Untitled Part 25

1 0 0
                                    

Orman yolunda yankılar var, kuşlar senin adını haykırıyor. Aslında hiçbir şey değişmiyor ama hiçbir şey aynı değil. Bu düzende bir yırtık mı, yoksa plan mı bu, ne olursa olsun, büyük bir kalbi kaybettik. En iyileri her zaman çok erken gider ve bu kadar akıllı, sabırlı ve nazik birini bulmak nadirdir. Onu hâlâ duyabiliyor musun, o burada kuşlarla birlikte, çok dikkatli dinle, kelimeleri konuşmuyorlar. Elveda demek için bir sekiz yıla daha ihtiyacım var ama şu bir gerçek ki ölümden sonra aşk uçup gidecek.

27 Ocak 2025

Bugün Aaron'un yanına taşınacağım gün. 2026'da zaten yetimhaneden ayrılmak zorunda kalacaktım. Benim için iyi.

Aaron eşyalarımı evine taşımama yardım ediyor. Misafir odasını bana veriyor. Eski odam gibi dekore ediyorum.

Tüm hayatınız boyunca yaşadığınız bir yerden taşınmak tuhaf geliyor. O kadar alışıyorsunuz ki yeni yerler çok farklı geliyor.

Yatağımda uzanıp tavana bakıyorum. Ellerim karnımın üzerinde duruyor. Boş boş tavana bakıyorum. Çok tuhaf geliyor. Düşünmeyi bitirdiğimde ayağa kalkıp aşağıya iniyorum. Aaron bu akşam bize yemek yapacağını söyledi, sanırım mutfakta olabilir.

Mutfağa gittiğimde Aaron'un soğan kesmeye çalıştığını ama onun yerine gözyaşı döktüğünü görüyorum.

"Ah, merhaba." Ona yaklaştığımı görünce gülümsedi. Gözyaşlarını bileğiyle siler.

"Neden ağlıyorsun?"

"Soğanlar."

"Soğanlar?"

"Evet. Okulda dikkat etmiyor musun?"

"Hayır."

"Sorun değil. Ben yemek hazırlarken neden sen oturma odasına gidip dinlenmiyorsun?"

"Hayır, sıkıldım."

"Benim hayatım, sıkıldın mı?"

"Beni utandıracaksın."

"Hadi ama, seni sürekli üzgün görmekten yoruldum. Seni mutlu etmek istiyorum." Bana en tatlı gülümsemelerinden birini gönderip yanıma yaklaştı. Saçlarımı okşuyor ve alnımdan öpüyor. Birkaç dakika göz göze geldiğimizde kollarını bana doluyor, beni kaldırıp mutfak tezgâhına koyuyor, böylece onun yanında olabileyim ve yemek pişirirken ona eşlik edebileyim.

"Bu akşam film izlemek ister misin?" Bana soruyor.

"Hayır, istemiyorum."

"Neden?" Şaşırmış görünüyor.

"Bilmiyorum."

"Tamam, sorun değil-" başını kapıya doğru çevirdi. Zil çalmış olmalı. Ellerini gömleğine silerek bıçağı tezgâhın üzerine koyuyor ve kapıya gidiyor. Onu takip ediyorum. O kapıyı açar.

Kapıda başında şal, kısa boylu, yaşlı bir kadın duruyor. Beyaz gözlük takıyor. Büyük, kahverengi gözleri var ve dudakları ince. Cildinden 60'lı yaşlarının ortalarında olduğunu söyleyebilirim.

"Ah, Aaron canım. Senden bir şey isteyebilir miyim?" Sesi titriyor. Kendini yaralamış gibi görünüyor, acı çekiyormuş gibi.

"Evet, elbette Maliha Hanım. Size nasıl yardımcı olabilirim?" Aaron cevap veriyor.

"Ah, Aaron. Seni rahatsız ettiğim için çok üzgünüm. Bak, evde elektriğim yok. Kabloları kontrol etmeye çalışıyordum ama düştüm ve sırtımı incittim" diye gözyaşlarına boğuldu "Gelip bana yardım eder misin lütfen?"

Yüreğim eriyor. Ağlıyor ve düşmüş. Kendine yardım etmeye çalışırken kendine zarar verdi. Kimsesi var mı?

"Elbette Maliha Hanım. Ben gidip kontrol ederken neden siz de içeri girmiyorsunuz?" Aaron nazikçe soruyor.

KEDI YETIMHANESIWhere stories live. Discover now