Bölüm 4 : Kirli Bardak

971 157 290
                                    

Zehir katmamış olması içine okkalı bir tükürük bırakmayacağı anlamına gelmezdi.
Köpük köpük portakal suyu bardağına okkalı bir tükürük bırakıvermişti.
Kıvanç'tan nefret ediyordu ve bunu her saniye kendine hatırlatmaya yeminliydi.
Ancak kendini bir katil olmaya hazır hissetmiyordu.
Bir katilin katili olmaya dahi hazır hissedemiyordu.

Kıvanç denen esmer iri ellerini sağındaki oğlanın bacaklarında gezdiriyordu.
Sarışın olanı seçmişti kendine.
Kıvırcık olan hala şansını denemek ister gibi ilgiyi üzerine çekmeye çabalıyordu.

Ucuz ,basit ve aciz.
Hazar yutkunarak onlara baktı.
Kıvanç onları eğlenmek için kucağında gezdiriyordu ancak onlar gözleriyle bile birbirleriyle savaş halindelerdi.
Onlardan telefonlarını almayı hatta telefonlarını çalmayı düşünse de kendini riske atmak istemiyordu.
Burada tek bir iyi niyetli cümle işitmişti o da göze batmaması hususunda kendisini uyaran Can Ali tarafından gelmişti.

Hazar boş gözlerle portakal suyu dolu bardağı uzatmıştı lakin Kıvanç küçümser bir bakışla kehribarlarını bardağa dikmişti.

"Bu ne şimdi?"

"Portakal suyu."diye yanıtladı oğlan dişleri arasından.
"İstediniz ya daha demin?"

Kıvanç tiksinir gibi bir ifadeyle bardağı süzmüştü.
"Sen iç."

"Zehir katmadım."dedi Hazar asi bir tonda.
"Katil değilim."diye mırıldandı lakin ses tonu daha ziyade her an olabileceğini vurguluyordu.

"Sen de öyle bir yürek yok."diye mırıldandı Kıvanç alayla.
"O cesaret sende yok."

"İç o zaman."dedi Hazar soğukça.
"Portakal suyu işte."

"Bardağı üstten tutmuşsun."dedi Kıvanç iğrenen bir yüz ifadesiyle.
"Bardak alttan kavranır ,parmak izlerin ve elinin lekesi dolu bardakla mı getiriyorsun?"

"Sen iç."diye mırıldandı devamında.
"Senden getir götürcü olmaz. Beceriksizsin."

"Hadi ya."dedi Hazar dişlerini sıkıp.
"Ne kadar üzüldüm,anlatamam."

"Belki de seni satmalıyım."dedi Kıvanç kehribarlarını devirip.
"İlk geceden cesedin çıkmazsa tabi."

"Kıvanç."diye mırıldandı sarışın oğlan.
"Bu gece ben geliyorum değil mi?"

"Nereden çıktı o?"diye fısıldadı kıvırcık olan sinirle.
"İki haftadır sen giriyorsun odaya zaten."

Hazar alayla gülmüştü.
Adamın resmen bir haremi vardı ve ikisi de saf aşık gibi adama abayı yakmıştı.
Adam ikisini de sevecek olsa aynı anda kucaklamaz ya da hakaret eder gibi yatağına sırayla almazdı.

"Ben mutfağa gidiyorum."dedi Hazar dişlerini sıkıp.
"Emriniz yoksa."
Bu cümleyi o denli alayla söylemişti ki sinirinden gülmemek için kendini zor tutuyordu.

"Limuzin kapıda galiba ."dedi kıvırcık saçlı olan çekinceyle.
"Bu geceyi de uzakta geçirmek istemiyorum."

"Benim sıram."dedi sarışın olan.
"Değil mi Kıvanç ?"

Hazar arkasını dönüp ilerlemişti lakin dilini de tutamıyordu.
"Birlikte yapın."dedi Hazar alayla.
"Renk katar."

Bu fısıltıları Kıvanç tarafindan duyulmuş ve bir kahkaha kapalı havuzda yankılanarak eko oluşturmuştu.
"Katılmak istiyorsan,ikisini de evine siktir edebilirim."

Onlardan cansız birer varlık gibi bahsediyordu.
Dahası "eve siktir edilme" cümlesine değil ,kendi yerlerini bu iri yarı ellere sahip kaba saba ve nezaketten çok uzak tinerci kılıklı oğlanın alacağı imasına sinirlenmiş gibiydiler.

Kara DalyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin