Bölüm Bir: Fairy Tail Hanı

1.1K 86 20
                                    

"Merhaba bayım." Başımla selamı kabul ettim. "Size de merhaba." Merakla çantama zar zor sığan Lavtamı işaret etti.

"Müzisyenler Fiore'ye pek uğramaz. Seni buralara hangi rüzgar attı?"

Gülümseyerek ağır çantamı diğer omzuma geçirdim.

"Buralara yeni geliyorum. Yaşadığım şehir bana küçük gelmeye başladı ve bende bir yolculuğa çıktım. İki gündür yoldayım ve kalacak bir yer arıyorum. Yardımcı olabilecek misiniz?"

Başını sallayarak tezgahın arkasından çıktı. "Beni izleyin lütfen."

Peşinden dışarı çıktım. Parmağını uzakta ki büyük bir yere çevirdi.

"Şurada ki binayı görüyor musunuz? Orası buranın en rahat ve uygun fiyatlı hanıdır. Oraya giderseniz size her konuda yardımcı olurlar."

Hanla durduğum yerde ki mesafeyi ölçtüm.

"Biraz uzak değil mi? Kaybolmak benim hobim gibi bir şey."

Ufak bir kahkaha attı.

"Korkmayın. Eğer kaybolursanız etrafta ki herhangi birine "Fairy Tail Hanı'na nasıl gidebilirim?" diye sormanız yeterli."

Keyifle güldüm. "Peki siz öyle diyorsanız."

Bir kez daha hana bakıp adama döndüm. "Teşekkür ederim Bayım."

Başıyla beni selamladı.

"Eğer yardımcı olabileceğim bir şey olursa uğramaktan çekinme, delikanlı."

Tepeden indiğimde güneş batıyordu. Etrafımda insanlar koşuşturuyor günlük işlerini yapıyordu.

Önümden mutlulukla oynayan çocuklar geçtiğinde gülümseyerek onları izledim.

Etrafımda binbir çeşit renk vardı. Hangi köşeye baksam insanlar mutluydu. Şehir nefes alıyordu.

Evlerin sokağına girdiğimde kalakaldım. Küçük bardan gördüğüm evler burada daha büyüktü.

Acıyla yüzümü buruşturdum. Yarım saate kalmaz kesin kaybolacaktım.

Omuz silkerek az önceki renkli sokağa geri döndüm. Karışık yollardan gitmek yerine ana sokaktan gidecektim.

Hangi yoldan gideceğime bakmak için etrafta dolaşırken biri aniden omzuma çarptı. Acıyla omzumu tutarak çarpan kişiye döndüm.

Yeşil saçlı bir adam yerde oturuyordu. Aceleyle yanına çöktüm.

"Hey! Siz iyi misiniz?"

Yavaşça onu yerden kaldırdım. Omzunu biraz daha ovarak bana baktı.

"Ah benim hatam! Aslında ben size sormalıyım!"

Omzuma aceleyle bir bakış attı. "Umarım çok acımamıştır. Son zamanlarda biraz meşgulümde."

"Önemli değil. İyi olmanıza sevindim."

O sırada gözüme yere dökülen bir poşet dolusu sebze ilişti.

Yakınımda ki birkaç sebzeyi alarak ona uzattım. "Sanırım bunlar sizin."
Korkuyla arkasında ki dökülmüş sebzelere baktı. Telaşla çökerek onları toplarken bende ona yardım ediyordum.

Elimde ki domatesi poşete koyarak doğruldum.

"Bunlar önemli olmalı."

Ezilmiş birkaç sebzeyi alarak o da doğruldu.

"Evet. Mirajane işi olduğu için çarşıya beni yolladı. Bunları hana götürmeliydim. Ama şimdi neredeyse hepsi mahvoldu."

Sıkıntıyla saçlarımı karıştırdım. "Sebzeler için tekrar üzgünüm."

Çilek Kırmızı ve Safir Mavi (Fairy Tail JerZa Fanfic)Where stories live. Discover now