17.BÖLÜM

166 33 27
                                    

İlk baş Arefe'niz mübarek olsun.
Bugün Arefe'den dolayı erken yayınlamak istedim.

İyi okumalar 🫀

Ece'den

Abimgil gideli iki saat olmuştu. Ve hâlâ cevap yoktu, yaşlı gözlerimle bir kez daha baktım telefona yoktu. Hiç bir arama yoktu. Kaç  bin kez aramıştım. Abi mi Efe'yi  ama yoktu yoktu. Saatler geçmişti, abimler hâlâ ışığı ararken, ben de elim ayağım bağlı bir şekilde oturmuş ağlıyordum. İki bacağımı da kendime çekerek, hıçkıra hıçkıra ağladım. O sıra telefonum çaldı, hızla telefon aldığım da, bunun ışığın annesi Buse teyze olduğunu gördüm.  Hastaneyken numaramı almıştı. Gerginliğim daha fazla arttı. Göz yaşımı sildim, burnumu çekip açtım Telefonu.

"Efendim buse teyzecim" dedim. Sesim'in düz çıkmasını sağlayarak.

"Ece  kızım kusura bakma, rahatsız ediyorum. Ama Işığa ulaşamadım yanında mı? " dedi. 

Hafifçe kafamı sağ doğru çevirdim. Ağlamamak için dudaklarımı bir birine bastırıyordum ki, sol gözümünden bir yaş süzüldü. Sertçe yutkunarak göz yaşımı sildim.

"Telefonu bozuk kapanıp açılıyor " dedim. Sesim titrek çıkmıştı, daha fazla konuşmak istemiyordum.

"Kızım iyi misin sen, bir şey mi oldu?" dedi endişeli sesiyle 

Dudaklarımı bir birine bastırdım.

"Yok hiç bir şey, emin olun ben duygusal bir film izliyordum, onun etkisin de kaldım." dedim sesimi sakin tutmaya çalışarak.

"Peki kızım, söyle beni arasın" dedi sesi diğerine göre daha iyi çıkmıştı.

"Tabii ki ben söylerim" dedim ve kapattım.

Ayağa kalkarak, masa'nın üzerinde ki vazoyu aldım, çığlık atarak duvar fırlattım. Kadına bile yalan söylemek zorunda kalmıştım.

"BENİM YÜZÜMDEN BENİM YÜZÜMDEN BENİM YÜZÜMDEN" diye çığlık atıyordum.  Yere oturarak bacağımı kendime çektim. "Yanına gelseydim bunların hiç biri olmayacaktı" diye mırıldandım.

                      *****

Emir'den

"ÇEKİL ÇEKİL LANNNN!! "diye bütün gücümle kornaya basıyordum.

Önümüzde ki kırımızı araba yüzünden.
Bahçe de uzaktan Serkan yüzünü görmemle ile fırlamam bir olmuştu.  Ece'ye gelmemesini söylemiştim, Serkanın olduğu bir ortam da bulunduramazdım. Bunu yapan daha bilir neler yapardı.

" ÇEKİL BEEE ÇEKİL!!!! " 

diye son gücümle kornaya basıyordum ki, önümüzde ki beyaz araba yüzünden sağ kırmamla arabayı kaybetmem bir oldu. Son hızla giderken trafiği bir birine katmıştık.  sağ sol yaparken, hızla beyaz bir araba aradan girince , fren yapmak zorunda kalmıştım.  Ve arabayı da  kaybetmiştik. Sinirle,  direksiyona defalarca vurdum. Işığa bir şey olduğunu düşündükçe, sanki içimden bir şeyler kopuyordu, nefes alamıyordum. Gözümü kapattım Kafamı direksiyona koydum. Sert sesimle

"Efe bugün içerisin de, ne yap et  bana ışığı bul!!" dedim
.
Efe"Eminiyete gitsek bile 24 saa-"

" EFE BAŞLATMA 24 SAATİNDEN, BANA IŞIĞI BULUN!!!" dedim direksiyondan başımı kaldırarak.

Efe "bulacağız kardeşim emin ol bulacağız" dedi Elini sırtıma koyarken.

Işık'tan
Gözümü açmamla ahşap bir tavan gördüm.  Direkt doğruldum, etrafıma baktığımda küçük bir kulubeydi. Karşımda şömine vardı. Onun üstün de televizyon sol tarafta, cam ve onun yanına küçük bir sandalye. Ayağa kalktım, pencereye doğru yaklaşarak dışarıya baktım. Resmen dağlık bir alandı.

"Uyandın demek"

Arkamı dönmemle elinde iki bardak kahveyle bana bakan Serkan vardı. Bir de hiç bir şey olmamış gibi kahve yapmıştı ruh hastası.. Sert bir sesle

"Hastasın sen" dedim.

Ellerinde kini sehpaya koydu,  bana

baktı"Ama sana hastayım" dedi

ardından bende "ruh hastasısın!!!" dedim.

bağırarak bozulsa da  bunu  belli etmedi.

"Kahven soğacak"  dedi.

Ciddi bir sesle  yanına gidip elimi göğüsümün altında birleştiridim.

"Cidden tek derdimiz kahve mi" dedim şüpheli sesimle.

Bana doğru bir, adım attı" Benim derdim sana olan aşkım" dedi.

Alay eder gibi gülüp başka yöne bakarak

"Ne aşkmış beee!!" dedim sona doğru sesim yüksek çıkmıştı.

Bana sinirli bir şekilde bakarak  kahve'yi uzattı. Elinde ki kahveyi aldım, duvara doğru fırlattım.

"NE KAHVENİ, NE SENİ NE DE BURADA OLMAK İSTİYORUM " dedim evin için de kükreyerek.

Serkan bana döndü,  sinirle gözünü kapattı, derin bir nefes aldı." Işıkkkk sabrı mı sınama" dedi

dudaklarımın arasına "hah" diye bir kelime çıktı. Tekrardan döndüm camın önüne oturdum. Elimi çeneme koydum buradan kurtulma istedim.

                            *****
Hava kararmıştı, kaç saattir camdan dışarı bakıyorum bilmiyordum. Serkan ise odun falan toplayıp şömineyi yakmıştı. Tabii Serkan dışarıdayken bu sürede de, ben telefon falan bulmaya çalışmıştım. Benim telefonum ise onun paltosunda bulmuştum. İki saat açılmasını bekleyemedim için, açmamıştım cüzdanını baktığım da, benim vesikalık fotoğrafımın olduğunu gördüm.

kendi kendime 'ruh hastası' dedim

ayak seslerini duydum da hemen tekrardan eski yerime geçtim. Geldiğin de odun atarken şömineye Artık ağlama aşamasına kadar gelmiştim. Derin bir
"offffff" dememle.

Serkan bana baktı, bunu camın yansımasından anlamıştım. Bir kaç dakika sonra mutfaktan bana seslendi.

"Gel sana elimden geldiğince spagetti yaptım"

dedi duymamazlıktan geldim. Kararmış olan havaya bakıyordum. Yanıma geldi.

"Duymadın mı " dedi sakin sesiyle.

Ona bakmayarak "Duydum Ama umursamadım" dedim. Sona doğru Ona bakmıştım.

Sinirlemişti, bunu çenesinin kasılmasından anlamıştım. Tek kaşını

kaldırarak" Sabrımı sınıyorsun artık!! " dedi sinirle 

Ona alay eder gibi bakarak" Sende benimkini sınadın" dedim.

Ciddi bir sesle  ardından

"Yemek falan da yemiyorum sayen de tiksindim" dedim.

Yüzümü buruşturarak. Sinirle yumruğunu kenardaki cama geçirdi. Ona dehşetle bakarken, onun ise eli kanıyordu. Ardından

bana bakarak "sen bakma seni kan tutuyor"dedi.

Sinirli sesiyle Ardından "Cebimde ki telefonu al Berki ara"dedi.

Aynı sesle ben elim ayağım titreyerek telefonu aldım. Berki bulmaya çalıştım, Serkan ise elini havluya sarmıştı. Berk'i sonunda bulduğum da, hemen telefonu Serkana verdim. Emrivaki bir sesle

"Yardım çantasının al gel hemen" dedi

havlu kanlar için de kalmıştı. Biz oturmuş berki beklerken kapı tıklatıldı. Tam ayağa kalkmışken.

"Sen dur!! " dedi uyarı bir sesle 

Kapıyı açıp geri içeri geldiğin de arkasında esmer 1'85 boyun da bir erkek gelince kim olduğuna bakmak için kafamı iyice çevirdim de Berk geldi.  Ama bu Berk.  Mersin de ki okulumda, yakın arkadaşıma takıntılı olan Berk Yavuzdan başkası değildi..

Yeni karakterimiz açıldı sizce Berk nasıl biri?

Işık kurulabilecek mi? ✨

Oy ve yorum yapmayı unutmayınızzz ❤️

Seviliyorsunuzzzz 🤍

KARANLIĞIN IŞIĞIUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum