KIRK BİRİNCİ BÖLÜM

2.2K 478 61
                                    

---- Lütfen beni instagramdan da takip edin kullanıcı adım tug.cesrgl-----

Ed bana ne zaman yola çıkalım diye sorduğunda ona şimdi dememek için kendimi zor tutmuştum. Modern zamanlarda olmadığımı biliyordum. Artık bu zamanın koşullarına alışmam gerekiyordu. Charles ile bir ömür burada kalacaksam kendimi bir şekilde uydurmalıydım. 

Yine de Ed yarın gitmemizi bile kabul etmemişti. 

Ona neden gidemeyeceğimizi sorduğumda cevabı oldukça basit ve etkili olmuştu. 

Bana dikkatle baktı ve çenesiyle elbisemi gösterdi. "Bunlarla oraya gitmeye kalkarsan sadece deli damgası yemekle kalırsın. Charles'ı görmeye imkanın bile olmaz," derken sakince sosisini dilimliyordu. Sevdiğim adamı görmeyi o kadar çok diliyordum ki üzerimdeki kıyafet ya da nasıl göründüğüm umurumda değildi.

Onun kokusunu almak, yeniden güçlü kollarının arasında kendimi bulmak için sabırsızlanıyordum. Kolay olmayacaktı ama buraya da kolay bir kararla gelmemiştim. Bir şekilde benim Helena olduğuma inanacaktı biliyordum.  

Ed'in bana yardım etmesi büyük bir lütuftu. Öyle harika bir ağabeydi ki onu hak edip etmediğime bile emin değildim. O olmasaydı bu zamanda hayatta bile kalamazdım. Üstelik benim düşünmeme bile fırsat vermeden planımız hakkında hikaye bile uydurmuştu. 

Charles'a beni himayesine aldığı bir kuzen olarak tanıtacaktı. Amcasının torunu olacaktım. Ailemden kimse kalmadığı için Edward beni himayesine almak zorunda kaldığını dile getirecekti. Beni yaşadığım taşra kasabasından aldıktan sonra yolda arabamızın tekeri kırılacaktı. Kalmak için handa yer bulamayınca mecbur onun evine gitmek zorunda kalacaktık. Charles inzivaya çekildiği için evinde araba tutmuyordu. Bizi göndermek istese bile arabamızın tamir olmasını beklemek zorunda kalacaktı. 

Edward güzel bir plan oluşturmuştu. Ondan sonrası tamamen bana kalıyordu. Ona bir şekilde yaklaşmalı ve kendimi kabul ettirmeliydim. Zamanla beni tanıyacağını biliyordum. Eğer o da beni gönülden sevdiyse er ya da geç benim kim olduğumu anlayacaktı. 

Beklediğimiz zaman diliminde hazırlıklar devam ediyordu. Kıyafetlerim için bir terzi ayarlandı. Kasabada alışveriş yapmak için gezemeyeceğimden -beni kimsenin görmemesi gerekiyordu- sevgili Rose tarafımdan ölçülerim alınıp alışverişe çıkarak eksiklerim iç çamaşırından ayakkabıya kadar her şey tamamlandı.

Kıyafetlerim hazırlanırken arada Edward'a ısrar etmemin sonucu olarak yolculuğa çıkış tarihimizi beş gün erkene alabilmiştim. Daha fazlasını kabul edemeyeceğini çünkü hazırlıkların ancak tamamlayabileceğini söyledi. Üstelik onun uydurduğu role uygun davranmam için kurguladığımız hikayeyi iyice öğrenmem gerekiyordu. 

Odamda kıyafet kutuları küçük bir dağ oluşturmaya devam ederken zamanımı Ed ile geçiriyordum. Uzun zamandır yalnız olduğu belliydi. Helena'nın kaybı onu derinden etkilemişti. Bunu bana anlatmasa da gözlerinde yer edinen kederden ve her an yanımda olmak istemesinden anlayabiliyordum. Sabah kahvaltıdan sonra tanıştığım yardımcısı Jeremy durmadan peşinde geziniyor, işleri kontrol etmesi için Ed'e yalvarıyordu ama kardeşim ısrarını kabul etmediği gibi işleri bir süre onun yönetmesini öğütlüyordu. 

Benimle vakit geçirmekten memnun olduğu için bir süre sonra geç yola çıkmamızı umursamadım. Hayatımda iki önemli erkek vardı ve ben ikisini de önemsiyordum. Ed ile geçirdiğim her an benim için kıymetliydi. 

Beraber geçirdiğimiz zamanda yaptığı yatarımın onu nasıl başarıya taşıdığını anlattı. Öyle bir karşılık almıştı ki artık para sıkıntısı çekmesine gerek yoktu. Üstelik kazandığı parayı benim için harcadığından dolayı mutluydu. Kıyafetler en değerli kumaştan, eşyalarım en pahalı dükkanlardan geliyordu. Kasabada bu kadar para harcayan başka birinin olmadığına emindim. 

Dük ile Beş ÇayıWhere stories live. Discover now