11

182 28 17
                                    

Minho, Peter'ın gittikçe derinleşmeye başlayan öpüşleriyle geriye çekilmişti. Gülümsemeye çalışarak ellerini onun omzuna koydu. Peter ise dudaklarının üzerinden diliyle geçerek tek kaşını kaldırdı.

"Biz bu bebek işini tekrar mı konuşsak acaba?" Minho gergince güldü, utançtan kulakları ve boynu kızarmıştı. Peter sırıtarak zihniyle yatağı yanlarına çekti, belinden kavramış olduğu bedenin sırtını örtüyle birleştirdi. Minho ne olduğunu anlayamadan bir anda sırtının yatakla birleşmesiyle ufak bir çığlık attı.

Minho şaşkınlıkla irileştirdiği gözleriyle, silinmeyen sırıtışıyla üzerine çıkan bedene baktı. Peter onun bileklerini tutup yüzüne eğildi. Minho bununla birlikte yutkunurken nefesini tuttu istemsizce.

"Ne oldu? Benden kaçıyor musun yoksa kediciğim?" Minho'nun boynuna kokulu bir öpücük bıraktı. Minho, kokusunu derince içine çekerek boynunu öpen bedenle gözlerini kapattı. "Ama yanılıyorsun, benden asla kaçamazsın." Peter dudaklarını tekrar pembeliklerle birleştirdi. Minho'yu sakinleştirmek adına bir eli de, onun kızaran elmacık kemiğini okşamaya başlamıştı.

Minho'nun bileklerini serbest bırakmış, pijamanın eteklerini yukarı doğru çekiştirmişti. Minho dudaklarının arasından giren dille boğukça inleyerek bedenini dikleştirdi. Peter diliyle ağzını talan ettiği bedenin dikleşmesiyle, eteklerinden tuttuğu pijamayı tamamen çıkardı. Minho dudaklarının sesli bir şekilde ayrılmasıyla eş zamanlı olarak kıyafetinin çıkarılmasıyla nefeslerini düzene sokmaya çalıştı.

Peter dudaklarını onun çenesini bastırdı, ardından boynuna indirdi. Bir eli sinsice, dikleşmiş göğüs uçlarına giderken, dudakları kavradığı teni emiyordu. Minho boynunda hissettiği dudaklarla ve göğüs ucunu hafifçe sıkan parmaklarla inleyerek başını arkaya attı. Eli Peter'ın ensesini bulurken, onu boynuna daha çok bastırdı.

"Mmhm Peter, lütfen hızlı ol." Minho kasıklarını birbirine sürtmeye başlarken nefes nefese konuşmuştu.

"Az önce kaçan kediciğe bak sen." Peter, alt bedenlerini birbirine sürten bedenin belinden kavrayarak yatağa bastırdı. Minho onu tek başına yana yatıramayacağını bildiğinden, ufak bir esintiyle üzerindeki bedeni yatağa yatırdı. Peter, sırtını yatakla birleştirerek kasıklarına oturan bedenin belini tuttu.

Minho kasıklarına oturduğu bedenin yüzüne kaşlarını çatarak eğildi. "Benimle alay etme." Peter'ın elleri belinden aşağısına doğru indi. Minho'nun kalçalarında hissettiği ellerle bocalamasını gören Peter kıkırdadı.

"Hoşuna mı gitti pisi pisi?" Peter'ın elleri kışkırtıcı bir yavaşlıkla pijamanın içine girdi, yumuşak teni okşadı. Minho utançtan kıpkırmızı olmuş yüzünü onun boynuna gömdü.

"Yapma." Minho söylediklerini duymuyormuş gibi davranan villianın parmağını, girişinde hissetmesiyle gözlerini sıkıca yumdu. Yüzünü daha çok boynuna gömdü. Peter dibindeki çıplak omuza öpücük kondurdu.

"Sakinleş bebeğim." Fısıltıyla konuşmasına karşı inledi Minho.

"Söylemesi kolay tabi." Minho'nun sıktığı dişleri arasından konuşması, içine giren iki parmakla yüksek sesli inlemesiyle son bulmuştu. Peter onun omzuna sakinleşmesi için küçük öpücükler verirken, parmakları ağır hareketlerle bulunduğu delikte hareket ediyordu. Peter onun canını yakmak istemediği için yavaştan alıyordu.

Peter, içinde makas hareketlerine başladığı bedenin kucağında sürtünmesiyle inleyerek alt dudağına dişlerini geçirdi. Sertleşmiş penisinine sürtünen dolgunluklar işini zorlaştırıyordu. Minho'nun sırıtmasını, boynunda gerilen dudaklardan anlarken kaşları hafifçe çatıldı.

Power And War 2// HyunınTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang