Sınıfın en dedikoducusu

806 69 78
                                    


Dudaklarımı yalayarak sınıfa doğru ilerledim. Sahurda çok su içtim aslında. Sabahtan susadım bile.

Sınıfa doğru yaklaştığımda ağlama sesiyle duraksadım. Dikkat kesildim. Yan sınıftan Begüm bu.

Elimin tersiyle ıslak dudaklarımı sertçe silip yan sınıfa koştum. Hayatta iki şeyden çok zevk alırım.

Birinci: Yemek

İkinci: Yemek yerken okulun nabzını tutmak

Yan sınıfa geçtiğimde Zekiye'yi gördüm. Telefonda takılıyor yine. Başını kaldırdığında göz göze geldik. Yüzünü buruşturdu.

"Yine gelmiş dombili Necla." dedi gülerek. "İşin yok mu kızım senin?"

"Sana ne?" deyip gözlerimi devirdim. Kaşlarını çattı. Yanaklarımı şişirip güldüğümde kendini geri çekti. Nihaha!

Begüm'ün yanına oturdum. Huzursuzca yerinde kıpırdanıp biraz daha yana kaydı.

"Sesin koridora kadar geliyor."

"Ne yapıyım?!" diye cırladığında kulağımı tuttum hızla. Ağlamaya devam ediyor.

"Orucun bozulacak." dediğimde oturduğum yerden itmeye çalıştı beni. Kolunu tutup durması için zayıf bedenini biraz ittiğimde yere düştü. Aman!

"Ne yapıyorsun!" deyip tekrar ağlamaya başladı. Yerden kalkmasına yardım ettim. Burnunu çekiyor şimdi.

"Sürekli beni eleştirdi. Arama dedi bana. Ya bir kız takmış koluna. Ben ona çok değer verdim, Necla. Çok güzel ilişkimiz vardı bizim. Sertaç çok cool bir erkekti."

"Güzel, incecik kızsın. Sertaç'tan daha iyileri var. Bir soytarı yüzünden orucun bozulacak." diye homurdandım. Burnunu çekti.

"Oruç tutmuyorum bugün. Yarın inşallah." diye mırıldandı. Başımı salladım. Yanaklarımı sıktı sonra. Gülüyordu.

"Öğle yemeği niyetine yiyebilirim seni." dedi kurabiye canavarı gibi. Yüzümü buruşturdum. Yanaklarımın yoğrulmasını sevmiyorum.

"Necla!"

Başımı kaldırdım. Okulun ve sınıfımın en cool ve en kalender çocuğu. Ne oldu yine?

Begüm'ü itip ayağa kalktım. "Ne var?" dedim merakla. Eliyle gel işareti yaptı. Yanına gittim. Zekiye iç çekerek bakıyordu Toprak'a. Bu kıza kim Zekiye ismini koydu acaba?

"Hayırdır bu sınıfa mı geçeceksin?" dedi ciddiyetle. Güneş gözlüğüne tükürdüğüm.

"Niye çağırdın lan beni?"

"Müdür çağırıyor seni." dediğinde duraksadım. Düşündüm biraz. Haftalar önce Zekiye'nin saçını çekmiştim tuvalette. O mu söyledi acaba?

"Kız Zekiye sen mi ispitledin müdüre beni?"

Sırıtkan yüzünü bana çevirdi. Saçlarıyla oynadı biraz. "Ne ispitliyeceğim be seni? Şişme patates." dediğinde gülümsedim. İyi.

"Salak mısın kızım sen?" diye çıkıştı Toprak. Duraksadım. Zekiye kocaman açtığı gözlerle cool çocuğuma bakıyordu. Ne oldu? Ne kaçırdım ben?

"Niye öyle diyorsun Toprak?" dedi titreyen sesiyle. Toprak'ın yüzü gerildi.

"Şişme patates ne? Bir daha bu kıza kötü laf edilmeyecek!"

Şimdi anlaşıldı. Zekiye kalktı bir hışım ayağa.

"O koruduğun kız herkesten laf topluyor. Yediği yetmiyormuş gibi... Sağlam ayakkabı değil."

"Sana ne lan? Sende ye. Tutan mı var?" dedim gülerek. Sıkılıp sınıftan çıktım. Toprak da gülüyordu. O sınıfa geçtiğinde ben de müdürün odasına gittim. Kapıyı tıklatıp içeri geçtim.

"Hocam beni çağırmışsınız."

"Gel, Necla."

Odaya geçtim. Gelene kadar soluk soluğa kaldım. Oturmamı işaret ettiğinde oturdum.

"Meslek tanıtımı için diyetisyen bir ablan gelecek. Bu okulda aşırı kilolu öğrenci yok senden başka. Beni bildiğin için bu kadar açık konuşuyorum. İlerde hasta olursun yavrum. Kendine dikkat etmen gerekiyor. Anlıyorsun değil mi?"

Başımı salladım sadece. Devam etti nasihat vermeye.

"Bak soluk soluğa kalmışsın. Ramazan Ayında çok da dışarı çıkma. Bayılıp kalmandan korkuyorum. Diyetisyen ablan geldiğinde özel olarak görüştüreceğim seninle. Tamam mı yavrucuğum?"

Teşekkür edip odadan çıktım. Bir şey demedi başka. Herkes kiloma takmış. Ben mutluyum böyle. Yemek yemeyi seviyorum.

Sınıfa geçtiğimde herkes kendi hâlindeydi. En arkadaki sırama geçtim. Cüssem büyük olduğu için en arkada oturuyorum. Tahtayı göremiyorlarmış.

Gözlerimi sınıfta gezdirdiğimde İdris dikkatimi çekti. Video çekiyor. YouTube kanalını büyütmeye çalışıyor.

"Sınıfın en dedikoducusu."

Telefonu bana doğrulttuğunda gözlerimi devirdim. Yanıma Zeynel geldi. Atıldım.

"Sınıfın en şakacısı!"

Güldük. "Bir çocuk kitap okuyormuş. Ölmüş. Neden?" dedi. Bayatladı artık.

"Satır başına geçmiş." dedik İdris ile aynı anda. Zeynel sıkıntılı nefes verdi. O sırada Belkıs geldi yanımıza.

"Sınıfın en güzeli olarak ekleyebilirsin beni." dedi saçlarını savurarak. İdris pek oralı olmadı. Zeynel düşünceli hâle büründü. Yine bayat espiriler mi geliyor of!

"Ders boş!"

Sınıf başkanı Hüseyin noktayı koydu. Tamam dağılın. Uyumam lazım.

"Toprağğm..." dedi İdris sırıtarak. Sırıttım. Yan sırada oturuyor, Toprak. "Gelsene. Videomda sana da yer veriyim. Kızlar takibe alsın beni."

"Yürü git." dedi Toprak gülerek. Önüne dönüp telefonuna gömüldü sonra. Sıkıldım.

"Hadi gidin. Uyuyacağım ben."

Yanımdan dağıldıklarında başımı sırama koyup gözlerimi kapattım. Uykuya dalacakken üzerimde hareketlilik hissettim. Gözlerimi araladım. Toprak?

"Ne yapıyorsun?" dedim uyku sersemliğiyle. Üzerime attığı hırkayla yüzümü kapattı.

"Uyu uyu!"

"Sağ ol." diye mırıldandım. İftara ne kadar kaldı acaba?

🧁

Bölüm nasıldı?
Düşünceleriniz?

Sınıfın enleri?

Konuşalım 🤭

Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz 🤍

Necla.

Necla (Texting)Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu