11. Bölüm💙

98 12 14
                                    

"Nasıl oldu peki?"

"Trafik kazasında kaybettim onları. Ayça hastalanmıştı. O zaman 4 yaşındaydı. Ayça'yı hastaneye götürmek için evden çıktılar bende evde onları bekliyordum."

Anlatırken eskileri tekrardan gözünde canlanıyordu.

"Bir süre bekledim gelmediler. Aradım açmadılar. Bende endişelendim. Bir süre daha bekledim ve sonra telefon çaldı."

Cümlesi bitmesi ile gözlerini kapattı derin nefes alıp tekrar devam etti.

"Polis aramıştı. Annemin ve babamın kaza geçirdiğini söylediler ben daha o zamanlar küçüğüm ne yapacağımı bilemedim. Korktum çok korktum onlara bir şey olacak diye. Hemen yan komşuya gittim. Onlar beni kaza yerine götürdüler. Gördüğüm manzara ile öylece baktım. Bakmaktan başka bir şey gelmiyordu elimden."

Artık gözyaşları ardı ardına akıyordu. Onunla birlikte bende ağlıyordum. Gerçekten çok zordu. Ailesiz büyümek.

"Hastaneye kaldırdılar. Ayça o kazada burnu bile kanamadan kurtulmuştu ama annem ve babam o kadar şanslı olamadılar. Onlar öldüler. Ben Ayça'ya baktım. Hem okudum hem ona baktım. Hastalandı sabaha kadar başında bekledim. Bir derdi oldu sıkılmadan dinledim. Ben Ayça'nın gözünde hep süper kahramandım. Ama ben Ayça'mı koruyamadım."

Gerçekten de çok kötüydü. Ama en azından tutunacak ve o zorlu süreci atlatacak biri vardı yanında.

"Çok zor. Seni en iyi ben anlıyorum. Ama şu yönden bak senin bir kardeşin var. Tutunacak dalın var. Bende o bile yok."

"Abim var demiştin."

"Annem ve babam beni bıraktığında o da gitti. Nerede olduğunu bilmiyorum. Kaç zamandır görmedim. Yani Ayça çok şanslı senin gibi bir abiye sahip olduğu için."

"Ben onu koruyamadım. Şuan bile elimden bir şey gelmiyor."

Telefonun sesi ile irkildi. Kısa bir telefon görüşmesi ardından ayağa kalktı.

"Bulmuşlar, Ayça'mı bulmuşlar."

Hemen eve gidip arabayı aldı ve birlikte adrese doğru gittik. Biz gittiğimizde polisler çoktan oradaydılar. Gittiğimiz yer ıssız küçük bir yerdi.

"Nerde lan o şerefsiz?"

"Cenk Bey biraz sakin olur musunuz? Böyle yaparak işimizi zorlaştırıyorsunuz."

Polis memurunun sesi ile kendime gelip Cenk'i kendime çektim.

"Cenk biraz sakin ol bak polisler işini yapamıyor. Az kaldı dayan."

Cenk bu dinler mi? Kapıya doğru koştu.

"Açın lan şu kapıyı."

Polisler hemen olaya müdahale etti. Kısa süre sonra operasyon başladı. Ayça'yı kaçıran kişiyi gözlatına aldılar. Cenk hemen içeri girdi. Ayça yerde baygın bir şekilde yatıyordu. Cenk hemen yanına gitti. Başını dizine koydu.

"Bırakma beni. Ayça yalvarırım bırakma beni."

Ayça'yı kucağına alıp arabaya doğru koştu. Hastaneye vardığımızda Ayça'yı ameliyata aldılar. İç kanaması varmış.

Saatler geçti ama hâlâ doktorlardan bir haber gelmedi. Ameliyat kapısının önünde çaresizce bekliyorduk.

Çok geçmeden doktor çıktı.

"Kardeşim iyi mi?"

"Ameliyat çok uzun sürdü. İç kanamayı zor durdurduk. Kafasına çok darbe almış. Şuan uyutmamız gerekiyor. Ne zaman uyanır bilemiyoruz üzgünüm geçmiş olsun."

Ben daha kurulan cümlenin şokunu atlatamazken Cenk koşarak hastaneden çıktı. Bende arkasından koştum ama çoktan arabasına binmiş gidiyordu.

"Off ne yapacağım ben şimdi?"

Kendi kendime düşüncelere dalmıştım. Yanıma bir polis memuru geldi.

"Hastanın neyi oluyorsunuz?"

Kafamı kaldırmam ile Cenk'in arkadaşı olduğunu anladım.

"Pardon Yağmur Hanım bir an tanıyamadım."

"Şey ben sizden yardım isteyecektim."

"Sorun ne?"

"Ayça'nın durumu pek iyi değil. Doktor Cenk'e bunu söyleyince Cenk hastaneden çıktı. Ama nereye gitti bilmiyorum."

Cümlemin bitmesi ile polis memurunun telefonu çaldı. Bir süre sessiz durup karşı tarafı dinledi.

"Cenk, kardeşim bir dur. Sakin sakin halledelim."

Arayan Cenk'ti kesin bir şey planladı ve bu planı Cenk yaptığına göre pek de iç açıcı bir plan değildi.

Yorumlarınızı ve oylamalarınızı bekliyorum(!)

Instagram Hesabım: @sude_den_oykuler

İlklerimin SahibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin