Bölüm 1 : Kolay Değildir

3.1K 200 147
                                    

"Yüreğine ateş düşmüş, kara haber var.Gelen olmaz, giden olmaz, ah çeker ağlar..."

Soluk almak akciğerlerini hiç bu kadar zorlamamıştı. Nefesi adeta hançer gibi saplanıp kalıyordu.

Bu şehre gelmek konusunda  büyük hallere sahipti. Daha öncesinde buraya geleceğinin ihtimali bile onun kalbinin fazla çarpmasına neden oluyordu. Daha oraya varmadan ne giyeceğini ve valizine neleri tıkabileceğini hesaplayabilirdi. Ancak insan hayal kurarken tanrı onun için zarlar atıyordu. Çoğu zaman düşeş gelse de zar kıvrıktı. Nerede ne zaman duracağı belli olmuyor,altı rakamdan hangisinin denk geleceği kadere bağlı oluyordu.Yüreğine düşen yangınla zar zor nefesler alarak inmişti otogardan.

Kulaklarından süzülerek ciğerini dağlayan kelimeler bir yabancıya aitti. Telefonda sadece bir kaç saniyelik cümlede kendini tanıtarak başlamıştı.

"Cinayet şubeden Komiser Ali ben."diye başlamıştı cümleye. "Hazar Polatlı ile mi görüşüyorum?"

Hazar Polatlı bizzat kendisi oluyordu lakin cinayet şubeden aranacak ne yaptığı hakkında en ufak fikri dahi yoktu. Korkuyla telefona sarıldığında dili damağı birbirine yapışmıştı. Okuldan çıkmış ,arkadaşları ile birlikte küçük bir kafede sıcak çikolata içtiği vakitte denk gelmişti kara haber.

Ablasının son telefon konuşması kendisine aitti. 

"Hazal Polatlı."diye bahsetmişti adam. Kelimeleri bölük pörçük anımsıyordu lakin duyduğu kelimeleri ne ablasına yakıştıramıyordu. Ölüm ile yan yana anılamayacak kadar gençti. Sanki takvim yapraklarından çok erken kopartılmış gibi hissediyordu. Denilenleri anlayamasa da işin gerçeği ablasının faili meçhul bir cinayete kurban gitmesiydi.

Hazar hıçkırarak ağladığını,mekanın ortasında bayılıp kaldığını anımsıyordu lakin ablasına kimin böyle bir vahşeti yapacağını kestiremiyordu. Aklına ilk olarak kendi hemcinslerinden birinin yapmış olduğu gelse de ablasının görüştüğü kimse yoktu. Hazal hayatına kimseyi almıyordu. Bir erkek arkadaş cinayeti diye üstü kapatılabilecek nitelikte değildi.

Evinin ortasında onu öldürmeye kim niçin kana susamıştı bilmiyordu. Ancak bildiği tek şey varsa ablasının takvim yapraklarını kopartan kişi her kimse onun kodeslerde çürüdüğünü görmeden bu işin peşini bırakmayacaktı.

Yas ve matem içinde geçen yolculukta ilk otobüsle İstanbul'a gelmişti. O nedenle buraya gelişini hiç böyle hayal etmemişti. Buraya bir gün ablasının yanına yerleşmeye geleceğine dair o kadar hayal kurmuştu ki onun cesedinin boyadığı evine onsuz adım atmak otobüsün ortasında sessizce ağlamasına neden oluyordu. Evde gözü yaşlı annesi ve kalp krizi geçiren babası akrabalar tarafından telkin edinirken matem tutmaya değil,hesap sorulmaya lüzum olduğunu düşünen Hazar kendini yollara savurmuştu.

Böylece yeditepeli şehre ilk adımını kara bir haber ile atmıştı.

Ablasının yaşadığı apartmana baktığında dahi hıçkırığını dizginleyememişti. Apartman kapısının önüne set çekilmişti.Polisler küme küme hal alarak toplanmıştı. Saatler geçmiş olmasına rağmen mahalle ve apartman sakinlerinin şoku geçmemişti. Yaşlı ve gözlüklü bir kadın iki büklüm beliyle soğukta titreyerek ifade veriyor bir yandan da acı dolu gözlerle apartmana bakıyordu.

Bu ölü kendisinindi.

Bu ölü Hazar'a aitti.

Lakin hala zihni bazı şeyleri kavrayamıyordu. Kim İstanbul'a bir başına okumaya gelmiş bir çare zavallı bir kızı öldürmek isterdi ? Kız gündüzleri okuyordu,akşamları ise garsonluk yapıyor ailesine yardımcı oluyordu. Öyle ki kardeşi Hazar'ın eğitimi için bile destek oluyordu koca şehirde bir başına direnerek.Memlekete ailesinin yanına nice zamandır hiç uğrayamıyordu. İşten ve okuldan başını kaşıyacak vakti bile olmazdı.

Kara DalyaWhere stories live. Discover now