✉ on-yedi

1.6K 154 222
                                    


"İki dolar," kasiyer söyledi. Ona iki dolar verdim ve öğle yemeğinde her zamanki oturduğum yere oturdum. Grubumuzda her zaman ilk oturan kişi bendim, çünkü Josh ve Niall genelde etrafta dolanıp insanları gıcık etmekle meşgul oluyorlardı. Her zaman yemek yemek için son on dakikayı bekleyip, sonra da yemek için yeterince vakitleri olmadığı hakkında yakınıyorlardı. Dan öğle yemeği yemiyordu ve Liam bugün gelmemişti, bu yüzden sanırım bugün yalnız oturacaktım.

"Louis." Yukarı bakığımda Harry yanımda dikiliyordu. Tek gördüğüm morarmış gözüydü ve bunun hakkında kötü hissediyordum.

"Aman Tanrım, Harry, ne—" duraksadım. "O kap kek mi?"

"Evet," gülümsedi. "İki tane var. Oturabilir miyim?" Başımı olumlu anlamda salladım ve tepsisini benimkinin yanına bıraktı.

"Bir tanesi senin." Aw. Erkekler beni kazanmanın yolunu biliyor. Beslenmeyi sevdiğimi biliyorlar.

"Ben paylaşmam, Harry, bu yüzden patateslerimin hiçbirini almıyorsun." Dudağını büzdü ve kafamı hayır anlamında salladım. Kap kekimi yerken abartısız beş dakika boyunca dudağı büzük bir şekilde bana baktı.

"Aman Tanrım çok ilgi bekliyorsun, Styles. Al sana patates kızartması," bir tane patatesi kafasına fırlattım.

"Sinir problemlerin var, Louis Will."

"Üzgünüm, bunu söyleyen ilk kişi değilsin. En azından sen mastürbasyon yapmam gerekti—" Siktir! Neden bunu dışımdan söyledim? Şu an zihnimde kendimi tokatlıyordum.

"İnternetteki Zac Efron fotoğraflarına bakarak mastürbasyon yapan birine benziyorsun."

Kafamı hayır anlamında salladım.

"Ha, komiksin," Sahte bir şekilde güldüm. "O bir kerelikti." Harry ile aynı anda gülmeye başladık. Neden bu kadar komik olduğunı bilmiyordum, ama dünyadaki en tatlı kahkahaya sahipti ve bu benim gülmek istememi sağlıyordu.

"Ama cidden, Zayn ile senin aranda ne oldu?" Harry kaşlarını çattı.

"Araba olayı yüzünden beni suçladı ve saçma sapan konuşmaya başladı, genelde senin hakkında bir şeyler söyledi ve ben de ona karşılık olarak bir şeyler söyledim, bu yüzden beni yumrukladı."

"Sen neden onu yumruklamadın?" Başımı iki yana salladım. "Neden beni savundun? Beni tanımıyorsun bile?"

"Şiddeti sevmiyorum," omuz silkti. "Seni tanıyorum Louis ve senin canının yandığını görmek istemiyorum. Kimsenin canının yandığını görmek istemiyorum."

"Peki teşekkür ederim, Styles. Düşündüğüm gibi aşağılık biri değilmişsin." Gülümsedim ve bana orta parmağını gösterdi.

"Kaba."

"Harry Styles, asla sen ve Louis'yi konuşurken göreceğimi tahmin etmezdim." Josh ve Niall karşımıza oturdu.

"Aslında, şu an onunla konuşuyorum çünkü gözümü morarttı."

"Öyle bir şey yapmadım."

"Çok ciddi sinir problemleri var."

"Senin de çok ciddi aptallık problemlerin var."

"Gördünüz mü?"

"Altıncı derste görüşürüz, Louisio," Harry ayağa kalktı ve kendi grubunun yanına oturmadan önce çöpünü çöp kutusuna attı.

"Bana az önce Louisio mu dedi?" Josh omuz silkti. "Yemin ederim ona eğer sen söylediysen, Niall..."

"Sürtük, ben söylemed-" Öğle yemeğinin bittiğini bildiren zil çaldı.

Texting ✉ Larry » TürkçeWhere stories live. Discover now