Bölüm Yedi: Kördüğüm

326 36 10
                                    

-934 Kelime-

Lucy beni aniden dışarı çıkardığında az daha yere düşüyordum. Konuşmadan ne kadar gittik bilmiyorum ama durduğumuz da çadırdan uzaktaydık.

''Ne oldu da böyle aceleyle çıktık?''

Yanaklarını şişirip ''Yalan söylüyor,'' dedi. ''Babam az önce yalan söyledi. Bir şeyler bildiğini biliyordum.''

Diyecek hiçbir şey bulamamıştım.

''Ne?'' Şaşırmış halime bakıp sıkıntıyla iç çekti.

''Ben de senin yerinde olsam bu kadar şaşırırdım, Jellal-san. Jude Heartfilia'yı kendinden bile iyi tanıyorum. Ve az önce yalan söyledi. Ciddiyim, bildiği her neyse öğrenmemizi istemiyor. Handan bile sakladığına eminim.''

''Ama bir dakika,'' Merakla bana baktı.

''Handaki sırrı bilmediği halde onlardan bir sır mı saklıyor? İyi de bu fazla garip değil mi?''

Bir taşı ayağıyla yuvarlayıp, ''Ben de ondan bahsediyorum,'' dedi. ''Ne olduğunu bilmiyor onu öğrenmek istiyor.''

''Ortada ne olduğunu bilmeden birbirlerine tuzak hazırlamışlar. Ve korktuğum şey ise Handa ki sırrın hepimizi ilgilendiriyor olabileceği.''

Başımın çok fena belada olduğunu hissediyordum. Tanrım! Saçlarımı karıştırıp derin bir nefes aldım. ''Ne yapacağız peki?'' Gerginlikle kıpırdandı. ''Hiçbir fikrim yok. Kendi başımıza kalkışsak nereden başlayacağımızı bile bilmiyorum.''

Biz orada öylece durmuş düşünürken Gray, Natsu ve Juvia uzaktan el sallamıştı.

''Selam çocuklar!'' Biz de onlara selam verdik.

Gray'in yüzünde meraklı bir ifade vardı. ''Lucy? Ne bu halin? Bir şeyler dönüyor değil mi?'' Lucy kıkırdayıp başını salladı. ''Tam üstüne bastın!''

Natsu hariç hepimiz gülmüştük. ''Ne oldu peki?'' Lucy sıkıntıyla iç çekip bana baktı. ''Aslında bunu daha uygun bir yerde konuşsak daha iyi olur, Gray.''

Gray başını sallayarak önümüze geçti. ''Çadıra gelebilirsiniz. Bu gün nöbetçi çadırında biz varız." dedi Juvia'yla kendini göstererek.

Juvia anında renk değiştirmişti. Ben o ikisine şaşkınca bakarken Lucy bana dirsek atıp, göz kırptı.

''Alışsan iyi olur, onlar hep böyleler.''

Hepimiz çadıra doluştuğumuz da, Lucy ortaya oturup bizim de oturmamızı işaret etti. Natsu sinirli bir bakış atarak Lucy'nin yanına geçince ben de Gray'ın yanına geçtim.

Gray ellerini ovuşturdu. ''Bekliyoruz.''  ''Handa olan şeyleri biliyorsunuz zaten,'' başımı salladığımda diğer üçü merakla bana baktı.

''Evet çocuklar, Jellal-san'da bizden.'' Yine Natsu hariç hepimiz gülmüştük. Bu çocuğun derdi ne anlamıyorum.

''Jellal-san'la orada tanıştık. Handa kalıyordu. Ve tabii ki de hepimiz gibi o da yasak için uyarıldı.''

Başımı salladım. ''Bizim pek oralarda takıldığımız söylenemez zaten. Ama size daha önceleri de orada bir şey hissettiğimi söylemiştim. Şey söyleyeceğim şeye hazır mısınız bilmiyorum ama...Jellal-san'la biz o yasağı çiğnemiş olabiliriz.''

Üçü de kalakalmıştı. ''E-ehhhh?!'' Lucy kendini tutarken ben kahkahayı basmıştım. Sonra da Lucy'de gülmüştü.

''Dalga geçiyorsunuz değil mi?''

''Hayır,'' dedi Lucy. ''Çok ciddiyiz.'' 

''Orada ki şeyi gördünüz mü!'' Juvia heyecanla ellerini çırptı. ''Aslında,'' dedim cebimde ki fotoğrafı çıkarırken. ''Görmüş olabiliriz sanırım.''

Çilek Kırmızı ve Safir Mavi (Fairy Tail JerZa Fanfic)Where stories live. Discover now