Bölüm Beş: Sarışın Falcı

415 48 11
                                    

YN: Medya'da Natsu ve Lucy ^^ Aslında biraz daha yakın fan artlar aradım ama bulamadığım için bunu koydum :D

***
"Burası da her akşam eve dönmek için kullandığım kısa yol."

Lucy'nin peşinden yola daldım. Ona geleceğimi söyleyince çok sevinmiş, yanlış anlaşılmasın diye de beni arka kapıdan çıkarmıştı.

''Akşamları ateşin başında toplanıp hikaye anlatırız. Bir çingene geleneği işte.'' (YN: Öhm. Burada ''Çingene''den kastım, göçmen topluluklar.) Ellerini birleştirip parmaklarıyla oynadı.

''Bu çok güzel,'' dedim. ''İnsanların farklı yerlerden hikayeler anlatması güzel.''

Hızla başını salladı. ''Kesinlikle! Genellikle anlattığımız hikayeler, fantastik ve korku içerir. Geçen yıllarda göçmen falcıların başına gelenlerde bunlardan birisi.''

Sonlara doğru sesi kısılmış, üzüntüyle başını sallamıştı. Hemen sonra da kocaman gülümsedi.

Bunca yıldır toplum tarafından soyutlanmışlardı. Az çok neler yaşadıklarını anlayabiliyordum. Üstelemeyerek, kaldırımda ki taşları bir bir geçen Lucy'i izledim. 

Bir adım atıyor, iki taş geçiyor, hemen sonra bir adım daha atıyordu. Küçükken bunu bende oynardım.

Birdenbire kendimi Lucy'nin yanında bulmuştum. Onun bastığı bir önceki taşlara basıyor, Lucy'i takip ediyordum.

Evler tek tük azalmaya başlamıştı. Sanırım yaşadığı yerin yakınlarındaydık.

Beni karşı tarafa geçirip, yıkık dökük evin yanından geçirdi. Karşıda yanan çadır ışıklarını görüş alanıma aniden girmişti.

''B-bu çok güzel!'' Durup neye baktığıma baktı.

''Ha evet! Çadırlarımıza astığımız fenerler gerçekten de harikadır. Birde onu üstten görmelisin! Eğer bu gece erken uyumazsan seni her zaman gittiğim tepeye çıkarabilirim!''

Heyecanla bana döndü. ''Bu gece dolunay var. Ay en tepedeyken, kaldığımız yerin mükemmel bir manzarası oluyor. Her gece yaşadığım yere başka taraftan bakmak güzel bir his Jellal-san. Sessizlik her zaman en iyi dostum olmuştur.''

Hızla ağzını kapayıp yıldızlara baktı. ''Onlar da tabii ki! Sessizlik ve yıldızlar benim en iyi arkadaşım.''

Gülerek başımı gökyüzüne kaldırdım. Yıldızlar bunu duymuş gibi aynı anda parlamışlardı. ''Görüyor musun? Bana cevap veriyorlar!'' Lucy heyecanla kıkırdayıp yoluna devam etti.

Bir kez daha yıldızlara bakıp Lucy'nin peşine takıldım. İleride iki-üç insan belirmişti. Lucy onlara el salladı.

''Bunlar bu gece için seçilen nöbetçiler. Şu sağda ki kız Juvia. Onun yanında çıplak olan da Gray.''

Gray'i o halde görünce büyük bir kahkaha patlatmıştım. Ben gülerken Juvia eline geçirdiği beyaz gömleği Gray'e giydirmeye çalışıyordu.

''Ne kadar da uyumlular.'' Lucy muzip bir sırıtışla bana döndü.

''Aynen! Zaten birbirlerinden hoşlanıyorlar, Jellal-san. Sadece onlara bunu fark ettiremiyoruz.''
Biraz daha yaklaştığımızda, bana bakan insanlarda ki hoşnutsuz ifadeyifark etmiştim.

Haklıydılar. Ne de olsa onlardan biri, düşman saydıkları biriyle arkadaş olmuştu.

''Onlara aldırma,'' dedi Lucy gülümseyerek. Başımı sallayıp, dediklerini kabul ettiğimde sağ taraftan bize gelen birini fark etmiştim.

Çilek Kırmızı ve Safir Mavi (Fairy Tail JerZa Fanfic)Where stories live. Discover now