2. Bölüm / Garip Teklif

33 9 2
                                    

Okul kaydından eve döndüğümde annemi salonda, yemek masasının en başına oturmuş düşünceli düşünceli pirinç ayıklarken buldum.

"Anne?" Daldığı yerden hızla çıktı.

"Hoşgeldin, dayınlar Çorum'dan pirinç getirmişler." Başımı sallayarak onayladım.

"Ne düşünüyordun öyle?" Annem derin bir nefes alıp verdi.

"Babanın davası yaklaşıyor, avukat aradı bugün, ablanlarda akşama yemeğe gelecekler eniştenle." Annemin gözleri hafifçe doldu.

"Kutaydan para almak canını sıkıyor değil mi?" Sözlerime karşılık olarak gözleri biraz daha doldu. Doğru bir noktaya parmak bastığımı anladım.

"Merak etme anne, bende çalışmaya başlayacağım. Ders programım bir belli olsun. Bugün kaydımı da yaptırdım zaten. Sırada o var halledeceğim." Babamı düşünmek istemiyordum. Onun içeriden çıkmasını istemesem de başımızda birinin olmaması gittikçe zor gelmeye başlamıştı. Sığıntı gibi, insanlardan para alarak yaşamak kendimi kötü hissettmeme sebep oluyordu.

"Daha okuldan içeri adımını atmadın kızım ne iş bulacaksın?" Omuzlarımı silktim.

"Bilmem, bir kafede iş bulurum. En olmadı bulaşıkçılık yaparım." Annem hafifçe gülümsedi.

"Senin bu sakarlığınla birde onlara borçlanırız." Bende hafifçe gülümseyerek annemin yanına doğru yürüdüm ve eğilerek sıkıca sarıldım.

"Bir yolunu bulacağız." Derken omzunu sıvazlıyordum. Beni sesizce onayladı.

"Umarım..."

1 Hafta Sonra...

Kahvaltı sofrasını toplarken bir yandan da anneme alacağım dersleri anlatıyordum. Kapının çalınması ile ikimizde olduğumuz yerde durup birbirimize baktık.

"Birini bekliyor muydun?" Annem başını olumsuz anlamda salladı. Babam cezaevine girdikten birkaç gün sonra evimizi basan alacaklılar bizde büyük bir travma yaratmışlardı. Elime telefonumu alarak yavaşça kapıya yaklaştığımda kalbim deliler gibi atıyordu. Delikten baktığımdaysa Hatice ablayı gördüm, arkasında siyah saçlı güzeller güzeli bir kadın vardı. Kafam karışmış bir şekilde arkamı dönerek anneme baktım.

"Hatice abla." Annem gergince sıktığı mutfak bezini masaya bırakarak rahatladığında bende biraz olsun rahatlamıştım.

"Aç gelsin. Sende bize bir kahve yap." Derken masayı silme işine geri dönmüştü.

"Ama yanında bir kadın daha var." Annem kaşlarını çatarak yanıma yaklaştı ve kapıyı kendisi açtı.

"Hoşgeldin, Hatice." Kısa boylu Hatice ablanın arkasında duran kadını daha net görmemle nefesim kesilmişti. Mükemmel fiziği giydiği siyah elbiseyi hakkıyla taşımasını sağlıyordu. Topuklu ayakkabıları yüzünden zaten uzun boyu daha da artmış, iğne gibi topukların üzerinde büyük bir zerafetle dikiliyordu. Gür siyah saçları sanki kuaförden çıkmış gibi dalga dalga iki omzuna dökülüyor, ela gözleri hafif bir yorgunlukla bakıyordu.

"Sizde hoşgeldiniz." Annem kadına başını eğerek selam verdikten sonra bende aynı şekilde selam verip başımı eğdim ve hafifçe gülümsedim. Hatice abla her zamanki heyecanı ile içeri girip kendine bir terlik aldığında kadın kafası karışmış bir şekilde bize baktı.

"Hanımefendiye bir terlik ver, kızım." Annemin sesi kendime gelmemi sağlamıştı. Hızla yan taraftaki dolabı açarak terlik çıkartıp kapının önüne özenle koydum. Kadında büyük bir zerafetle terlikleri giyinerek çantasını tekrar iki eliyle önünde tuttu.

Benim İçin DeğişmeWhere stories live. Discover now