16.BÖLÜM

16.5K 1.3K 308
                                    



Bölümü yazdıktan sonra düzenleme fırsatım olmadı bu yüzden yazım yanlışları ve anlatım da ufak tefek bozukluklar olabilir şimdiden kusura bakmayın.

Artık bölümler de sınır olmayacak ama lütfen sınır yok diye birer hayalet okuyucuya dönüşmeyin.

İyi okumalar ❤️









16.BÖLÜM



Geleceğin içerisinde her bir adımımız ile daha da ileri giderken ardımızda bıraktığımız yaşanmışlıklar zihnimizin ya da kalbimizin bir köşesine gizlenerek yaşamaya devam ederdi. Kendi ömrünü kendisi bitirirdi ve ileriye doğru attığımız her bir adımımızda buna yardımcı olurdu.

Geçmişimizi, geleceğime doğru attığımız her bir adım ile kendimiz öldürürdük.

Her şeyi hatırladığımı sanarak ne kadar çok yanıldığımı uzun zaman önce veda etmek zorunda kaldığımız evime tekrardan geldiğimde anlamıştım.

En sevdiğim oyuncak ayımı bile burada bırakmıştım. Babam yalnız kalmasın diye ama o beni yalnız bırakmıştı.

Kollarımı kendime doğru çektiğim dizlerime sardığım zaman üşüyen bedenim yüzünden titriyordum. Evin içerisinde kalamamıştım. Her şey üzerime üzerime geliyor gibi hissetmiştim. Kalbim çok acımıştı, hala da acıyordu. Göz yaşlarım yanaklarımda kurumuştu. Ağladığım için başım ve boğazım ağrıyordu. Su içmek istiyordum ama ne evin içerisine geri dönüp su içecek ne da bakkala gidip su alacak gücüm yoktu. Bedenim soğuktan ve acıdan kilitlenmiş gibiydi.

Saat neredeyse gece yarısına geldiği için sokakta kimse yoktu ve her yer olması gerekenden daha sakindi. Yağmur çiselemeye başladığı zaman sinirlerim bozulduğu için gülmüştüm. Üşüdüğüm yetmezmiş gibi bir de ıslanacaktım. Hem de yağmur damlalarının içimdeki ateşi söndüremeyeceğini bile bile ıslanacaktım.

Birkaç takım elbiseli adam karşı kaldırımdan inerek bana doğru yürümeye başladığı zaman korkmamıştım çünkü onları daha önce de görmüştüm. Aslan'ın korumalarıydı. Sessiz bir şekilde yanıma gelmelerini bekledim.

İçlerinden biri elindeki battaniye üşümüş bedenimin üzerine sardığı zaman kısık çıkan sesimle ''Teşekkür ederim.'' dedim.

''Yenge eve girmeyeceksen de araba otur. Burada hasta olursun.'' dediğinde başımı olumsuz anlamda iki yana salladım. Üşüdüğümü hissedersem zihnimi dinlememe gerek kalmazdı ve ben çok yorulmuştum. Zihnimin susmasını istiyordum.

''Hasta olmam.'' desem de olacağımı biliyordum. Son zamanlarda çok fazla soğuğa maruz kalmıştım ve kendime hiç dikkat etmemiştim. Ağır bir gribin çok yakında beni ele geçireceğini biliyordum.

''Birkan abiye arayıp haber verdik. O gelene kadar en azından arabada otur yenge.''

Bu sefer sağ tarafta duran adam konuştuğunda başımdan gitmeyeceklerini anlamıştım. Başımı isteksiz bir şekilde olumlu anlamda aşağı yukarı salladıktan sonra ayağa kalkmak istesem bile kalkamamıştım. Bacaklarım bedenimi taşıyamamıştı.

''Arya!''

Aslan'ın uzaktan gelen sesini duyduğum zaman korumalarda önümden çekilmişti. Kaldırımın üzerine park etmiş olduğu arabasından yeni inmişti. Hızlı ve büyük adımları ile yanıma ulaşması sadece birkaç saniyesini almıştı. Aslan geldiği için korumalar da yanımızdan gitmişti.

Alevlerin DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin