Damat

408 57 79
                                    


İftar için okula geldik. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde feslimi göremedim. Çok da erken gelmedik aslında. Gelir ya, trafiğe falan takılmıştır.

Annem ve babamla sohbet ederken yanımda hissettiğim hareketlilikle başımı çevirdim. Annemle babam ayağa kalktı. Toprak ve ailesi gelmiş. Ama feslim yok.

"Bir gün biz de iftara bekleriz. Okulda iftar olmasa görüşemeyeceğiz." dedi Salih Amca. Babamla sarıldılar. Sibel Teyze de annemle muhabbet etmeye başladı. Toprak'ın sesiyle başımı çevirdim.

"Elbise yakışmış sana. Tam sana göre. Güzel olmuşsun yani." dedi gülümseyerek. Gülümsedim. Ayy feslim de güzel bulur beni. 

"Teşekkür ederim." dedim sevinerek. Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde adımı duymamla duraksadım.

"Necla az da olsa zayıflar diye düşünmüştüm ama formunda." dedi Sibel Teyze şaka yaptığını düşünerek. Ortamı yumuşatacağını düşünerek gülüyor bir de. Gözlerimi devirdim.

"Sen de kilo almışsın, Sibel Teyze. E tabii Ramazan'da olur öyle şeyler. Yemeğe çok yüklenince..." dediğimde gülüşü yarıda kaldı. Toprak güldü.  Annemle babam üzerinde durmazken Salih Amca şaşırdı. Dobralığıma alışamadı adamcağız.

"Ayıp değil mi oğlum? Niye gülüyorsun iyi bir şeymiş gibi?" 

Sibel Teyzenin sitemiyle Toprak oralı olmadı. Annem devraldı konuşmayı sonra. 

"Neyse ezana az kaldı. Buyurun oturalım isterseniz."

Babamla Salih Amca masaya geçerken moralim bozuldu. Ya belki feslim ve ailesi için düşündüm orayı. Ailesi gelir mi ki? Off ya!

Annemle Sibel Teyze de karşılıklı oturunca annemin yanına oturdum. Toprak da karşıma geçti. Moralim bozuldu benim.

Gözlerimi etrafta gezdirdiğimde sinsi Zekiye dikkatimi çekti. Gözleri Toprak'taydı. Al da götür masana. Aaaa!

Batu'yu gördüm. Melül melül bana bakıyor. Yerimde dikleştim. Önüne döndü. Ah be Batu... Sinsi ablana rağmen iyi bir ekip olabilirdik. Hakkını kaybetti kıvırcık kafa.

"Karnın acıktı mı? Ben bugün çok acıktım ya."

Önüme döndüm. Toprak beklentili hâlde bana bakıyordu. Umursamazca başımı salladım. Kaşlarını çattı.

"Hayırdır, pek konuşmuyorsun benimle?"

"Canım öyle istiyor, Toprak. Gözümden düştün-"

"Ya ne yaptım ben ya? Kendi kafanda kurdun sen. Yok öyle bir şey. Arkadaşlığımızı çöpe atamazsın." dedi çatık kaşlarıyla. Kaşlarımı çattım.

"Salak mısın sen? Oruç oruç ağzımı bozduruyorsun. Beni yargıladın sen. Öyleleriyle işim olmaz benim-"

"Seni takmayanların arkasında geziyorsun ama..." dedi imayla. Sinirlendim. Dudaklarımı aralayacağım vakit duyduğum sesle duraksadım. 

Eûzü besmele ile başladı. Başımı çevirdiğimde feslimi gördüm. Başında fes yerine takke vardı. Bir kere daha düştüm. Takma bıyık da yok. Nasip olur mu be?! Nasip olur mu?

Harika tilavetiyle Kur'ân okudu. Sesi de kendi gibi çok güzel maşallah! 

Kur'ân'ın ardından ezan okudu. Normalde şimdi hemen suya dalmam gerekti ama ezanın bitmesini bekledim. Ey Aşk! Nelere kâdirsin?

Ezanı bitirdikten sonra su içti. Kendimi kaptırmış hâlde ona bakarken başını kaldırdığında göz göze geldik. Duraksadı başta. Gülümsedim. Başını çevirip ayağa kalktı. Yemek alacak herhalde. Allah kabul etsin gönlümün efendisi. 

Ayy sen biz evlenince de Kur'ân okursun bana. Ayın harfinde zorlanıyorum. Hani yardım edersin. 

"Necla orucunu açsana."

Önüme döndüm. Toprak çatık kaşlarıyla su içiyordu. Gözleri bendeydi. Suyumdan içmeye başladım keyifle. Gözlerim güzel yemeklere gittiğinde unutmadan anneme yaklaştım. Başını bana çevirdi. 

"Anne bahsettiğim kadar var mıymış?" dedim heyecanla. Gülümsedi annem.

"Maşallah, kızım. Eli yüzü düzgün, aile terbiyesi almış birine benziyor. Hadi sen yemeğini ye."

"Ayy anne! Tanıştırmak için sabırsızlanıyorum. Sonra takacak fesi galiba. Ya of bayıldım ben okuyuşunu." dediğimde güldü annem. Gülerek önüme döndüm. Çorbamı kaşıklamaya başladım. 

Önüme konulan ekmekle başımı kaldırdım. Toprak çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. "Ye hadi." dedi sinirle. Gözlerimi devirdim.

"Beni düşünme, Toprak. Şişmanlarla işin olmaz senin." dediğimde bir şey diyemedi. Yemeğimi afiyetle yerken arada gözlerim feslimi arıyor. Nerde bu çocuk?

İftardan sonra yavaş yavaş kalkmaya başladı herkes. Akşam namazı kılmak için camiye gideceğiz. Yerimden kalktım. Kalabalıkta feslimi aradı gözlerim. Yok.

Annem ve babamla okulun yemekhanesinden çıkarken gördüğüm kişiyle kalbim güm güm atmaya başladı. Okulun önünde öğrenci ve ailelerine şeker dağıtıyor. Başında fes var. Takma bıyığı da unutmamış. Allahım ben kaç defa düşeceğim bu kuluna?

Yanına geldiğimde beni fark etti. Kocaman gülümsedim. Allahım çok mutluyum.

"Selamün aleyküm, Berk. Bak bunlar annemle babam..." dedim annemle babamı göstererek. Feslim baş selamı verdi memnun hâlde. "Aleyküm selam." dedi. Gözlerini babama çevirdiğinde babama döndüm. Babamın gözleri Berk'teydi. E damadı tanımak kolay değil. Daha aileler gidip gelecek. Yiyip içeceğiz. Kaynaşacağız.

"Nasılsınız efendim?" dedi feslim. Ben efendim diyen dillerini-

"Çok şükür iyiyiz, oğlum. Sen nasılsın?" 

Babamın sözleri ile iç çektim. Oğlum, dedi. Hani oğlum olacaksın anlamında.

"Çok şükür bende iyiyim." dedi feslim. Oh oh iyi.

Sonra feslim babamın elini öptü. Ayy!

Babam da sıcakkanlı biri olduğundan feslimi kolları arasına alıverdi. Anneme döndüm heyecanla. Gülümsüyordu annem.

Arkadaşlar! 

Ben evleniyorum!

Babamdan ayrıldıktan sonra yanından ayrılmak zorunda kaldık. Gözlerim feslimdeydi. Vuslat ne zaman Yâ Rabb? 

Yok ya ben sadece akşam namazı kılmam. Akşam namazı kesmez beni. Üzerine bir de şükür namazı kılarım. Evet yaparım!

🧁

Yaparız! Ckcxn

Nasip olur mu be?! 🥲

Bölüm nasıldı?
Düşünceleriniz?

Necla?

Berk?

Toprak?

Dökün eteğinizdeki taşları bakalım 👣

Kendinize iyi bakın. En güzele emanetsiniz 🤍

Damat.

Necla (Texting)Where stories live. Discover now