Untitled Part 17

1 0 0
                                    

Ertesi gün biraz erken uyanıyorum. Gözlerimi açtığımda saat sabahın 6'sıydı. Yanıma baktığımda Aaron'un yerde uyuduğunu görüyorum. Dışarısı hâlâ karanlık olduğundan yatağa oturup gece lambasını yakıyorum. Açtığımda gözlerimi sımsıkı kapatıyorum ama sonra parlak ışığa alışıyorum. Battaniyeyi üzerimden itip yavaşça ayağa kalktım. Battaniyeyi tutup Aaron'un üzerine fırlatıyorum. Onu kaldırıp yatağına taşıyamadığım için onu üzerine fırlatıyorum. Banyoya doğru yürüyüp ışıkları açıyorum. Yüzümü yıkayıp saçlarımı tarıyorum.

Omzumda bir el hissediyorum ve oradan uzaklaşıyorum.

Aaron bana bakıyor, şaşırıyor, "Seni korkutmak istemedim, Nyla."

Parmak ucumu ısırıp iç çekiyorum: "Sorun değil. Saçımı tarıyordum. Beklenmedik bir şeydi. Neden uyandın?"

"Battaniyeden. Sıcaktı."

"Ah tabii."

"Herneyse. Eve gitmem gerekiyor Nyla. Odamı temizlemem ve annemi kontrol etmem gerekiyor."

"Ama henüz erken. Saat 8'den sonra gidemez misin?"

"Annemin bana ihtiyacı var Nyla. Ama mümkün olan en kısa sürede geri döneceğim."

"Söz?"

"Söz veriyorum." Yanaklarımı tutarken diyor ve alnıma bir öpücük veriyor.

...

Bugün 29 Aralık.

Hiçbir şey düşünmediğim için yatağımda uzanıyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum.

Yan tarafıma dönüyorum ama sonra gözlerim Hazel'ın boş yatağına kilitleniyor. Ağlamamak için gözlerimi kapatıyorum. Dizlerimi göğsüme çekiyorum. Derin nefesler alıp sakinleşmeye çalışıyorum.

İlk defa birini bu kadar özlüyorum.

Hazel benim her şeyimdi.

Hayır.

Hazal benim her şeyim.

O yaşıyor. Bunu biliyorum. Hissediyorum.

Derin bir nefes alıp hızla yatağa oturdum. Ellerimi bacaklarıma koydum ve telefonumu elime aldım. Aaron'a mesaj attım.

Aaron? 15:07'de okundu.

Naber?

Buraya gelebilir misin lütfen? 15:08'de okundu

Yapamam. Annem hasta. Yine de okulda görüşürüz, tamam mı? Seni seviyorum.

Telefonumu kapatıyorum. Ona çok ihtiyacım var. Sadece birine sarılmaya ihtiyacım var. Birisiyle birlikte olmaya ihtiyacım var.

...

Ertesi gün okulda kendimi çok motivasyonsuz hissediyorum. Burada olmak istemiyorum. Faye ve arkadaşlarının beni fark etmemesi için başımı mümkün olduğunca aşağıda tutmaya çalışıyorum.

Bazen başımı kaldırıp bakıyorum. Kalabalığın içinde Aaron'u aradım.

Çok yalnız hissediyorum.

Daha sonra omzumda bir dokunuş hissediyorum. Dönüyorum. Yüzüm solgunlaşıyor.

"Merhaba Nyla." diyor Roxanna.

Sadece gözlerimi kırpıştırıp ona bakıyorum.

"Doğru, sağırsın" diye fısıldıyor kendi kendine, "Konuşabilir miyiz?"

"Konuşamıyorum." İşaret diliyle söylüyorum.

"Haha çok komik." Gözlerini deviriyor.

"Ne istiyorsun?"

KEDI YETIMHANESIWo Geschichten leben. Entdecke jetzt