✉ iki

4.2K 333 285
                                    

"Hey, dün bana mesaj attın mı?" Liam yemeğini masaya bırakıp gözlüğünün arkasından bana dikkatle baktı.

"Hayır."

"Oh," mırıldandım.

"Dün akşam bilinmeyen bir numara bana mesaj attı ve bende numarası olmayan tek arkadaşım sensin."

"Hayır, ben mesaj atmadım," iç çekti. "Annem telefon almama izin vermiyor." Yemeğime bakarken ağzım O şeklini aldı. Bu gerçekten garip. Liam neredeyse on altı yaşında ve annesi telefon almasına izin vermiyor mu?

Dan ve Josh yemeklerini masaya koyup karşımızdaki sandalyelere oturdular. Onlar ikiz, ama tamamen zıtlar. Onlardan başka kimsenin bir dakika farkla doğup bu kadar farklı olduğunu görmedim.

Ayrıca, onlardan başka ikiz de görmedim, yani...

"Son sınıf öğrencisi olmaya çok hazırım," Dan iç çekti. "Zaman yeterince hızlı geçmiyor."

Telefonum cebimde titredi ve etrafta idareden biri var mı diye bakındım.

Bilinmeyen Numara: Saçının bu halini seviyorum.

Bu dünkü bilinmeyen numara. Şu an buradalar mı? Etrafta mesajlaşan biri var mı diye bakındım, ama kimseyi göremedim. Ama tabi ki arkadaki son sınıf öğrencilerini buradan göremiyordum. Siktir, bu şaka aşırı derecede rahatsız edici olmaya başladı.

Ben: Birilerine oyun yapmak biraz eski moda değil mi?

Bir süre sonra telefonum tekrar titredi.

Bilinmeyen Numara: Sana bunun bir oyun olmadığını söyledim, Louis.

Ben: O zaman bana adını söyle.

Birkaç dakika cevap gelmesini bekledikten sonra, telefonumu cebime koyup yemek yemeye devam ettim.

"Kiminle mesajlaşıyorsun?" Niall yanıma oturup gülümseyerek sordu.

"Pek emin değilim," mırıldandım. Niall kaşını kaldırıp sandviçimden bir ısırık aldı.

"Bu akşam parti var, son sınıflar bütün üçüncü sınıfları davet ediyor."

"Neden?" Dan ve Josh aynı anda sordu. Bunu yapmakta çok iyiler.

"Hiçbir fikrim yok, ama partiyi Harry Styles düzenliyor." ismi duyunca ürperdim. Harry Styles. Her kızın hayali. Mükemmel kelimesinin tanımı, Josh'a göre. Ben onu aşırı ukala ve çapkın buluyorum. Onu tatmin edebilecek her kızla flört ediyor...

"Louis?" Niall beni dürttü.

"Ha?" panikledim, telefonum yere düşmeden yakaladım.

"Partiye gidiyor musun?"

"Herkes gidiyorsa, evet." Zil çalınca çantamı kavrayıp, çöp kovasına doğru yöneldim. İnsanların arasından çöp kutusunu bulmak çok zor, labirent gibi.

"Siktir," hızlıca elimi omzuma koydum. Harry. Lanet olsun, benden özür dilemesi gerek, sanki omzum çimentoya çarpmış gibi hissettirdi.

"Oops," mırıldandı, ve kalabalığın arasına karıştı. Resmen Harry Styles bana sertçe çarpıp özür dilemeden gitti. Oops? Onun kıçına ayağımı sokunca görür 'Oops'u.

Matematik sınıfına gidip sıraya yerleşmem üç dakikamı aldı. Dersin başlamasına daha iki dakika var. Matematik öğretmenim çok havalı, ders boyunca mesajlaşmama izin verir. Öğretmenin gözdesi olmanın faydaları.

Bilinmeyen numaradan yeni bir mesaj geldi.

Bilinmeyen Numara: Harry ile çarpıştığınızı gördüm. Heyecanlanmış görünüyordun. Ondan hoşlanıyor musun?

Ben: Hayır. Neden bana adını söylemiyorsun?

Bilinmeyen Numara: Söyleyemem işte. Üzgünüm.

Ben: O zaman bana mesaj atmayı kes. Bu çok aptalca.

Bilinmeyen Numara: Senden çok hoşlanıyorum, Louis. 

Ben: Seni tanımıyorum bile! Yaptığın oyun çok saçma. Düş yakamdan.

Bilinmeyen Numara: Bana inanmadığın için üzgünüm.

Ben: Bana inanmam için bir sebep vermiyorsun ki. Şimdi mesaj atmayı kes, ders başladı.

Birkaç dakika sonra mesaj attım. Bu sefer ben onu rahatsız edebilirim diye düşündüm.

Ben: Mezun olmak istiyorsan dersi dikkatli dinlemen gerek.

Bilinmeyen Numara: Dikkatimi dağıtmayı kes.

Ben: Telefonuna bakmayı kes.

Bilinmeyen Numara: Bana mesaj atmayı kes.

Ben: İlk sen mesaj attın.

Bilinmeyen Numara: Dersi dinlemen gerek. Lisede yaklaşık bir buçuk yıl daha okuyacaksın.

Ben: Hatırlatma, garip yabancı.

Bilinmeyen Numara: Aslında tam olarak yabancı sayılmam.

Ben: Senin hakkında son sınıf olman hariç hiçbir şey bilmiyorum. Sanırım bu, seni yabancı diye nitelendirmem için yeterli bir sebep.

Bilinmeyen Numara: Düşündüğünden daha fazla etrafındayım. Kafeteryada kahvaltı yaptığında, öğle yemeğinde, okuldan önce ve sonra otoparkta. Bu okulda herkesi tanımak zor değil. Bu küçük bir okul, sence de öyle değil mi?

Ben: O zaman bana kim olduğunu söyle.

 Bilinmeyen Numara: Söyleyeceğim. Sadece bana güven, bu bir oyun değil.

++

Texting ✉ Larry » TürkçeWhere stories live. Discover now