0.5 💌

156 34 18
                                    

Taeyong göz devirerek telefonunu kapattı ve kütüphanede boş bulduğu bir masaya oturdu. Proje zamanı olduğu için kütüphane neredeyse tamamen doluydu. Herkes harıl harıl projesini yetiştirmeye çalışıyordu.

Yaklaşık 15 dakika sonra cebindeki telefonu titrediğinde usulca telefonunu çıkardı ve gelen mesaja tıkladı.

+82 10*******5:
Annen mi?

+82 10*******5:
Yong senin annen yok ki?

"Hassiktir." dudakları arasından fısıldadı ve mesaj bölümünden çıkarak Jaehyun'un mesajlarını görüldü bıraktı.

"Bir de bu çıktı başıma... Ayrıca bu Yoonoh şerefsizi nerede kaldı 4 demişti ama 15 dakika oldu hâlâ ortada yok beyefendi!"

Sinirden yanakları kızarırken bakışlarını kütüphanenin büyük camına çevirdi, kar yağmaya başlamıştı. Şubat ayı bu yıl bol karlı geçiyordu.

O sırada kütüphanenin büyük ahşap kapısı açıldı. Taeyong bakışlarını çevirdiğinde içeriye Yoonoh'un girdiğini görmüştü. Uyuşuk adımları ve suratındaki soğuk ifadesiyle Taeyong'un olduğu masaya yaklaşmış ve selam dahi vermeden oturmuştu. Bacaklarını iki yana açarak sandalyeye iyice yayıldı ve umursamazca arkasına yaslandı.

"Ee ne yapıyoruz?"

Taeyong iyice sinir olmuştu fakat bu itici tavırları görmezden gelerek derin bir soluk aldı.

"Öncelikle güzel bir yer bulmamız gerekiyor, kışın tüm güzelliklerini fotoğraflayabileceğimiz bir mekan düşünmeliyiz."

Yoonoh bakışlarını umursamaz bir şekilde kütüphanenin içinde dolaştırdıktan sonra Taeyong'da durdurdu.

"Sen düşünsen olmaz mı ya ben fazla meşgulüm. Okulun basketbol takımının kaptanıyım biliyorsun, önümüzde önemli bir maç var antrenman yapmamız gerekiyor."

Taeyong'un tek kaşı havalandı anlamazca. "A-anlamadım, bütün projeyi benim mi üstlenmemi istiyorsun yani?"

"Evet..."

Ah! Taeyong sinirden kafayı yemek üzereydi bu ukala herif ne söylüyordu böyle?

"Böyle bi-"

"Bir dakika." Taeyong'un sözü Yoonoh'un çalan telefonuyla yarıda kesilmişti.

"Efendim? Tamam geliyorum." Telefonu kapadı ve Taeyong'a baktı. "Bak işte koç çağırıyor." Ayağa kalktı ve gitmeden önce konuştu. "Sen halledersin..." Gözlerini kıstı ve Taeyong'un ismini hatırlamaya çalıştı.

Taeyong dişlerini sıkmayı bırakarak "Taeyong." demişti delici ses tonuyla. "Lee Taeyong."

"Ah evet Taeyong hadi görüşürüz." Sonrada cevap bile beklemeden çıkmıştı kütüphaneden.

Taeyong öfkeyle pembe saçlarını avuçları arasına almış ve "Pislik herif!" diye bağırmıştı kütüphanede olduğunu unutarak.

İğneleyici birkaç bakış kendisine doğru çevrildiğinde ise utanarak oturduğu yerden kalkmış ve dudakları arasından Jung Yoonoh'a küfürler savurarak kütüphaneden çıkmıştı.


  ꒰ა ☆ ໒꒱

  ꒰ა ☆ ໒꒱

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
which yong? // jaeyong Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin