✉ yedi

2.5K 233 114
                                    

[[ L O U I S ]]

Aşırı sinirliyim. Kelimeler yetersiz kalır. Harry Styles bilinen en götlek adamdı, yemin ederim ki.

Üzerinden dokuz gün geçti ama hala sinirliyim. Aslında neden sinirli olduğumu bile bilmiyorum. Harry'i ayakkabı dükkanında gördüğüm an, sanırım, bilmiyorum, onun bana mesaj atan kişi olmasını istedim.

Gerçekten, gerçekten, gerçekten, o olmasını istedim. Orada, bir anda Harry'nin düşündüğüm kadar götlek biri olmadığını öğrenmeyi umdum. Gerçekte iyi biri olmasını umdum.

Oops. Tekrardan, Harry Styles gerçekte düşündüğüm kişi olduğunu kanıtladı.

Peki neden bana mesaj atan çocuğa karşı sinirliyim?

Doğrusu, hiçbir fikrim yok. Sadece şu an herkese sinirli olduğumu biliyorum. Kızgınım çünkü onun Harry olduğunu sandım ama değildi ve tekrardan, kiminle konuştuğum hakkında hiçbir fikrim yoktu. O sadece beni oyalıyordu, benden ne kadar hoşlandığını falan söylüyordu, ama bana kim olduğunu söylemeye hiç niyeti olmadığını biliyordum. Bu da demek oluyordu ki bütün o "senden hoşlanıyorum" hikayesi boşunaydı, çünkü kim olduğunu bilmiyordum. Bilemeyecektim de.

Sanırım ona o sözleri söylememeliydim. Of, louis, lütfen doğru şeyi yapacağını söyleme. Evet.

Ben: hey, bak, söylediklerim için üzgünüm. bilmiyorum çok kızgındım ve sanırım biraz kontrolden çıktım bilmiyorum

Mesajı geri almak için hala geç değil, louis. Evet, öyle. Tanrım, bilinçaltım da beni sinirlendirmeye başlıyordu.

Henüz cevap yoktu. Genelde anında cevap verirdi. Belki de beni engellemişti.

Ama bu çok anlamsız, mesaj iletilmişti. Belki de uyuyordu? Ama saat öğlenin üçüydü.

Pekala, belki şu an cevap vermek istemiyordur. Belki söyleyecek bir şeyi yoktur.

Telefonumun titrediğini hissettim ve hemen baktım, ama sadece Niall'dı.

Niall: hey lanet olası kapını aç

Ben: SİZ İNSANLAR DAHA ÖNCE LANET OLASI KAPIYI KAPATMAK DİYE BİR ŞEY DUYMADINIZ MI

Niall: SADECE LANET OLASI KAPIYI AÇ TANRIM

Ben: mızmızcı

Niall: emo

Kapıyı açtım ve Niall bana bir paket uzattı.

"Of, götlek, bu yıl birbirimize hediye almayacağımızı söylemiştik."

"Of, sürtük, bunu sana ben almadım," taklidimi yaparak benimle alay etti.

"Ne?" paketi salladım. Ayakkabı? Ya oydu ya da bir bombaydı ve paketi sallayarak onu etkinleştirmiştim.

"Kapımın önüne bırakılmıştı. Senin için olduğu yazıyordu," omuz silkti.

"Kim olduğunu gördün mü?"

"Of, götlek, sana az önce paketin kapımın önüne bırakılmış olduğunu söyledim," kanepeye oturduk. "Bir araba bile görmedim, sadece paketi gördüm."

"Ve onu aldın mı? Ne olduğunu bile bilmeden?"

"Ah, doğru. Ölebilirdim," gözlerini devirdi. "Ama ölmedim, hadi aç şimdi."

İç çektim ve paketin üstündeki kurdeleyi çözdüm. Ambalaj kağıdını yırtınca direkt Vans logosu göründü.

"Siyah, otuz yedi buçuk numara," ayakkabıları kutudan çıkardım. "Aynı söylediğim gibi."

"Ha?"

"Mesajlaştığım adama istediğim ayakkabıyı anlatmıştım," kutuyu yere koydum. "Harry Styles olayından hemen önce."

"Orada olup olmadığına bakmak için geri dönmüştüm, ama tek gördüğüm Harry'di."

"Mesajlaştığın adam mı?"

"Kış tatilinden bir gün önce bir bilinmeyen numaradan mesaj aldım. Söylediğine göre son sınıf öğrencisi. Bana adını söylemiyor." anlatırken kulağa ne kadar aptalca geldiğini fark ettim "Benden hoşlanıyor, ya da ben öyle sanıyorum. Başta bunun bir şaka olduğunu sandım, ama o baya ısrarcı."

"Harry olayından sonra, ona bir sürü kaba şey söyledim ve bilmiyorum, özür dilemeye çalıştım, ama henüz mesajımı yanıtlamadı.

"Oh," mırıldandı. "Yarınki partiye geliyor musun?"

"Hayatta olmaz." Harry'i bir daha asla görmezsem, mutlu olurdum. Ondan ve liseden yeterince bıkmıştım.

"Peki, ben Josh'u görmeye gidiyorum." Niall gülümsedi.

[[ /// \\\ ]]

Peri Prenses: louis?

Peri Prenses: özür dilerim yanıtlamam çok uzun sürdü

Peri Prenses: bir sürü noel alışverişi yapmam gerekti

Peri Prenses: annem besbelli benden nefret ediyor çünkü şu an olduğumuz yerde telefon berbat çekiyor

Peri Prenses: açıkçası lou, bir daha benimle konuşmayacaksın diye çok endişelenmiştim.

Peri Prenses: yani, gerçekten elime yüzüme bulaştırdım diye düşündüm.

Peri Prenses: çok üzgünüm, lou, gerçekten öyleyim.

Peri Prenses: lütfen bir daha beni bırakma.

Ben: açıkçası, ben üzgünüm. yani sadece Harry'e o kadar sinirlenmiştim ki tüm sinirimi senden çıkardım

Ben: gerçekten bir saniyeliğine onun sen olduğunu düşündüm ve o bana o şeyleri dedi

Ben: ve ben de sadece patladım

Ben: ben senin gerçekten tatlı olduğunu düşünüyorum, tamam mı? ve sen ve benim hiçbir zaman bir araya gelip gelmeyeceğimizi bilmiyorum

Ben: ama seninle temiz bir sayfa açmayı çok istiyorum, olur mu?

Ben: bana kim olduğunu söylemen için sana baskı yapmayacağım. bu anonim şeyi ile geçineceğim.

Ben: ama bir şartla.

Peri Prenses: nedir?

Ben: bahar tatilinden önce bana kim olduğunu söyleyeceksin

Ben: bana kim olduğunu söylemen için üç ayın var.

Ben: ve eğer söylemezsen, bir daha seninle asla, ama asla konuşmayacağım.

Peri Prenses: tamam. söz veriyorum 31 Mart'tan önce sana kim olduğumu söyleyeceğim.

Ben: gerçekten mi? planladığımdan daha kolay oldu

Ben: şimdi siktir git

Ben: ayakkabılar için de teşekkür ederim, götlek. :)


Texting ✉ Larry » TürkçeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin