Untitled Part 10

3 0 0
                                    

Yıldızlar, ay, sonsuz galaksiler ama hâlâ onun kadar büyülü biri yok.

Onun kalbimde hiç kimsenin sahip olamayacağı bir yeri var.

Bugün 5 Kasım.

Düşmedi. Ama olabilir.

Roxanna'nın odamdaki varlığına o kadar alıştım ki artık sadece ben ve Hazel kaldık. Hazel Roxanna'yı kapının önünde hep bekler.

Kalbimi daha da kıran şey şu anda aynısını yapıyor olması. Roxanna her çarşamba akşam 7'de içeri giriyordu.

Şimdi öyle değil. Ve bu masum kedi onu bekliyor.

Yatağımda sessizce otururken Hazel'ın etrafta dolaşmasını izliyorum. Bu gece. Küçük odamı aydınlatan tek şey yatağımın yanındaki gece lambası. Onsuz uyuyamıyorum.

Karanlıktan korkmuyorum, orada saklananlardan korkuyorum, göremediğimden korkuyorum, hissedemeyenlerden korkuyorum. Gerçi ben de korktuğum insanlardan biriyim.

Gece, sabaha kadar katlanılacak bir şey değildir. Rüzgar veya ateş gibi bir elementtir. Karanlık kendi krallığıdır, kendi kanunlarına göre hareket eder ve içinde birçok canlı barınır.

Benim odam gibisi yok. Her zaman hayalini kurduğum huzurlu yer gibi. Her zaman zamanımı geçirmek istediğim rahat yer gibi. Onu seviyorum. Kimse beni rahatsız etmeden bütün gün burada kalabileceğimi bilerek okuldan sonra buraya geliyorum. Zamanımı burada uyuyarak geçiriyorum çünkü kimsenin beni rahatsız edemeyeceğini biliyorum.

Yatağım farklı evrenlere gitmemi sağlayan yerdir. Farklı dünyalarda yaşamama yardımcı oluyor.

Bir kitap alıp yatağımda uzanabilirim, bütün günümü odamda geçirebilirim. Kendimi herkesten soyutlayıp kitap karakterleriyle kendi küçük dünyamda yaşıyorum.

İçimden geldiği gibi okudum. Yaşadığım gibi okuyorum.

Kaybolmak istediğim bir yer varsa o da kitapların arasıdır.

...

Aaron'u ararken yine okul koridorlarında yürüyorum. Güne hep aynı şekilde başlıyorum ama yine de defalarca anlatıyorum. Her zaman aynı. Asla değişmez. Öğrenciler arkadaş gruplarıyla birlikte, bazıları derslerine koşuyor, bazıları ise umursamıyor.

İlk üç aylık dönemi bitiriyoruz ve hala arkadaş grubumu bulamadım. Nedenini çok iyi biliyorum.

Duyamadığım için insanlar aptal olduğumu düşünüyor. Duyamadığım için hissedemediğimi sanıyorlar. Ya da belki de kedi takıntısı olan bir yetim olduğum için mi?

Bir çocuk bana çarptı, bir şeyler bağırdı ve hayal kırıklığı içinde uzaklaştı. Ben hiçbir şey yapmadım ama sağır olduğum ve kolay kurban olduğum için her şeyin suçunu bana atıyorlar.

Hiçbir şey olmamış gibi davranıp okul kütüphanesine doğru yola çıktım. Kimsenin beni rahatsız edemeyeceği sessiz bir yer.

Büyük, kahverengi kapılara doğru ilerleyip içeri giriyorum. Kütüphane çok büyük. Bu dünyadan kaçmak istiyorsanız burası bunu yapmak için mükemmel bir yer.

Sanatsal bir ruhum olduğunu düşünüyorum. Sanatı seviyorum. Çizim yapmayı, kitap okumayı seviyorum ve bazen yazmayı deniyorum. Duyamasam bile müziği seviyorum. Ama hissediyorum. Heykeli, baleyi, dansı, şiiri ve tabii ki tiyatroyu seviyorum.

Tiyatroyu tüm biçimlerin en büyüğü, bir insanın insan olmanın ne olduğuna dair başka bir duyguyu paylaşabilmesinin en doğrudan yolu olarak görüyorum.

KEDI YETIMHANESIWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu