

"Benimde bir şartım olacak. O işler o kadar kolay değil Serkan Bey."

Adresi attım kısa süre sonra geldi.

"Neymiş bakalım şartın."

"İlk önce işini yapacaksın. Eğer iş olumlu sonuçlanırsa o dediğin olacak."

"Ne o sen kendini çok mu akıllı zannediyorsun Yağmur."

"Sana neden güveneyim ki?"

"Tamam ama eğer dediğimi yapmazsan o adamı soktuğum gibi geri çıkarmasını da bilirim."

Dediklerine boyun eğecektim. Cenk için Ayça için bunu yapmaya mecburdum.

Yolda Cenk'i aradım ve Serkan'ın kabul ettiğini söyledim. Serkan hemen çalışmalara başlamıştı. Yarın tekrar duruşma vardı bakalım umarım sonu Cenk için iyi biterdi ne kadar benim için cehennem olsa da...

Eve gittiğimde yorulduğumu hissettim. Duşa girdim ılık duşun ardından yatağa geçtim. Cenk bugün otelde kalacaktı işleri vardı. Yatağa yatar yatmaz düşünceler beni esir aldı. Yarın benim ve Cenk için yeni bir başlangıçtı. Sonu ikimiz için de kötü olan başlangıç...

Sabah alarmın sesiyle uyandım. Banyoya girip işlerimi hallettim. Üzerime rahat bir şeyler giyip dışarı çıktım. Cenk çoktan gelmiş beni bekliyordu. Birlikte adliyeye gidecektik. Sonunu bile bile yangına gidiyordum. Bu yangında ikimizde kül olacaktık bir kişi hariç Serkan...

Adliyeye geldiğimizde herkes toplanmıştı. Bizi çağırdıklarında içeriye geçtik. Cenk stresten ayaklarını sallıyordu. Elini tuttum.

"Sakin ol."

"İyiki yanımdasın Yağmur."

Duruşma başladığında Serkan konuşmaya başladı. Gerçekten de işinde çok başarılıydı. Kısa sürede bu kadar iyi hazırlanmış bir dosya olamazdı.

Duruşmayı biz kazanmıştık ve Ayça'yı bunu yaşatan köpek tutuklanmıştı. Bir yanım seviniyor bir yanımda üzülüyordu. Serkan'ın yüzünde zafer gülümsemesi vardı, bir değil iki tane...

Adliyeden çıktığımızda Serkan gözünü benden ayırmıyordu. Adliye çıkışı hastaneye gittik. Cenk Ayça'nın yanına oturdu.

"Bebeğim intikamını aldık. O şerefsiz artık o delikten çıkamayacak. Hadi güzelim sende uyan artık."

Serkan'ın kaş göz işareti ile yanına gittim. Odadan çıktık.

"Ne zaman söyleyeceksin?"

"Hemen söyleyemem."

"Sana 2 saat müddet veriyorum Yağmur. Sadece 2 saatin var. Eğer 2 saat sonra ondan ayrılmış bir vaziyette yanıma gelmezsen yapacaklarımdan ben sorumlu değilim."

İviiiitttt bölüm nasıl ilerliyor çiçeklerimmmmm💙 umarım bana çok kızmıyorsunuzdur Cenk ile Yağmur'un durumu için🙈
İnstagram ve wattpad hesabımı takip etmeyi unutmayın💙 yorum ve oylamalarınızı bekliyorum💙

Keyifli Okumalar💙

Instagram Hesabım: @sude_den_oykuler

İlklerimin SahibiWhere stories live. Discover now