12. Bölüm / Düşman Düş

31 7 15
                                    

"Sen sıçmışsın." Hilal şaşkınlıkla tüm olayı dinledikten sonra ilk bu yorumu yapmıştı. Kendimi evden dışarı atıp ağlayarak onu aradığımda hemen kalkıp yanıma gelmişti. İyi bir insandı, her konuda destek oluyordu ama insan sakinleştirme konusunda pek başarılı değildi.

"Ne yapacağım ben?" Dedikten hemen sonra ağlamaya başladığımda yüzünü buruşturdu.

"Ay yeter ya gerçekten. Pembe dizi gibi durmadan başına bir olay geliyor. Yapacak bir şeyin yoktu Cemre. Yapmasaydın kovulacaktın. Tek seçeneğin vardı." Kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Hayır, Demir bana seçme şansı sunmuştu." Hilal ofladı. 

"Çok büyük battın. Adama içerde ne dedilerse artık delirmiş. İnsan kolay kolay abisini duvara sıva yapmaz." Daha şiddetli ağlamaya başladığımda sırtımı sıvazladı. 

"Bir yolunu buluruz demeyi çok isterdim ama siz daha yeni arkadaş olmuştunuz. Yani seni affetmesi için hiçbir sebep yok." Önümde duran çay fincanınını çevirirken cevapladım.  

"Haklısın ama bir yolunu bulmam gerek." Hilal uzun bir süre düşündü.

"Ben bir çıkış yolu bulamıyorum, Cemre. Belki de en mantıklısı kalan günlerinde yani kovulana kadar her gün işe gidip kazabildiğin kadar para kazanmaktır." Dediğinde derin bir nefes aldım.

"Çiçek, çikolata hediye... bir şey alsam olmaz mı?" Hilal kaşlarını havaya kaldırdı.

"Milyonluk adama isteme menüsü ile mi gideceksin? Yanına ananla babanı da al tam olsun." Dediğinde omuzlarım düştü.

"Başka ne yapabilirim? Özür dilesem ne bileyim, şiir yazsam?" Hilal bana şaşkınca baktı. 

"Sen gerçekten gerizekalı olabilirsin." Kafenin kapısı açıldığında içeri Ekin girdi. Onunla da böyle tanışmak istemezdim ama Hilal evden aniden çıkınca gelmekte ısrar etmişti. Masaya yaklaşırken ayağa kalktım. Demir'den biraz daha kısaydı, yüz hatları olarakta benzerlikleri vardı. Demir'e kuzenim dese şaşırmazdım. 

"Tanıştığımıza çok memnun oldum, Cemre." Elini uzattığında gözlerimdeki yaşları silip elini sıktım. 

"Bende çok memnun oldum, Hilal senden çok bahsetti." Kendimi göstererek konuşmaya devam ettim. 

"Keşke bu şekilde olmasaydı." Ekin hafifçe omzuma dokundu.

"Sorun değil, hepimizin zor zamanları olur." Gülümsediğimde tekrar yerlerimize oturduk. 

"Bence sen kendini biraz uzak tut. Demir ondan özür dileyeceğini sanacağı için senden beklediği tepki gelmediğinde affalayabilir." Hilal bana dönüp hızla bunları söyledikten sonra Ekin'e döndü.

"Hoşgeldin, aslan parçam." Ekin yüzünü buruşturup kolunu Hilal'in omzuna attığında hafifçe gülümsedim. Ekin ve Hilal birbirleriyle cilveleşirken Ekin bir anda bana döndü.

"Bence gidip doğru dürüst özür dile. Olanları anlat. Annen zorladı, işine son veririm dedi de." Kaşlarımı çattım.

"Sonra kesinilikle kovulayım dimi?" Dediğimde Hilal eliyle Ekin'in kafasını ittirdi.

"Benim zeka küpü sevgilimin böyle işlere aklı ermez. Kendisi onlarca kez ottan boktan sebepten kandırıldığı için bir ara kavga etmekten hayatımızı yaşayamıyorduk." Hafifçe güldüğümde Ekin kaşlarını çattı.

"Kusura bakmayın Hilal Hanım ben sizin kadar cin olamıyorum." Hilal eliyle saçını savurdu.

"Biliyorum, yanlış anlama prensi. Biliyorum." Biraz daha oturup konuştuktan sonra nihayet kafeden çıkmıştık. 

Benim İçin DeğişmeOù les histoires vivent. Découvrez maintenant